Salonda Çeviri Fransızca
1,279 parallel translation
Salonda sessizlik
Silence dans la salle!
Lütfen salonda toplanın.
Merci d'avoir patienté. Le spectacle va commencer. lnstallez-vous confortablement etpassez une bonne soirée.
Ayrıca bu salonda yerin de yoktur.
Et vous n'avez pas votre place ici.
Büyük Salonda, D'Ghor'un karşısına dikildiğinde muhteşemdin.
Je n'ai pas eu l'occasion de te le dire, mais dans la salle du Conseil, face à D'Ghor, tu as été grandiose.
İnsanlar salonda maytap yakardı. Ve sen birilerinin vurulduğunu düşünürdün.
Des gens faisaient exploser des pétards dans la salle de concert et on croyait qu'un de nous venait d'être blessé
" Seyirciler karanlık bir salonda oturup kendi güvensizliklerini fark edip ekrandaki kahramanı tanırsa,..
"et qu'il reconnaissent leurs angoisses " en voyant celles des personnages sur l'écran, " ils acceptent les situations les plus invraisemblables
Kyle salonda seni bekliyor.
Kyle t'attend dans la salle.
Ben büyük salonda çıkıyorum.
J'ai la salle principale.
- Salonda.
- A la salle de boxe.
Yani forma girmek için salonda, çorabını çekmiş çalışan dallamalardan olmasın.
Qui n'a pas besoin de cogner un sportif pour être bien.
Salonda bekleyin, tamammı?
Attendez dans la salle de séjour.
Salonda silahla beklerken... Bayan Maretto'yu ve geri kalan yaşantımızda nasıl beraber olacağımızı düşünerek çok öfkeli kalmaya çalışıyordum.
Quand j'étais dans l'entrée, avec le revolver, à essayer de ne pas paraître trop nerveux en pensant à Mme Maretto et à notre future vie ensemble.
O da bu salonda çalışıyordu.
Il bossait là-bas aussi.
Eğer son şampiyonayı görmek istiyorsanız, burada, olimpik salonda, hala bir kaç koltuk boş.
Il reste encore des places pour ceux qui veulent assister au combat!
Salonda başka tek bir kadın yok ki onunla dansa kalkmak benim için ceza olmasın.
( DARCY ) : Vous savez que cela serait pour moi une pénitence que de danser avec d'autres femmes.
- Sen de salonda oturmayı mı tercih ediyorsun?
- Et vous préfèrez rester dans le petit salon?
İki bey ve bir bayan salonda sizi bekliyor. Biri Mr Darcy.
deux gentlemen et une dame vous attendent dans le petit salon. l'un d'eux est Mr Darcy.
Salonda bekleyin.
Attendez dans la salle d'attente.
Mannel, Paragon 84'üncü Sokak sinemasında 21 : 30'da ana salonda gösterimde.
Vous pourrez voir le film au Paragon, sur la 84e dans la grande salle, à 21 h30.
Ve ayrıca ikinci salonda saat 21 : 00'de de oynuyor.
Le film est également présenté dans la salle 2, à 21 h.
Hey, doğru salonda olduğuna emin misin?
- Vous êtes dans la bonne salle?
Susan! - İki salonda oynuyor.
Le film se joue dans 2 salles.
Salonda duruyordu, gözlerimi kapamamı söyledi.
C'était mon père. Il était là, debout, et m'a dit de fermer les yeux.
Bilirsiniz, saatlerce yürür bazen burada, şu salonda.
II marche parfois plusieurs heures dans cette galerie.
Bakın bayım, ben burada salonda geziniyorum.
Je vais faire quelques pas.
Salonda çok iyiydim.
J'étais le roi des visites à domicile.
Sevgilim, salonda bir bomba var.
Ma chérie, il y a une bombe dans la salle.
- Salonda küfretmeyin.
- Interdit de jurer au tribunal.
Salonda beklemeniz gerek.
Attendez dans la salle d'attente.
ve böylece, şimdi, burada bu kutsal salonda büyük kahramanlarımızın dikkatli bakışları altında en yüksek şekilde onurlanacaksınız bu bir Klingon'a bağışlanır...
Et à présent, ici, dans ce lieu sacré, sous le regard vigilant de nos plus grands héros, vous allez recevoir le plus grand honneur qui existe :
Qam-Chee'deki büyük salonda baskın 500 savaşçı.
Cinq cents guerriers ont pris le château de Qam-Chee.
Sultan, lider olmadan ülke meseleleri konuşmaya alışık değil. Salonda durmuş birinin ne yapacağını söylemesini bekliyor.
Le sultan n'étant pas accoutumé à une telle cérémonie sans chef d'État, il se tenait debout dans le hall attendant que quelqu'un lui dise quoi faire.
Ama o salonda, azmış kolejliler ve sapıklarla bulunmak.
Mais être là, dans ce cinéma, entourée d'étudiants en rut et de pervers...
Salonda farklı bir hava vardı. Çok enteresandı.
Quelque chose dans l'air qui...
Bir sonraki salonda samandan bir yatak var.
A côté, il y a un dodo empaillé.
Eğer içki eklemek istersen bar salonda.
Si vous voulez... corser un peu ça... Ie bar est dans le salon.
Size bu mektubu yazdıran kişiyi bu salonda gösterebilir misiniz?
Pouvez-vous indiquer qui vous a forcée à écrire ça?
Ana salonda iki ceset daha var. Başkan'a mı ait?
On a trouvé deux autres corps.
Arkada, salonda.
En arrière dans le hall
Pekâlâ, posterler asıldı, salonda sıcak bir ortam yaratıldı...
Les banderoles sont prêtes, le hall est agréable.
Hayır, salonda bekle. Dışarısı soğuk.
Non, asseyez-vous, il fait froid.
Tamam, salonda beklerim.
D'accord, je vais m'asseoir.
Salonda seks yapmadık.
On n'a pas eu de rapports dans le salon.
Ama salonda bekleyebiliriz.
On peut les attendre dans le salon.
Ve bu salonda, davalılar dışlanan kişiler bile olsa yine de suç unsurlarını kanıtlamak zorundasınız.
Et ici, même si les accusés sont des gens à problèmes, il faut quand même prouver qu'il y a bien eu crime.
Salonda, dövüşlerde.
Le club, la salle.
Sizi salonda bastığımı düşündüm.
Je vous avais surprise tous les deux au salon
Seninle salonda buluşuruz.
On se retrouve au ciné.
Bu salonda ben bile işemek için oturmuyorum.
Dans ce ciné, même moi je ne m'assois pas pour pisser.
Evet, ama bu bir film olduğu için oyuncunun sesini salonda duyurması derdimiz yok bizim. Bize gereken bir film oyuncusu.
Dans un film, on n'a pas le problème de l'acteur qui doit projeter.
Herkes büyük salonda
Ils sont tous à l'atrium.