English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Sosisli

Sosisli Çeviri Fransızca

1,563 parallel translation
Umarım "Pops" ların Sosisli arabasını çalmak ta o listende vardır.
J'espère que voler le snack de pops ça y est.
"Pops" un Sosisli Arabası'nı çalmak. "
'Volé V. S. de P.'
Sosisli arabasını bulduktan sonra "Pops" un nerede oturduğunu bulup, ona sosisli arabasını geri vercektik.
Aprés avoir trouvé la camion, on est allé chez pops la lui rendre.
O... O benim sosisli arabam.
C'est... c'est mon camion.
Benim sosisli arabamı mı buldunuz?
Vous avez trouvé mon camion?
Benim sosisli arabamı mı buldunuz?
vous avez trouvé mon camion!
Benim sosisli arabamı buldunuz.
Vous avez trouvé mon camion!
Ama sosisli arabasını eski yerine koymamız herşeyi düzeltmek için yeterli değildi.
mais mettre le camion au même endroit n'a pas suffi pour tout relancer.
Şansına, bildiğim her sosisli bağımlısı "2 al 1 öde" broşürüne bayılırdı.
Heureusement, tous les enfants que je connais adorent les coupons "2 pour 1".
Git ve kendine bir sosisli kap.
Oui. allez manger un hot dog
Sosisli arabam!
Mon camion!
Emin ol o adam sana yeni bir sosisli arabası alacak.
Je vais faire le mec payer un nouveau camion.
Arkadaşımı Pops un sosisli arabasını yaktırmak için tuttuğunu biliyorum ve ya ona yeni bir araba alması için 10.000 dolar ödersin, ya da polise giderim.
Je sais que t'as employé mon ami pour brûler le camion de pops, et tu vas me donner $ 10.000 pour le remettre, ou je vais à la police.
Peki, çok meşgul biri olduğunuzu biliyorum belli kriterleriniz olabilir, ama çalışanlarınızdan birinin suç işleyerek birinin sosisli arabasını yaktığını söylemeliyim diye düşünüyorum.
Je sais que vous êtes un homme occupé, maintenant que vous faites 3 types de patates, mais je crois que vous devez savoir qu'un des chefs de votre franchise a payé un criminel pour brûler un stand de hot dogs concurrent.
"Pops" un sosisli arabasını nasıl geri alacağımızı buldum.
je crois qu'il y a un moyen de récupérer le camion.
Ve bu da Pops'a alacağımız yeni sosisli arabasına denk geliyordu.
Le même montant dont Pops avait besoin pour acheter un camion neuf.
Eğer 28 Mart günü sosisli sandviç yemeye... çalışmış olmasaydınız belkide barsaklarınız daha iyi olacaktı.
Votre estomac fonctionnerait peut-être si vous n'aviez pas essayé de manger un sandwich au saucisson le 28 mars.
Son okul gezimi senin lunapark treninde sosisli sandiviç yiyip portakal suyu içmeni seyrederek harcayamam.
Je ne vais pas passer tout le voyage à vous regarder Vomir des hots dogs et des jus d'orange Sur "La Batmobile"
Orada sosisli sandviç de var mı?
Vous n'avez pas un hot-dog là-dedans, non?
bir gün ben ve Hank 4 şişe bira ve biraz sosisli yürüttükten sonra birbirimize söz verdik. Eğer ikimizden biri zor duruma düşerse diğerimiz, onu bu durumdan kurtarmak için yardım edecekti.
Une fois Hank et moi avons descendu 4 bouteilles de "Cherry Mad Dog" nous sommes mutuellement promis que si l'un d'entre nous se retrouvait dans une mauvaise passe, l'autre l'en sortirait.
Bu harika olurdu. Broadway şovlarına gitmek. Sosisli yemek.
Ca serait génial.Aller à Broadway *, manger des hotdogs.
Bu akşam üç sosisli yiyeceğim ve nedenini anlatayım.
Je vais manger trois hot dogs ce soir, je t'explique.
Kafamda Bugsy Malone dönüp duruyor. Özellikle de Scott Baio'nun Florrie Dugger'a sosisli sandviç alıp, soğanlı hardal veya soğansız ketçap ikram ettiği sahne.
Je pense sans arrêt à Bugsy Malone, particulièrement la scène où Scott Baio achète un hot dog à Florrie Dugger, et il lui propose un moutarde aux oignons ou un ketchup.
Ama ben genelde sosislilerimi ketçap ve baharatla yerim ve bu kadar uzun zamandır sevdiğin bir şeyden vazgeçmek de olmaz. Bu yüzden üç sosisli yiyeceğim.
Mais d'habitude, je prends un hot dog ketchup et cornichons et tu ne peux pas snober quelque chose qui te rend service depuis si longtemps, alors voilà, trois hot dogs.
Ah, hayır sosisli.
Euh, non, saucisse.
Yoksa kendini sosisli kızartılan bir yerde çalışırken bulursun.
Ou vous allez vous retrouver dans une de ces boutiques ambulantes, à regarder les hot-dogs tourner.
Sosisli kızartılan bir yer mi?
A regarder les hot-dogs tourner?
Sosisli ve biberli sandviç geri gelmiştir.
- D'où les couches pour adultes.
Köftemi ve sosisli sandviçimi bitirdim.
J'ai déjà mangé mon hot dog et mon hamburger.
Domuz etli erişte, mantar, balık, sosisli sandviç, köfte kuzu budu, bezelye, mantı ve yahni.
Nouilles avec porc, champignon, saucisse, poisson, boulettes de viande...
Ağaçları, sosisli sandviç tezgahını. Düzgün bir bilgi yok ama harika lahana turşuları var.
Ça fait un bon mélange.
Her şeyi yiyen biri gibi görünmeye çalışıyordum. Film ve sosisli sandviçin bir kombinasyonu vardı. Ve otoparkta midem bulandı.
J'ai voulu m'habiller un peu comme à l'armée, mais la combinaison entre ce film et les hot-dogs du cinéma m'ont fait vomir, Luke m'a tenu les cheveux et c'était sympa, alors je m'en débarrasse.
- Sosisli sandviç!
Hot dog!
Sosisli sandviç mi?
"Hot dog"?
Arabalı sinemalarda Joe ve Frank Hardy'le biralarımızı beklerken hep "Sosisli Sandviç" derdik.
Joe and Franck Hardy et moi avions l'habitude de dire "hot dog" tout le temps quand nous attendions la voiture qui nous amenait au drive-in.
Tüm bunları sosisli yeme yarışmasında da öğrenebilirsin. Artısı da... Sosisli sandviç.
On trouve ça dans un concours de hot-dogs, plus... les hot-dogs!
O küçük sosisli leri seviyorum.
Les petits bébés hot-dogs.
Orası korkunç bir yerdir. Onların pencerelerin önünde mangalları var kasvetli bir yer, Sadece sosisli sandviç var.Onu çevirip dururlar.
Ils ont- - ce tournebroche vers la vitre, avec un malheureux et seul hot dog qui tourne et tourne et tourne.
- Sosisli mi? - Sosisli.
Un hot-dog?
- Sosisli almak için gitmiştim.
- J'achetais des hot-dogs...
Süpermen geldiğinde, sosisli arabasının oraya baktım ve sen yoktun. - Ben...
Quand Superman est apparu j'ai regardé le stand et tu étais parti.
Sadece sosisli alacağım.
Je prends juste un hot dog.
Hepimiz sosisli alacağız.
On prends tous des hot dogs.
Ben bir şey istemem. Sabah dört tane sosisli yedim.
Rien pour moi, je... j'ai pris quatres hot-dogs ce matin.
Sosisli sandviç sonuçta.
Ce n'est qu'un hot dog.
Jacky, sosisli sandviç ister misin?
Jack, tu veux des hot-dogs?
Sosisli sandviç istemiyorum!
Je veux pas de hot-dogs!
Ona yolladığım sosisli ve biberlilere bayılmış.
Mens. On va récupérer ce livre, je te le promets.
Nasıl yaptığını ya da sosisli ve biberlinin ne yardımı dokunduğunu bilmiyorum, ama teşekkür ederim.
Elle s'en sert de cale pour le pied cassé de sa table basse? Tu n'as rien renversé dessus? Pas de déchirures?
Bu kız hayatı boyunca sosisli ve biberlinin yarım metre yakınından bile geçmemiştir.
Qu'est-il arrivé à ce lapin? On dirait qu'il est passé au mixeur. C'est ce qui a dû lui arriver.
Sosisli sandviçler, içecekler ve yeni havuz oyuncakları, Tiki meşaleleri olur...
On aura des hot-dogs, des boissons, des torches en bambou.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]