Speer Çeviri Fransızca
99 parallel translation
Mimar Albert Speer'in "Bayraklar Denizi"... ve "Işıkların Katedrali" Zepplin Alanında.
"La mer de drapeaux" de l'architecte Albert Speer... et la "Cathédrale de lumières" sur la piste des Zeppelin.
Keşke, Speer burada olsaydı.
SI SEULEMENT SPEER ÉTAIT LÀ.
Bunu tabii ki biliyorum. Aslında ben, Speer demek istemiştim.
JE VOULAIS DIRE LE MINISTRE SPEER.
Hiç kimse. Hatta, Speer bile! Speer, aynı zamanda, bir dahidir!
MÊME PAS SPEER QUI EST POURTANT UN GÉNIE, LUI AUSSI.
Musa ve Albert Speer'la birlikte Ürdün Nehri'ne bakıyoruz.
Je regarde le Jourdain avec Moïse et Albert Speer.
"Biliyor muydun?" Speer bağırmaya başlıyor.
"est-ce que vous saviez?" Et Speer crie
C. Speer : 20,000. Jasper Lamar Crabb : 100,000 dönüm.
Clarence Speer, 2000 et Jasper Lamar Crabb, 10 000.
Bay Speer, sizi gördüğüme sevindim.
Herr Speer, content de vous voir.
Binbaşı Guenter, Bakan Speer'in teşrif ettiğini bildirir misiniz?
Major Guenter, annoncez l'arrivée du Ministre Speer.
Mimari şaheserlerinizden birisi değil, Speer.
Ce n'est pas une de vos plus belles réussites architecturales.
Speer.
Oui.
- Otursana, Speer. Kahve?
- Asseyez-vous, Speer.
Güvenebileceğim sayılı insanlardan birisin, Speer.
Vous êtes une des rares personnes dignes de confiance, Speer.
Sanırım iyice umudunu kesmişsin, Speer.
Vous désespérez trop, Speer.
Bakan Speer.
Ministre Speer.
Speer.
Speer.
Führer'i büyük bir hayal kırıklığına uğratmışsın, Speer.
Vous avez beaucoup déçu le Führer, Speer.
Generalleri gibi konuştun şimdi, Speer.
C'est le langage de ses généraux, Speer.
Speer, sen ve ben...
Speer, vous et moi...
Speer her şehirdeki yetkililere haber vereceksin.
Speer, vous informerez les dirigeants de chaque ville.
Ne düşünüyorsun, Speer?
Qu'en pensez-vous, Speer?
İnancın yok, Speer.
Vous n'avez pas la foi, Speer.
Speer, bana hep inanmıştın.
Speer, vous avez foi en moi.
Amerikalıları paradan daha çok etkileyen bir şey yoktur, Speer.
Rien n'impressionne plus les Américains que l'argent. Souvenez-vous-en.
Evet, aferin, Speer.
Oui, bien joué, Speer. Bien joué.
Teşekkür ederim, Speer.
Merci, Speer. Merci.
Hava Kuvvetleri boş depolarla havalanamaz, Speer.
La Luftwaffe ne peut voler sans carburant, Speer.
Neler olabilirdi, Speer?
Ce que ça aurait pu être, Speer.
İnancın olsun Speer, hayatımı sonlandırmak benim için çok kolay bir iş.
Croyez-moi, Speer, il m'est facile de m'ôter la vie.
Burayı terk etme, Speer, olur mu? Bana veda etmeden gitme.
Speer, ne partez pas sans me dire au revoir.
"Beni görmeden Albert Speer'in gitmesine izin vermeyeceksiniz." dedim.
Je leur ai dit : "Ne laissez pas partir Albert Speer sans qu'il m'ait vue."
Albert Speer Nuremberg Mahkemeleri'nde 20 yıllık hapse mahkûm edilmiştir.
Albert Speer a été condamné aux procès de Nuremberg à 20 ans de prison.
Merak ediyorum, benim gibi insanlar gerçekten Albert Speer değiller midir Wally?
Je me demande si les gens comme moi ne sont pas en fait comme Albert Speer, tu vois qui je veux dire?
Son günlerde onu çok düşünüyorum çünkü sanırım ben Speer'ım.
J'ai pas mal pensé à lui récemment, parce que...
Ve sanırım benim de, onun gibi yakalandığım ve yargılandığım zaman geldi.
Au fond, je suis Speer, et il grand temps qu'on fasse mon procès...
- Telefonu kime çevirttin, Speer?
Qui a fait le numéro pour toi, manchot?
Bana "Speer" diyebilirsin.
Appelez-moi Speer.
Bu işte bir bit yeniği var.
C'est mesquin, Speer.
Vay be, kadınları eğlendirmeyi iyi biliyorsun, Speer.
Toi, tu sais y faire, avec les femmes!
Ne istiyorsun, Speer?
Tu veux quoi?
İnsanların üzerine gitmesen olmaz değil mi?
Tu pousses, Speer.
- Speer'a gidersem beni öldürür.
Il me tuera si je parle...
Teşekkür ederim, Speer.
Merci, Speer.
- Speer?
- Speer?
- Führer'im.
Speer.
Harika, Speer.
Magnifique, Speer.
Speer?
Speer?
- Hitler'in mimarını biliyor musun, Albert Speer'i? - Nasıl?
l'architecte de Hitler, Albert Speer?
- Ne zaman istersen, Speer.
Quand tu voudras, Speer.
Sıktın artık Speer.
Je suis crevé.
- Speer'ı arayabilirsin.
Appelez Speer.