Sherif Çeviri Fransızca
9,362 parallel translation
Neden seni şerif yaptıklarını düşündün mü hiç?
Tu ne te demandes jamais pourquoi ils t'ont choisis pour être Shérif?
Şerifin yürüttüğü soruşturmada verdiği kararlardan bahsediyorum.
Je parle des décisions prises par le Shérif dans l'affaire en cours.
Şerif Burke bayanlar baylar.
Shérif Burke, Mesdames et Messieurs.
Pekâlâ millet.
Très bien, tout le monde. Vous avez entendu le Shérif Burke.
- Şerif.
Shérif.
Merhaba şerif.
Shérif.
Neler oluyor şerif?
Qu'est-ce qu'il se passe, Shérif?
- Şerif.
C'est le shérif.
- İyi şerif mi yoksa kötü şerif mi?
C'est un bon shérif ou un mauvais shérif?
Bu yüzden kimse iyi şerif mi yoksa kötü şerif mi olduğunu bilmez.
Voilà pourquoi personne ne sait s'il est un bon shérif ou un mauvais shérif.
Şerif Anderssen arıyor.
Le shérif Anderssen pour vous.
İkisini de onun şerifi öldürdü!
Son shérif les a tous les deux tués.
- Bakın hele Şerif!
Shérif.
İkisini de onun şerifi öldürdü!
Son shérif les a tués.
Hangi senaryonun olası olduğunu kendime sordum. Valiyi, Şerifi ve çok kârlı bir Buzul Otel'i içeren bir komplo mu yoksa ilaçlarını almayıp bir yabancının evinde psikotik atak geçiren zavallı bir piç mi?
Je me suis demandé quel scénario était plus plausible, une conspiration impliquant un Gouverneur, un shérif et un hôtel très lucratif, ou... un pauvre déséquilibré non soigné aurait eu un épisode psychotique chez un étranger.
Ronnie Morgan! Fortitude Polisi'nden Şerif Anderssen konuşuyor.
Roonie Morgan, je suis le shérif Anderssen de la police de Fortitude.
Ben, Şerif Anderssen!
C'est le shérif Anderssen.
- Şerif!
Shérif.
Bir problem mi var şerif?
Allons, shérif.
Şerif, bak, ben uyuşturucu işinde patron olarak çalışmanın tadını alıp doydum ona.
Shérif, écoutez, j'ai eu ma dose de ce que c'est que de travailler comme patron dans le business de la drogue.
Polis aniden ortaya çıktı. Şerif hiç ortada yokken çıkıp köpeği vurdu.
La police est arrivée brusquement, le shérif est sorti de nulle part, et il a tué le chien.
Dade Bölgesi Şerif Departmanı.
Département du Shérif de Dade.
Senin şerif yardımcısıyla ilişkini ne yapacağız o zaman?
Et pourquoi tu t'occupes pas de ton boulot de shérif?
Bebeğim bu sahte şeriflik işi asıl işinin önüne geçmeye başladı.
Bébé toute cette merde de faux Shérif se met en travers de ton vrai travail
- Şerif Lucas Hood.
- Shérif Lucas Hood.
- Adım Kurt Bunker, efendim. Açık şerif yardımcısı pozisyonu için başvurmaya geldim.
Je suis Kurt Bunker, pour le poste de shérif adjoint.
Bebeğim bu sahte şeriflik işi asıl işinin önüne geçmeye başladı.
Ton faux poste de shérif entrave ton vrai boulot, tu m'entends?
Siz işinizi yapın şerif.
Faites votre travail, shérif.
- Şerif Lucas Hood.
Shérif Lucas Hood.
- Bir şey daha var şerif. - Evet?
Encore une chose, shérif.
- Sana nezaketen şerif diyorum.
Je vous appelle shérif par gentillesse.
Kımıldamayın! Oyun oynamaya çok yakınım.
Je dois envoyer un message au shérif.
Hâlâ yaşıyor olmamızın tek nedeni şerifin meşgul olması.
La raison pour laquelle c'est faux est que le shérif est occupé.
- Şerifi arıyoruz.
On cherche le shérif.
Bu, şerifin görevi.
C'est le devoir du shérif.
Şerifin ne yapıp yapmadığı seni ilgilendirmez.
Ce que le shérif fait ou ne fait pas ne sont pas vos foutues affaires.
Şerifinin de değil.
Et pas celles du shérif.
Şerifin bizi nezarete mi atar?
Votre shérif va nous jeter en prison?
Şerif, bir ETA aldın mı? Bütün gün yoktun.
Shérif, vous arrivez quand?
Şerif, büyük ihtimalle stres yapmışınızdır.
Shérif, vous êtes sûrement un peu débordé.
Tekrardan asla şerif tarafından kıstırılmayacağım.
Je n'étoufferais plus à nouveau le shérif.
Yüzde yüz şerif tarafından kıstıralacaksın bura da!
Tu va étouffé le shérif là!
Karakolda buluşalım, tamam mı?
Tu me retrouves au poste du shérif.
Şerif Pope ve Ethan Burke olmadan.
Plus de Shérif Pope ou Ethan Burke.
Şerif departmanı davayı devralmıştı.
Le bureau du Shérif a pris la relève.
- Şerif Anderssen kontrolden çıkmıştı ve sen de örtbas ettin.
Le shérif Anderssen était hors de contrôle et tu l'as couvert.
Şerif Anderssen da mı?
Le shérif Anderssen aussi?
Kötü şerifsin!
Tu es mauvais. Tu es un mauvais shérif.
İkisini de onun şerifi öldürdü!
Son shérif les a tués tous les deux.
Frank! Şerifi dinleyip bunu bize bırak.
Écoutez le shérif.
Kahrolası şerif sensin!
C'est toi le shérif!