Sekiz buçuk Çeviri Fransızca
202 parallel translation
Sekiz buçuk.
20 h 30.
Sekiz buçuk.
Huit heures et demie.
Sekiz buçuk sularında.
Vers 20 h 30.
Sekiz buçuk olur mu? - Sekiz buçuk.
Parfait. 20 h 30?
Sekiz buçuk.
Vers 20 h 30.
Sekiz buçuk.
Huit ans et demi.
- Sekiz buçuk yaşındasın.
- Tu as huit ans et demi.
- Sekiz buçuk yaşında mı?
- À huit ans et demi?
Sekiz buçuk yaşında altıncı sınıfta mıydın?
Vous étiez en 6e à huit ans et demi?
Saat sekiz buçuk civarında.
Il devait être 8 h 30.
Gün batımına sadece sekiz buçuk saat kaldı.
Et plus que 8 heures à marcher en plein soleil.
Sekiz buçuk yaşında.
Il a huit ans et demi.
Fiyatımı sekiz buçuk krediye indiriyorum.
Je baisse mon prix à huit crédits et demi.
Sekiz buçuk. - Hayır.
8 pour 6?
Sekiz buçuk gibi Wakely'de buluşuruz.
Rendez-vous à Wakely à 8h30.
Sekiz buçuk günlük bir ilişkiydi.
On est sortis huit jours et demi.
Sekiz buçuk.
20h30.
Evet, çok güzel olur. Sekiz buçuk gibi mi?
Euh... c'est très gentil, oui.
Sekiz buçuk veren var mı?
Quelqu'un dit huit et demi?
- Sekiz buçuk, dokuz gibi. Niye?
- 8 h 30, 9 h. Pourquoi?
Sabah evime gel. Sekiz buçuk gibi.
Passe chez moi demain matin.
Sekiz buçuk gibi gel demişti.
Il m'a dit de passer à 8 h 30.
Dün gece saat sekiz buçuk gibi kulüpten ayrıldıktan sonra bir şeyler yemek için köşedeki dükkâna gittim.
En quittant le club, hier soir, vers 20 h 30, je suis allé manger dans un resto du coin,
"Mr. Belvedere" nin yayınladığı sekizle sekiz buçuk arası için randevulaşmaya ne dersin?
Alors, voyons-nous entre 20 h et 20h30 pendant Mr. Belvedere.
- Sekiz, sekiz buçuk.
- Huit heures, huit heures et demie.
Yeni doğmuşum, sekiz buçuk aylık bir prematüreyim.
Je venais juste de naître. J'étais prématuré de huit mois et demi.
Yemek salonu kapandı. Saat sekiz buçuk daha.
L'an dernier, tu m'as offert tout ça et on est allé danser.
- Sekiz buçuk.
- Huit fois et demi.
Sekiz buçuk yaşındasın ve oldukça aptalsın.
Tu en as 8 et demi, et tu es incroyablement stupide.
Tam olarak sekiz buçuk ay önce.
Ca remonte à huit mois et demi exactement.
Bak, sekiz buçuk haftalık hamilesin.
Je suis pas débile. T'es enceinte d'au moins huit mois.
Sekiz buçuk, tamam mı?
8h30, d'accord?
Sekiz buçuk on arası.
De 20h30 à environ 22h.
Sekiz buçuk gibi. Neden?
Huit heures et demie, pourquoi?
Sekiz buçuk gibi.
Huit heures et demie, à droite?
Benden çok size ait bir kalple sunuyorum size kendimi, sekiz buçuk yıl önce kırdığınız o aynı kalple.
Je suis à vous, mon coeur vous appartient encore plus qu'il y a 8 ans quand vous l'avez brisé.
On sekiz buçuk yıl.
Dix-huit ans et demi.
Sekiz buçuk saat yetenek testleri zeka testleri, kişilik testleri, peki ne öğrendim?
Huit heures et demie de tests d'aptitude... d'intelligence, de personnalité... Et ça me donne quel profil?
- Baba sekiz buçuk yaşındayım.
Papa... j'ai huit ans et demi.
- Sekiz buçuk.
- 20 h 30.
Saat sekiz buçuk.
II est 20h30!
Biri dört buçuk, ikisi sekiz gümüş.
4 pièces 1 / 2 chaque, 8 pièces les deux.
- Hayır yedi buçuk, mürekkepli sekiz.
- 7,50 $. 8,50 $ avec l'encre.
Çok açık o mektubun sekiz sayfası borsacımdan gelen mektuba cevap olarak yazılmıştır ki oda bu sabahki postayla on buçuk civarında geldi.
Il est évident que cette lettre, ces huit pages... sont une réponse à mon agent de change... dont j'ai reçu un message postal ce matin à 10 h 30.
Peki. tamam Yanma akşam sekiz buçuk iyi mi?
20h30, demain?
Sekiz yıI, beş buçuk yılda çıkarsın.
En fait, cinq et demi!
Bir buçuk saat içinde sekiz duble tombulburger.
8 doubles hamburgers en 1h30?
- Sekiz buçuk?
- 8 ½?
- Saat daha sekiz buçuk.
Ecoutez.
- Sekiz buçuk.
Huit heures et demie.
Sekiz buçuk dedi.
Qu'y a-t-il?