English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Saleem

Saleem Çeviri Fransızca

60 parallel translation
Bir Yahudi Omer Saleem'i vurdu çünkü Saleem'in dükkânını soyacağını fark etti.
Ce juif a été Omar Salim, croyant qu'il allait le voler.
Saleem'in üstünde silah bile yoktu.
Salim n'était même pas armé.
Abdul, Tariq, Saleem, karşıma geçin size bir bakayım.
Abdul, Tariq, Saleem, faites voir.
Çok güzel çiziyorsun, Saleem.
C'est super, Saleem.
Naber Saleem?
Salut, Saleem.
Peggy için Saleem'i de getirir misin?
Amène Saleem pour Peggy.
Ayrıca Saleem de benimle çıkacak.
Et des mamours avec Saleem!
Saleem, niye okul için aldığım takım elbiseni giymiyorsun?
Saleem, pourquoi tu mets pas costume que j'ai acheté pour études?
Saleem, bozukluklarını hazırla.
Saleem, sors ta monnaie.
Bunlar kardeşlerim Tariq ve Saleem.
Deux de mes frères, Tariq et Saleem.
Sajid, git bak bakalım Saleem gelmiş mi?
Va voir si Saleem est rentré.
- Saleem dün sınırdışı edildi.
- Il a été déporté hier.
Ağabeyi Selim, intihar komandosu olarak Hamas'a alınmış.
Son frère, Saleem, a été recruté par le Hamas. C'était un shahid, un kamikaze.
Selim'in Kudüs'teki bir otobüste kendiyle birlikte 9 İsrailli'yi havaya uçururken çekilen bu kaset El Cezire'de yayınlandı.
Al-Jazeera a diffusé ça après l'attentat suicide de Saleem, tuant neuf civils israéliens dans un bus à Jérusalem.
Selim örgütün geleneksel zırvalarını ezberleyip saymış. Ama annesi ve babasının intikamını almak için öldüğünü söylemiş.
Ici, Saleem récite le discours du martyr habituel, mais il parle aussi de venger son père et sa mère.
- Bu Al-Saleem.
- C'est Al-Saleem.
Ama Balad'da bir hücre evinden bahsediyor. Al-Saleem orada olabilir.
Mais il a parlé d'une planque au nord, près de Balad, où Al-Saleem a pu être.
Al-Saleem hücresinin bilinen eylem merkezi.
Cible mobile, base d'une cellule d'Al-Saleem.
Al-Saleem'in bulmak için bizim kadar hevesli Ürdün istihbaratıyla çalışacaksın.
Il la ferme. Vous contactez le renseignement jordanien, qui traque Al-Saleem.
Amman'da büyük bir Al-Saleem hücre evi ve eğitim merkezi keşfettik.
Nous avons découvert une cellule d'entraînement d'Al-Saleem ici, à Amman.
Amsterdam'daki patlamayı hiç kimse üstlenmediği için AI Saleem'in işi olduğunu düşünüyoruz.
Comme Amsterdam n'a pas été revendiqué, nous l'attribuons à Al-Saleem.
Al-Saleem'in yeni çekilmiş fotoğrafı.
Une photo récente d'Al-Saleem.
Elinde Al-Saleem'in yeni çekilmiş bir fotoğrafı varmış.
Vous avez une photo récente d'Al-Saleem.
O ev bizi Al-Saleem'e götürebilirdi.
Cette maison pouvait nous mener à Al-Saleem.
Yapmamız gereken, Hani'nin işbirliği olsa da olmasa da adamımızı Al-Saleem'in çadırına sokmak.
Notre but, avec ou sans le concours de Hani, est d'avoir un homme à nous sous la tente d'Al-Saleem.
- Ama Al-Saleem bunu bilmiyor, değil mi?
Mais Al-Saleem le sait pas.
- Biz de o zaman, hiçbir sonuç alamadığımız halde bütün dünyada Al-Saleem'in izini süreceğimize en az onunki kadar etkili başka bir terörist operasyonu varmış gibi yapsak nasıl olur?
Au lieu de traquer Al-Saleem autour du monde sans aucun résultat, faisons croire qu'il y a un autre groupe terroriste aussi efficace que le sien.
Al-Saleem böyle bir rekabete nasıl tepki verir?
Comment Al-Saleem réagirait-il à un tel défi?
Tamam, lafı yayarım ama Al-Saleem'in dikkatini çekecek kadar büyük bir şey olmalı.
On y travaille. Ça fera causer, mais il faut du lourd pour attirer l'attention d'Al-Saleem.
Viyana'dan yapılan bir görüşmedeki ses Al-Saleem'e çok benziyordu.
Une voix surtout, à Vienne, ressemble bien à Al-Saleem.
Bir, gösteriyi Aisha'yı kaçıranlar yönetiyor ki bu durumda Al-Saleem'e yakınlar.
Ça me dit deux choses. Ceux qui ont Aisha mènent le jeu, donc ils sont proches d'Al-Saleem.
Şimdi Al-Saleem elinizde mi?
Donc, vous avez Al-Saleem?
Saleem'in adamları canını yakmak için çok uğraştı, ama hala iyi durumda.
Les hommes de Saleem l'ont anéantie, mais je pense qu'elle est viable.
Benim adım Saleem Ulman.
Mon nom est Saleem Ulman.
Bak Saleem, bu dünyada, bir adamı çılgına çevirip, gözünü karartacak ve damarlarındaki kanın alev almasını sağlayarak, gözünü bile kırpmadan tehlikenin içine bodoslama dalmasını sağlayacak bir tek sebep vardır.
Saleem, il n'y a qu'une seule force sur Terre capable de court-circuiter les meilleurs instincts d'un homme, mettre le feu dans ses veines et le faire plonger tête la première dans le danger sans égard pour son propre bien-être.
İntikam, Saleem.
La vengeance.
Kuzey Afrika'da Saleem Ulman adında birinin yönettiği bir kamp.
Avec l'emplacement d'un camp en Afrique du Nord, dirigé par Saleem Ulman.
Saleem'e yardım götürüyor olmalı.
C'est peut-être une voie de ravitaillement directe vers Saleem.
Başka biri daha ölmeden, Saleem Ulman'ın durdurulması lazım.
Saleem Ulman doit être arrêté avant qu'une autre personne ne meure.
Her şey Saleem ve adamlarının çölde bir yerde direnebilmeleri için.
Tout ce dont Saleem et ses hommes ont besoin pour vivre dans le désert.
Saleem'in kampına doğru yol aldığını biliyoruz,
On sait qu'il se dirigeait vers le camp de Saleem,
Şimdi Saleem'e duymak istediklerini anlat.
Maintenant tu dis à Saleem tout ce qu'il veut entendre.
Acı gerçek şu ki, oraya çölün ortasına, Saleem Ulman'ın Caf-pow içmeden duramayacağı teorisine dayanarak, özel kuvvet göndermeyeceğiz!
La dure vérité est qu'on ne va pas envoyer les SEAL dans le désert sur le simple fait que Saleem Ulman ne peut pas vivre sans son Caf-Pow!
Hey, Saleem. Nasılsın adamım?
Saleem, comment va?
Yaşayacak 30 saniyen kaldı, Saleem.
Il vous reste 30 secondes à vivre Saleem.
Müdür David'in elinde Amerikalı ve İsraillilerin ölümünden sorumlu, buna Mossad ajanları da dahil, bir terörist olan, Saleem Ulman'ı takip edebilecek bilgiler vardı.
Le directeur David avait des infos utiles pour traquer le terroriste, Saleem Ulman... Responsable de la mort d'Américains et Israéliens, dont un agent du Mossad.
Abdul, Tariq, Maneer, Saleem, Meenah, Sajid, kalkın! Kahvaltınız hazır!
Debout, le petit déjeuner est prêt!
Selam, Saleem.
Salut, Saleem.
- Saleem ne güne duruyor?
- Saleem aurait pu y aller.
Al-Saleem'e ne kadar yaklaştığına göre mi?
Par vos progrès pour approcher d'Al-Saleem?
Peki Al-Saleem nerede?
Et où est Al-Saleem?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]