Sapasağlam Çeviri Fransızca
400 parallel translation
Vazife anlayışın, bir kale gibi sapasağlam.
Votre sens du devoir est aussi inébranlable que Gibraltar.
Sapasağlam durup bana uğursuzluk getirir.
Elles me portent malheur!
- Açıklamama izin verseydiniz... - Sorun ceketim değil ceketiniz hala sapasağlam dururdu.
Si vous aviez attendu mes explications, votre habit ne serait pas déchiré.
- 3 gün sonra sapasağlam olursunuz.
- Encore trois jours et vous serez sorti.
Kayığı halatla bağlanmış bulduk, sapasağlam, hiçbir şey olmamış.
Le canot était amarré, intact. Rien n'avait été touché.
- Sapasağlam.
- En pleine forme.
Beyler, uçaklarınız benzin dolu, sapasağlam ve gitmeye hazır.
Vos avions ont été révisés, le plein est fait. Ils sont prêts au décollage.
Sapasağlam bir at, üstü kapalı bir araba.
Un cheval en bonne santé, un fiacre fermé.
Evet efendimiz, o sapasağlam çukurda, başında yirmi bıçak yarasıyla hem de.
- Oui, seigneur. Sûr au fond d'un fossé, vingt plaies dans la tête, la moindre étant mortelle.
Son posta atlın geldi. Sapasağlam.
Le 5ème courrier est rentré.
Bütün cihazları kontrol ettim. Hepsi sapasağlam.
J'ai vérifié chaque instrument Tous fonctionnent.
- Mendoza'yı bir hücreye tıktım. Sapasağlam bir cinayet iddianamesi ve suçun görgü tanığı var.
Ce Mendoza est bouclé, il est convaincu de meurtre et on a un témoin du crime.
Tamam, burada sapasağlamım.
Je suis en sécurité.
İşte senin kayıp Jumbo, sapasağlam.
Il est là, votre Jumbo. Tout va bien.
Tek parça olarak kalmışsa bile içindeki biri sapasağlam ortaya çıkabilir mi?
- C'est vrai! - Et même s'il était d'une pièce... quelqu'un pourrait-il marcher après une telle secousse?
Sapasağlam geri dönüşünüze çok sevindim efendim.
Heureuse de te revoir sain et sauf, Seigneur...
Dün gece olanlardan sonra, seni sapasağlam görmekten ümidimi kesmiştim.
J'avais presque cessé d'espérer te revoir en vie après ce qui s'est passé hier soir.
İşte, sapasağlam döndüm!
Brûlez ces haillons puants.
Ama Binbaşı McEwan'la Yüzbaşı Waller sapasağlam.
McEwan et Waller sont indemnes.
" Ninen her şeyi yiyebilir. Dişleri halen sapasağlam.
La mamé de chez toi, elle a des dents pour n'importe quoi.
Dişlerim sapasağlam olduğu için utanıyorum.
J'ai honte de mes dents.
# Arkasından konuşmadı onun # Fakat şimdi Sapasağlam dişleri yüzünden
Pourquoi faut-il que ces dents intactes ruinent une vie sans tache?
Çocukları sapasağlam Beth Amal'a götürmüş.
- Oui. Les enfants sont en sécurité à Beth Amal.
Fena sayılmam, bir iki güne sapasağlam olurum.
Je vais bien. D'ici quelques jours je serai rétabli.
Ve bu kavgadan sonra kardeşin sapasağlam olacak.
Après un combat, ton frère est un autre homme.
Şu Tarih hocası, Bay Tshukamoto. O hâlâ sapasağlam.
C'était notre prof d'histoire?
Tanrılara sunulacak kişi sapasağlam olmalı.
Il doit être en vie pour les dieux.
Henüz değil, efendim! II. Henry sapasağlam ayakta daha!
Pas tout de suite, sir, le second est dans le meilleur de sa forme.
Siz doktorlar, sapasağlam olan hastalarınızın sapasağlam olduklarından emin olmalarını sağlayacak bir yol bulmalısınız.
Vous, les médecins, quand vous dites à vos patients que tout va bien, faites en sorte qu'ils le comprennent!
Dr. Morrissey benim sapasağlam olduğumu söyledi.
Dr. Morrissey vient de me dire que tout va bien.
Sapasağlam dönecek, her zaman yaptığı şey.
Elle reviendra sans problème. Elle le fait assez souvent.
Sapasağlam görünüyor.
Il paraît indestructible.
Köprü sapasağlam.
Ce pont est très solide.
Branston Köprüsü sapasağlam duracak.
le pont de Branston restera debout.
Yine de Tanrıya şükür, hepsi sapasağlam, hepsi hayatta.
Et tous ils vivent chez moi et pas un seul ne crève!
Bunu size devrediyoruz. Hem de sapasağlam.
Vous nous reprenez l'affaire en plein état d'marche!
Buyurun, Bay Groat, sapasağlam.
Tenez, M. Groat, en parfait état.
" Ruhlarımız sapasağlam ayağa kalktığında,
" Lorsque nos deux âmes se dressent
En küçük taşına kadar sapasağlam, tek parça.
Il est entier, chaque pierre y est.
Birkaç saat sonra onu karşımda sapasağlam gördüm.
Quelques heures plus tard, il m'est apparu.
İnanın bana, sapasağlam hayattadır.
Croyez-moi, il est bel et bien vivant.
Ama yine de sapasağlam bir adamım. Her ne kadar çocuğum olmuyorsa da.
Mais je suis encore un bon braqueur, meme si je peux pas avoir d'enfants.
Ölünün vücudu sapasağlam, neredeyse kalkıp yürüyecek.
Etrange. Le corps semble très ferme, comme s'il allait se lever et marcher.
Sapasağlam adam aniden gidebiliyor.
Deux, trois jours - tout est fini, alors que le défunt était en parfaite santé.
Bir iki güne kalmaz sapasağlam ayağa kalkarsın.
Un jour ou deux, et vous serez sur pied, comme si rien ne s'était passé.
Sapasağlam buradayım.
Par ici!
O iki sandığın gemiden sapasağlam indiğini gördüm.
J'ai vu que deux de ces caisses furent livrées du navire.
- Ama sapasağlam görünüyor.
- Mais il est complètement intact!
Ölmek üzereydi. Şimdi ise sapasağlam ayakta!
Ce matin il agonisait, maintenant il est en pleine forme.
Sapasağlamım.
Tout neuf.
Efendimiz, tanrılar sapasağlam geri dönüşünüze sevineceklerdir.
Les dieux se réjouissent de ton retour.