Sesler Çeviri Fransızca
2,851 parallel translation
Ağaçlı yoldayım. Arabamdan sesler çıkmaya başlıyor.
Je suis sur la route, et ma voiture fait un bruit bizarre.
Yeni sesler duyduğumda anladım. Sunnyside'a hoş geldiniz, arkadaşlar.
Je me disais que ces voix étaient nouvelles, Bienvenue a Sunnyside.
Sonra bir gün, oturma odasında kitap okuyacakken ön bahçeden sesler duydum.
Puis, un après-midi, alors que je venais lire dans le salon, j'ai entendu un bruit dans le jardin.
Sonra aşağıdan sesler duydum Seni kontrol etmeye gelmiştim ama sen gitmiştin.
Puis, j'ai entendu du bruit, alors je suis venu te voir, mais tu étais parti.
Yemek yerken garip sesler çıkartmıyor.
Il ne gémit pas en mangeant.
Bazı sesler duyuyorum.
Et puis, j'ai entendu des bruits.
Ne tür sesler? Sormamda sakınca var mı?
Quel genre de bruits?
Pekala, başka garip sesler duyarsanız beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz.
Si vous entendez autre chose, vous savez où me trouver.
Garip sesler yok ya?
Plus de bruits?
Bir şeyler yapmasını söyleyen sesler duyduğunu söylerdi.
Il prétendait entendre des voix lui donner des ordres.
Sesler duyduğunuz oldu mu?
J'ai entendu des voix
Küçük bir yat gibi sesler çıkarıyorsun.
Tu m'as l'air "flagadada".
- Ama sesler öyle demiyor.
- On les entend encore. - Vraiment?
Siyah İnci korkunç sesler çıkararak homurdanıyordu.
Le Pearl dérivait, tanguait violemment.
Ve tuşlarına bastığında güzel sesler çıkaran bir piano var.
Ils ont un piano qui produit un son magnifique.
Sesler duydum.
J'ai entendu des voix.
Bir piyes provası yaparmış gibi farklı sesler duyuyorum.
J'entends comme s'il répétait une comédie.
Sesler, Anne. Seslere engel olamıyorum. Kafamın içindeler.
Ces voix... elles viennent irrésistiblement à moi.
Bazı sesler duydum.
Allez, debout. - J'entends des voix.
Evimin dışından bütün gece boyunca sesler duydum.
J'ai entendu bite s bruits bite vant chez moi toute pisse nuit.
Rüzgar. Çatıda sesler çıkartıyor.
Les courants d'air font de drôles de bruits dans le grenier.
Oğlumdan gelmeyen bazı sesler vardı.
C'était des bruits... qui ne venaient pas de chez moi.
Öyle sesler duymuş olsaydım, ben de korkardım.
Moi aussi j'aurais eu peur, si j'avais entendu ça.
Gazeteciyim ben! Blog dünyasında bunun biyolojik bir silah olduğuna dair ciddi sesler yükseliyor.
Je suis journaliste et un débat avisé dans la blogosphère parle d'arme biologique.
Hani çocuklar gülmekten katıldığında sesler çıkarır ya.
Quand un enfant se met à rire...
Kafasındaki sesler mi?
A-t-il souvent ces maux de tête?
Yükselen sesler ihaneti işaret ediyor.
Des voix s'élèvent pour parler de tricherie...
Arada bir hafif halüsinasyonlar, sesler, ışıklar, muhtemel bağ arğrısı.
Des troubles. Ou des petites hallucinations. Des sons étranges, des lumières, peut-être des migraines.
Sesler bizim korkularımızı tetiklemek için görüntüden daha etkilidir.
Le son interpelle nos peurs primales plus intensément que la vue.
"Acı dolu sesler."
"Cris de douleur."
Hayır Baba, "acı dolu sesler" demeyeceksin.
Non papa, tu ne dois pas dire "cris de douleur"
Acı dolu sesler çıkaracaksın.
Tu fais des cris de douleur.
Karanlık sesler, Sihirli bir nefes aşkına.
Je sens de sombres soupirs pensifs...
Sanki birileri parti veriyormuş gibi sesler çıkaran bir kanal olsa ve anne babanı ararken açsan?
{ \ pos ( 192,210 ) } Une chaîne diffusant des bruits de fête { \ pos ( 192,210 ) } qu'on mettrait pour appeler ses parents.
Sesler komedi dizilerindeki gibi geliyordu.
Elles font très sitcom.
Garip sesler duyduğunu iddia eden de var.
On m'a raconté de drôles d'histoires.
- Daktilodan sesler geldiğini duydum.
- J'ai entendu les touches.
* Kesinlikle öyle, buradan duyuyorum, iki de bir araya giriyor o sesler.
* Mais oui, je l'entends d'ici, l'autre qui te fourre.
Tuhaf sesler çıkarmış olmalıyım, çünkü bir grup kedi bizi rahat bırakmadı.
J'ai dû faire des bruits bizarres parce qu'un un tas de chats ne nous laissait paas tranquille
Test boyunca minik minik sesler çıkarttık.
Pendant le test, on a passés différents sons.
İçerden sesler geliyordu.
Ça frappe à l'intérieur.
Ne olmuş? Önce annen gibi sesler çıkarırsın.
Tu commences par faire des bruits comme elle.
Mel bunu anladı, büyük mutluluk duyarak bir yer yapmamıza yardım etti ve bütün sesler duyulabildi.
Mel l'avait compris et ne se fit pas prier pour nous aider à construire une salle de concert rien que pour nous.
Aşağıdan bir sesler geliyor.
J'ai une diarrhée.
Olarak bu sesler, komik o haklı.
Aussi bizarre que ça paraisse, elle a raison.
Buradaki kadınlar böyle sesler çıkarmaz.
Les femmes ici ne font pas ces bruits.
Gece, saat 1 gibi işe giderken bazen etrafta sesler duyuyorum.
Quand j'arrive pour travailler à 1 h du matin et que j'entends des bruits un peu partout. J'ai un peu peur.
Bu ufak yavşaklarla olan kavgam sırasında bazı sesler işittim.
Tandis que je me débattais avec elles, j'ai entendu des voix.
Bazı çocuklar garip sesler duyduklarını söylediler.
Nous avons entendus des sons bizarres.
Beni izleyen garip sesler.
Cà semble étrange, çà me suis en Espagne.
Neden garip sesler çıkarıyorsun?
- Pourquoi tu fais ces bruits?