English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Serial

Serial Çeviri Fransızca

396 parallel translation
Sean, Matt Cordell'i gördüm. Bu gece programımıza seri cinayetler işleyen bir katille devam ediyoruz. New York kentinde yaşayan egzotik ve striptiz danslar yapan güzel kızları hedef seçen bir katil.
Notre émission de ce soir s'intéresse à un serial killer qui s'en prend aux strip-teaseuses des clubs de New York.
Demek elimizde bir seri katil var.
Un serial killer de moins.
İlk defa bir katille konuşuyorum ve bu şekilde onu kaybedeceğimi mi sanıyorsun?
Tu es mon premier serial killer, je ne vais pas rater ça.
Bir seri katile varsa, en güvenli kişi komşulardır.
Si un serial killer sévit dans votre quartier, mieux vaut être son voisin.
Ben de öyle dedim "Serial."
C'est ce que j'ai dit : "Champignon".
Baba sen "Henry : Bir seri katilin portresi" filmini gördün mü?
Papa, as-tu vu " Henry, portrait d'un serial killer'?
Sen seri katil misin?
Tu es un "serial killer"?
Söyleyin bana, Bayan Sutphin, siz "Seri Katil Anne" misiniz?
Mme Sutphin, êtes-vous "Serial Mother"?
"Seri katil anne"?
"Serial Mother"?
Sutphin in kocası ve kızının peşindeyiz... ama "Seri katil anne" görünürde yok.
On file le mari et la fille. "Serial Mother" est introuvable.
Tüm birimler, seri katil anne Keswick'in güneyine yöneldi.
"Serial Mother" descend Keswick vers le Sud.
"Geleceğin Seri katil annesi" ne diye imzalar mısınız?
Dédicacez-le : "A une future Serial Mother".
Tek arzum Seri katil annenin hayatını... bu feminist kahramanın hak ettiği gibi... en saygın biçimde TV ekranında görmek.
J'espère pouvoir porter la vie de "Serial Mom" à l'écran, avec toute... la dignité que mérite cette héroïne de la cause des femmes.
Sadece yaşadıkları yer hakkında değil. Onların endişe etmeden okula güvende gitmeleri ve AIDS gibi konularda var.
Juste un endroit où ils pourraient vivre, aller à l'école... grandir sans s'inquiéter... des armes à feu, du SIDA et des serial killers.
Diğer seri katillere ne dersin?
D'autres serial killers sur la liste?
Postacı değilsin sen ya?
Vous ne seriez pas un serial killer, au moins?
Diğerinde de, Winona Ryder'la beraber olan, böyle seksi bir seri katili oynuyorum.
Dans l'autre, je suis un... serial killer sexy qui se tape Winona Ryder.
Şu, arkadaşlarına insan eti yediren herifin buzdolabından çıkmışa benziyor.
On dirait que ça sort tout droit du frigo d'un serial killer.
Ne zaman televizyonda seri katillerle ilgili bir hikaye görseniz yaptıkları hemen gidip komşularını ekrana çıkarmak olur.
Chaque fois qu'on voit une histoire de serial killer à la télé, qu'est ce qu'il font?
İşte şimdi, John Stamos'un kardeşi, "Seni Sevmek" adlı şarkısını söylüyor!
Tiens, Serial noceurs! Tu fais quoi? Rien, papa.
Hayali bir koruma görevlisinden korkuyor ve bu figürü top modelleri öldüren bir seri katil ile tamamlıyor.
D'après elle, un serial killer déquisé en agent de sécurité tuerait des mannequins.
Sıkıntılı bir evlilik beni katil yapsaydı sen seri katil olurdun.
Si un mariage difficile fait de moi un assassin, vous êtes un serial killer.
O bir seri katil!
Lui. Un serial-killer!
Seri katilsin!
Serial killeuse!
Belki bir seri katilim belki bir tecavüzcü veya bir canavarım.
Je suis peut-être un serial killer, un violeur. Ou un monstre.
"Brian Earl Spilner." Seri katil ismine benziyor.
"Brian Earl Spilner." C'est un nom de serial killer.
Bak, çok üzgünüm. Ata binmekten ve golf oynamaktan hoşlanan homo seri katillerin acıklı hikayesinde oynamana engel oldum.
Ecoute, je suis désolé de t'avoir empêché de tourner dans ce film sur un serial killer, pédé et golfeur mais tellement bouleversant.
Bir seri katil veya bir orospu çocuğunun seçimi mi?
C'est quoi, le parfait véhicule pour les pecnots ou les putains serial killers?
- Ya seri katilse?
- Une serial killer?
Hem Idaho'da bana benzeyen bir seri katil serbest bırakılmış.
Je suis le sosie d'un serial-killer de l'Idaho.
Zeki seri katillere...
Putain d'enfoirés de serial killers qui sont si malins...
Kafayı yemiş bir seri katil olduğunu kanıtlayacak bir delil bulmak için gelmiş olamam ya.
Je ne suis pas venue chercher la preuve que tu étais un serial killer fou.
İpleri elinde tutamayan bir seri katil.
Un serial killer incontrôlable.
Seri katil avıcısı olarak kendine isim yapmayı unutur musun?
Quand vas-tu arrêter de te faire un nom comme le grand chasseur de serial killer?
- Seri katil değil, ha? - Bilmiyorum.
- Alors pas de serial killer?
seri bir katil. bu cinayetlerle ilgili bilgisi olanlar en yakın polis merkezine başvursun.
Traque d'un "Serial killer". La police demande à toute personne détenant des informations sur ces crimes de contacter les autorités.
Sizin büyük bir hayranınızım... 15 yaşımdayken sizin benzin istasyonu davanızı hatırlıyorum.
Je suis un de vos grands fans. Quand j'étais au collège, vous avez trouvé un serial killer en traquant l'odeur de merde.
Her zamanki seri katiller gibi değil.
On ne devient pas serial killer comme ça, d'un coup.
Çiftleri öldüren bir karı-koca seri katilimiz var.
On a un mari et une femme serial killers qui tuent des couples.
Bir çift seri katili yakalamaya bu kadar yakınız, ve yargıç arama emrini imzalamıyor mu?
On est à ça de choper une paire de serial killers et le juge ne veut pas nous donner un mandat?
Grissom'un bizi şu seri cinayet vakasından çektiğine inanamıyorum.
Je n'y crois pas, que Grissom nous ait jeté de cette affaire de serial killers.
Ülke çapında, hiç yakalanmadan dolaşan bir seri katil teorisi ortaya attı.
Il a émis une théorie selon laquelle un serial killer pourrait traverser tout le pays sans jamais se faire prendre.
Ama bir seri katil, davranışlarını tekrarlayarak kendini ortaya çıkarır.
Mais un serial killer, par définition, est condamné à la répétition.
Speck'in seri katil olmasının açığa çıkması, bizi Ajan Kulok ve benim All American Diner'da bulduğumuz kurban olan Barny Fulcher'ı incelemeye götürdü.
Que Speck ait été un serial killer nous a amenés à Barney Fulcher, la victime que l'agent Kulok et moi avions trouvée au All American Diner.
Bazı nedenlerden dolayı, bu adam seri katilleri tanımlayıp, hedef alıyor.
Pour une raison quelconque, ce type identifie et tue les serial killers.
Seri katillerin izini bulmak için kullanıyorlardı.
Ils utilisent ça pour traquer les serial killers. Quoi?
Hey, sen Seri katil annesin.
Vous êtes "Serial Mother"!
Tamam, gülümse, Seri katil anne.
- Souriez, "Serial Mother".
Kendimi, seri katil gibi hissediyorum.
Je me sens un peu l'âme d'un serial killer.
Yedi kadını boğarak öldürmüş kanlarında ördek pişirmişti.
Un serial-killer, 7 femmes égoregées, des canards dans leur sang.
Eğer Batı Şerialılar için olmasaydı... bu çitleri inşa etmek bir 50 yıl daha sürerdi.
Sans les gens de Cisjordanie, cette barrière ne serait pas construite dans 50 ans!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]