English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Seras

Seras Çeviri Fransızca

18,583 parallel translation
On dakikaya gideceksin ve bir hafta beklememiz gerekecek.
Dans dix minutes, tu seras partie et je devrai attendre une semaine.
- O hâlde gidiyorsun.
- Après tu seras partie.
Başka bir kadınla evlenirsin.
Tu seras marié à une autre femme.
Benimle karşı karşıya geldikten sonra o kadar da güçlü görünemeyeceksin.
- Tu seras beaucoup moins forte après un face-à-face avec moi.
Bu akşamki ziyafette olacak mısın?
Tu seras au banquet ce soir?
O zamana kadar teklifi kabul etmezsen listenin ilk sırasına oturacaksın.
Si t'acceptes mon offre d'ici là, tu seras ma 1re bonne nouvelle du jour.
Kendini ne olduğuna ikna ettiğini bilmiyorum ama asla zavallı, ufak bir ucubeden başka bir şey olmayacaksın.
Je ne sais pas pour qui tu te prends. Mais tu ne seras jamais rien de plus qu'un pauvre petit taré.
Sen de bir haftaya öleceksin.
Tu seras mort dans une semaine.
Harika bir roman yazarı olacaksın, çünkü kafanda çok hayâlî bir karakter yaratmışsın.
Tu seras un grand romancier, parce que tu as créé un personnage fictif dans ton esprit.
- Gelecek misin?
Tu seras là?
Ben bugün ödenmeyecektir, geçikmeye nefret ediyorum.
J'exècre le manque de ponctualité, tu ne seras pas payé aujourd'hui.
- Evet. - Burada güvende olacaksın.
Tu seras en sécurité ici.
Bu suçlar için, hastalıklı ruhun aşağıdaki alevlerde ait olduğu mertebeyi bulana kadar boynundan asılacaksın.
Pour ces crimes, tu seras pendu jusqu'à ce que ton âme malade rejoigne les flammes de l'enfer.
Minyatür çüklü bu puştlardan biri tarafından düzülebileceğin güzel, sıcak ve güvenli yatağında hemen uykuya dal.
Tu seras bien au chaud et à l'abri dans ton lit. Tu te rendormiras en te faisant sauter par un de ces cons aux queues minuscules.
Onun için iyi bir şey olacak mısın?
Seras-tu une bonne chose pour lui?
Ne...? Eğer kendi şeridinde kalırsan mutlu olursun, çünkü yalnız kalmazsın.
Si tu restes dans ta zone, tu seras heureux, car tu ne seras pas seul.
Frasier ne dedi? Bu senaryoda sen asla Fraiser olamazsın.
Tu ne seras jamais Frasier dans ce scénario.
O zaman çok uykusuz bir adam olacaksın.
Alors, tu seras en manque de sommeil. A plus.
Sen daha hayattayken seni paramparça edip yemeye başlayacaklar.
Et ils te démembreront et te mangeront alors que tu seras toujours en vie.
Suç ortağı olacaksın.
Tu seras un complice.
Sen de kardeşim mi olursun?
Et tu seras comme mon frère?
Ya içerideki tanık masasında, ya da binanın önünde, tv kameralarının karşısında, neden Joe Biden'ın ona kendini savunma hakkını vermediğini anlatacak.
Tu seras à la table des témoins ou tu expliqueras à une armée de caméras de télévision pourquoi Joe Biden ne lui permet pas de se défendre.
Çözemezsen kapıyı gösterirler.
Ou tu seras viré.
Wall Street'e karşı sert görüneceksin.
Tu seras vu comme un dur à Wall Street.
Döndüğümde gitmiş ol.
Quand je rentrerai, tu seras parti.
Seni Yönetici Ortağı olman için teşvik ediyorlar. Gelecek hafta.
Tu seras nommé gérant associé la semaine prochaine.
Eğer bir şey olursa, emin ol ki rahatsız edici yorumlar yaparım.
Je me concentrerai mieux quand tu ne seras plus sur mon dos à faire des remarques déplacées.
Dikkatli olman için bana söz ver.
Promets-moi que tu seras prudent.
Saygı, ayrıcalık, servet.
En tant que Contrôleur, tu seras riche et respecté.
Geçmesi oldukça kolaydır ve oraya vardığında... yol boyunca sana yardım edecek insan çok olacaktır
C'est bas et facile à traverser. Et quand tu y seras il y aura des tas de gens qui voudront t'aider.
Kaç haritayı takip et ve özgür bir adam ol.
Pars. Suis cette carte, et tu seras un homme libre.
Nehre vardığında hazır ol.
Tu le sauras quand tu seras près du fleuve.
Evet, bu noktadan sonra yattığım tek kadın sen olacaksın.
Oui, à partir de maintenant, tu seras la seule femme avec qui je couche.
Büyük köpeklerle oynamaya hazır olunca beni bir ara.
Alors appelle-moi quand tu seras prête a jouer chez les pro.
En iyi ihtimalle barodan atılırsın.
Au mieux, tu seras rayé du barreau.
Deej yeni bir şeye başlamaya hazır olmadığını biliyorum ya da eski birşeyi devam ettirmeye ama bilmeni isterim ki hazır olduğunda burada olacağım.
Je sais que t'es pas prête pour une nouvelle histoire ou une histoire ancienne, mais quand tu le seras, je serai là pour toi.
Benden hızlı silah çekebilirsin ya da çekemezsin ama çekme şansının iyi görünmediğini söyleyebilirim.
Tu seras peut-être plus rapide, mais ça m'étonnerait.
Bunu başarabilirsen, o zaman belki özgür olabilirsin.
Si tu y arrives, tu seras peut-être libre.
Seni özellikle seçtim çünkü sen kimseye karşı bir tehdit olamazsın.
Je t'ai choisi justement parce que tu seras jamais une menace pour personne.
"Daha mutlu olacak mısın?"
Tu seras plus heureux?
Yarın aerodinamik için. Hadi dans edelim millet.
Tu seras aérodynamique, demain.
Söz veriyorum, futbol takımına gireceksin.
Tu seras choisie, c'est sûr.
ilginç görünmesi için alaycı bıyıklardan bırakacaksın ama ilginç olmakla ilgilenmeyeceksın ve benim bunlarla ilgili bir sorunum yok.
Tu seras méchant avec les filles et tu auras une moustache de poseur pour te rendre intéressant, sans l'être du tout. Ça ne me convient pas du tout.
Elliott sen eve gelene kadar uyumayacağım benim için endişelenmene gerek yok.
Elliot, je ne dormirais pas tant que tu seras pas rentré donc... Tu n'as pas à t'inquiéter pour moi.
Hanna, burada güvende olacaksın.
Hanna, tu seras en sécurité ici.
- Evet. - Ama sen de geleceksin?
- Mais tu seras là aussi, hein?
"Nikah Yüzüklerinin Efendisi" olacaksın.
Tu seras mon Seigneur des alliances.
Gerçekten bu konuda düşünmek zorundasın, çünkü önümüzdeki yıl, son sınıfta olacaksın. ve bunlar önemli.
Tu dois vraiment y penser, car l'an prochain, tu seras en terminale, et c'est important.
Ama sadece tek maaşa çalışacaksın.
Mais tu ne seras pas payé double.
Yeni gibi olacaksın.
Tu seras comme neuf.
Olup olacağının da hepsi bu!
Tu seras jamais rien d'autre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]