Singapur Çeviri Fransızca
347 parallel translation
Singapur'da başım beladayken beni kurtarmıştı.
Il s'est mouillé pour moi à Singapour quand j'ai eu des problèmes.
Singapur'da ayıldığımda kauçuk yükleyen bir İngiliz gördüm.
Dessoûlé à Singapour, j'ai vu un bateau qui chargeait du caoutchouc.
Kolombo'da, Singapur'da oynadım.
On a fait Colombo, Singapour.
Singapur'da hakkınızda çok şey işittim.
J'ai entendu parler de vous à Singapour.
Kızlardan birine Singapur'dan Noel tebrik kartı yollamış en son.
Une fille a reçu une carte de Noël de Singapour.
William Chandler'ın yerini bilen ya da duyan... Singapur, ZHM radyo istasyonuna haber versin lütfen.
Toute personne sachant où se trouve William Chandler est priée de contacter la station ZHM à Singapour.
3 ay önce Singapur'dan ayrılmış. Avustralya'da olmasın?
Il a quitté Singapour il y a trois mois.
" Onu kilitledik ama kaçıp Singapur'da gemiden atladı.
"L'ai enfermé, mais échappé et quitté bateau à Singapour."
- Tamam. - Ve Singapur'a sevkiyatı acilen gönderin.
La cargaison doit être à bord à 18 h!
Evet, ona sık sık bir şeyler hakkında ya da Singapur'a gideceğini işittiğim zamanlar bana bir şeyler getirmesi için yazardım.
Je lui ai parfois demandé de me rapporter des babioles de Singapour.
Nedeni şu ki, efendim Bay Crosbie'nin, Singapur'daki İngiliz Malaya Şirketi'nin bankasında 10.452 dolar tutarında bir tasarruf hesabı var.
Crosbie, déposées à la British Malaya Cie à Singapour, se montent à la somme de 10 452 $.
Singapur'da sizi ziyaret ederim çocuklar.
Je viendrai vous voir.
Singapur'u özleyeceğiz.
Singapour me manquera.
Zavallı adam Singapur'daydı, bir Japon esir kampından kaçtı, korkunç deneyim.
Pauvre homme, à Singapour, il s'est évadé d'une prison japonaise. Une horreur!
Biliyor musun, işler yolunda giderse operasyon, bizim çocukların yollarını Bataan'dan Singapur'a dek açabilir.
Vous savez, si cela fonctionne, cela donnera un avantage précieux à nos soldats, du Bataan à Singapour.
Caine berbat bir gemi. Güverteler Singapur çöplüğünü andırıyor.
Le pont du Caine ressemble à un bazar de Singapour.
Bu akşam yemeği birlikte yeriz diye umuyordum ama bir görev için Singapur'a uçmam lazım.
J'espérais vous voir, mais on m'envoie à Singapour.
Mark Elliott'un Singapur'a gittiğini duydum.
Mark Elliott est à Singapour.
Karısının Singapur'da yaşadığını biliyor muydun?
Vous saviez que sa femme vit à Singapour?
Singapur'da olduğunuzu duydum. Karınız sizi gördüğüne sevinmiş olmalı.
Vous étiez à Singapour, votre femme a dû être contente.
Eğer Singapur'dayken karımı görmediğimi söylesem, senin için bir farkı olur mu?
Si ça vous intéresse, je n'ai pas vu ma femme à Singapour.
Havaalanındayken Singapur'a gitmek için bazı ayarlamalar yapacağım.
Je vais aller retenir ma place pour Singapour.
Singapur elçilerimiz, İngiltere hükümetine ait mektuplar bulmuş kral barbar gibi gösteriliyor ve Siyam'ın güçlü bir devlet koruması altına alınması talep ediliyormuş.
Nos espions ont trouvé copies de lettres à gouvernement anglais... qui disent que roi est un barbare... et disent nécessaire de faire de Siam un protectorat.
Başkomutanlık bize Singapur'da teslim olmamızı emretti. Emretti.
A Singapour, le quartier général nous a ordonné de nous rendre. "Ordonné".
Tren hattı şurada Singapur'da başlıyor. Malaya Bangkok, Rangoon. Amaçları, Hindistan'ın içlerine kadar ilerlemek.
La voie ferrée part de Singapour, passe en Malaisie... à Bangkok, à Rangoon. lls comptent la prolonger jusqu'en Inde.
Singapur çöktüğü zaman, o geride kalarak iki köprü patlattı. Japonlar onu yakalamadan önce daha pek çok iş başardı.
Après la chute de Singapour, il a fait sauter des ponts... et d'autres installations, avant d'être capturé.
Bu gece Singapur'a gitti.
Il est parti à Singapour ce soir.
- Hong Kong, La Cucuracha Singapur ve'Küçü Yerli Kız'
- Hong-Kong, La Cucaracha, Singapour et la petite Tonkinoise!
Haberlere göre bu sabah Japonlar Singapur'u almışlar.
Walter, on vient d'apprendre que les Japonais ont pris Singapour ce matin.
Singapur'daki izleme istasyonumuz bu aracın Japon Denizine inişinin zayıf yankılarını aldı.
Notre base de Singapour a perçu des échos de l'engin se posant dans la mer du Japon.
Singapur izleme istasyonu roketin Rusya'ya inmediği konusunda haklıysa, nereye indi?
Si le radar de Singapour a raison, l'objet ne s'est pas posé en Russie. Où, alors?
Onu Singapur'da 42'de kaybettim.
Je l'ai perdue à Singapour, en 42.
Şimdi, elimizde olan Tugay Karargah Bölüğü'nün kalanı... çoğu benim alayımdaki adamlardan oluşuyor... bunların içinde de oldukça tuhaf tipler ve her türden insan var... Singapur dışında savaşırken katılmışlardı bize.
Ce que nous avons ici, c'est le restant d'un QG de brigade composé en majorité de gars de mon régiment et auxquels sont venus s'ajouter un drôle d'échantillon de types qui nous ont rejoints quand on a quitté Singapour dans l'urgence.
Singapur'daki hastanede neler yaptıklarını gayet iyi gördüm.
J'ai vu ce qu'ils peuvent faire à l'hôpital de Singapour.
Kurulduğu an, dünyanın herhangi bir yerinde telefon edilebilir. Singapur, Karachi, hatta Moskova'dan.
Une fois installé, on peut l'appeler à partir de n'importe quel téléphone dans le monde, de Singapour, Karachi, même Moscou.
Bir aydır görmüyorum. Singapur'daydı.
II est à Singapour depuis un mois.
Singapur ile karşılaştır ve beni haberdar et.
Vérifie avec Singapour et tiens-moi au courant.
Singapur radyosu yanmış bir tekne parçası bulunduğunu söylüyor.
Radio Singapour annonce qu'on a retrouvé un morceau de coque brûlé.
Singapur'a mı dönüyoruz?
On retourne à Singapour?
Brüksel, Singapur.
Bruxelles, Singapour.
Singapur'un düşüşünden az evvel.
Juste avant la chute de Singapour.
Bu Singapur cininin kötü bir yanı var.
Mais je critique le Singapore Wing.
Singapur cini.
Singapore Sling.
Sen ben ve Mike Singapur'dayız.
Toi, moi et Mike à Singapour.
Singapur'un açıklamasına göre, Hinduçin'deki Japon askerlerinin sayısı 50.000'e ulaştı.
On a appris que les forces Japonaises auraient atteint le chiffre de 50 000 hommes.
Singapur.
SINGAPUR
- Singapur'dan, iki yıl önce.
À Singapour.
Singapur'da Joyce'a telefon et. - Bay Howard Joyce mi?
Oui, l'avocat.
Evet, bildiğiniz gibi Robert, geceyi Singapur'da geçiriyordu.
Robert devait passer la nuit à Singapour.
Sanırım bitirdiğimiz zaman Singapur'a doğru yola çıkmalıyız.
Nous partirons tôt pour Singapour.
- Ne, ne, ne? - Merak ediyordum... - Bugün Singapur'dan gelen gemide...
Je me demandais... le bateau de Singapour... n'a pas apporté de nouvelles de l'étranger?