English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Sterile

Sterile Çeviri Fransızca

738 parallel translation
Su tazyikli, sterile ağız silici.
La serviette-tampon hydrocompressée et stérilisée.
Kisir oldugun için kiskaniyorsun.
Tu es jalouse parce que tu es stérile.
Kisir oldugun için onlardan nefret ediyorsun.
Tu les détestes parce que tu es stérile.
- Kisirim.
- Je suis stérile.
Kisirim.
Je suis stérile.
- Rahibe, temiz sargılar ve buz getirin.
Apportez-moi un pansement stérile et un sac de glace.
Çünkü benim toprağım bereketsiz çıktı ama sen onu büyütüp olgunlaştıracaksın.
La terre que j'ai donnée à cette graine était stérile, mais vous la rendrez féconde, elle poussera et fleurira.
Ushuaia Yüz yıl önce, İngiltere'nin çorak Yorkshire fundalıklarında, etrafındaki boş arazi kadar kasvetli ve ıssız bir ev yükseliyordu.
Sur la lande stérile du Yorkshire en Angleterre, il y a un siècle, se trouvait une maison aussi désolée que les terres alentour.
Ziyaretim boşa gitmedi. Nadir ve çok güzel bir kelebek buldum. Çok sıradışı.
Ma visite n'aura pas été stérile, j'ai trouvé un papillon rare.
Benim başıma meyvasız bir taç oturttular,... elime kısır bir asa tutuşturdular. Ben kral babası olamayacağıma göre tacı da asayı da alacaklar elimden.
Elles ont mis sur ma tête une couronne inféconde, placé dans mon poing un sceptre stérile, que doit arracher la main d'un intrus, aucun fils ne me suivant!
Kısır olmak istemiyorum!
- que demander de plus? - Je ne veux pas être stérile!
Kısır olmadığını biliyorsun en azından, değil mi?
Tu sais que tu n'es pas stérile, n'est-ce pas?
O çocuk sahibi olamaz.
Elle est devenue stérile.
Atom bombası kısır yaptı.
La bombe m'a rendue stérile.
Kısır olduğunu ne zaman anladın?
Quand as-tu appris que tu étais stérile?
Artık Kikuko'nun kısır olmadığını biliyoruz.
Cela nous aura au moins appris que Kikuko n'est pas stérile.
Bithiah Nil'den bir kölenin çocuğunu çıkardı, ona oğlum ve Mısır Prensi dedi, gerçeğe ve boş bir rahmin acısına gözlerini kapattı.
C'est Bithiah elle-même qui a sauvé des eaux un enfant d'esclaves, et en a fait son fils et Prince d'Égypte, aveuglée par l'inexorable douleur d'un ventre stérile.
Kavmini bırak, yoksa Mısır, şelalelerden denize kadar çorak kalacak.
Laisse aller son peuple, ou l'Égypte ne sera plus qu'une terre stérile des cataractes à la mer.
İnan bana, kısır değilsin.
Croyez-moi, vous n'êtes pas stérile.
Edwin'le olan beraberliğiniz meyvesiz bile kalmış olsa hepimizin size saygı duyduğundan emin olun.
Bien que votre union avec Edwin a été stérile, soyez assurée que vous continuerez à mériter notre respect.
Bir başka deyişle, maktul hayattayken kısır değilmiş.
En d'autres termes, le défunt, juste avant sa mort, n'était pas stérile
Kısır olduğunu söylerdik.
On disait qu'il était stérile.
Kısır bir eğlence kaynağı olacak.
Comme moyen de distraction, ça sera plutôt stérile.
Bugün savunmasız olduğunu biliyorum kaderinin talihsiz olduğu bu dünyada kuzu gibi zayıf olan biri bile masumiyetini korumak için yırtıcı olmak zorunda kalır.
Je sais que tu étais désarmé, voué à un sacrifice stérile dans un monde où l'agneau doit défendre férocement son innocence.
Hiç çocuğu yok. Calpurnia'nın kısır olduğunu herkes biliyor.
Chacun sait que Calpurnia est stérile.
Orman taşa dönmüş, çorak arazi ve iyi hissetmediğimiz gerçeği.
La jungle transformée en pierre, le... sol stérile et le fait que nous ne nous sentions pas très bien.
Benim üstümde yürüyebilir... üstüme bomba yağdırabilir... beni yakabilir, kısırlaştırabilirsiniz... ama asla bana acımayın Bay Dobbs, asla.
Vous pouvez me marcher dessus, me bombarder, me brûler, me rendre stérile, mais n'ayez pas pitié de moi, M. Dobbs, jamais.
Teknik açıdan çöküş, enerjinin olmaması ve kısırlıktır.
En théorie, être décadent signifie diminué en énergie, stérile.
- Hukuk asıl burada. O homojenleşmiş, pastörize olmuş sentez aletinde değil.
Et non dans ce synthétiseur de données homogène et stérile.
Harry, yardım etmek istiyor musun? İnsansıların yöneteceği o sağlıklı, antiseptik galaksi benim için cehennem olur.
La galaxie absolument stérile que dirigeraient ces androïdes serait le purgatoire pour moi.
Steril alanı başlatın.
Champ stérile.
- Temiz bir kadin ile uyumak... -
Coucher avec une femme stérile?
Evet. Kısır olsaydım, canım, bugün daha da memnun olurdum.
Eussé-je été stérile, chéri... je serais plus heureuse aujourd'hui.
Her şey temiz ve steril olmalıydı!
Tout propre et stérile.
Olan tek şey, steril bir hayatın getirisi olan içgüdüsel bir sevgiydi. Hiç kimsenin içinden geçmediği düzenli bir bahçe gibi.
S'il existait quelque chose... c'était l'amour instinctif d'une vie stérile... comme un jardin oû personne ne passe plus.
Verimsiz topraklar. Neredeyse ne bitki var, ne de hayvan.
C'est un monde stérile, sans vie végétale ni animale.
Verimsiz topraklar. Sınırlı bitki yaşamı var, hayvan yok.
C'est un monde stérile, sans vie végétale ni animale.
Şimdi, steril bir ortama geçeceğiz.
Nous allons maintenant passer en atmosphère stérile.
Gideon'un atmosferi her zaman mikropsuzdu, insanlarsa fiziksel ve ruhsal olarak mükemmele yaklaşıyordu.
L'atmosphère de Gédéon a toujours été stérile et les habitants prospéraient dans la perfection physique et spirituelle.
Bu çok temiz değil.
Ce n'est pas stérile.
- Sıcak Dudak, steril neşter ver.
- Lèvres-en-feu, un bistouri stérile.
Kapsülün, steril taşıma sistemi tarafından.. ... şuradaki ana kontrol laboratuvarına taşındığını biliyoruz.
La capsule a déjà été livrée par le système convoyeur stérile au laboratoire de contrôle principal.
Hey! Hastalar kilit altındaysa, onlara nasıl ulaşacağım?
Comment faire si les patients sont en milieu stérile?
Buradaki nasıl bir değişiklik, bayanlar ve baylar. Bu serseri devletin haşmetine uğradı, iki yıl boyunca cezasını çekerek.
Quelle différence, mesdames et messieurs... avec la pauvre gouape, frappée par l'État... il y a deux ans, d'une sanction stérile.
Başıma işe yaramaz bir taç kondurmuşlar ve elime kısır bir asa tutuşturmuşlar. Benden oğluma geçsin diye değil, yabancının biri çekip, alsın diye.
E lles m'ont donné couronne stérile... m'ont mis en main un sceptre vain... qui sera par d'autres arraché, faute de fils pour me succéder.
Alfredo, acaba sen mi kısırsın?
Alfredo... tu es probablement stérile.
Dolayısıyla burada bulunmamamın sebebi, doktor eşim kısır olup olmadığımı çok merak ediyor.
Voilà pourquoi je suis là, Docteur. Ma femme veut savoir si je suis stérile.
Yani ahlaki açıdan.
En fait, je n'étais pas stérile...
Çıplak, tanrısız bir boşlukta, kara, saçma bir evrende bir deligömleği oluşturan korku ve aşağılanmanın olduğu engin bir boşlukta küçük bir alev gibi yaşamak zorunda kalan insanın çıkmazı.
Le sort atroce de l'homme dans une éternité stérile, sans Dieu, petite flamme palpitant dans l'immense néant où la dévastation, l'horreur et la dégradation, forment une camisole inutile dans le cosmos absurde, obscur.
Şimdi bu sıkıcı tartışmaya bir son verip başlayabilir miyiz? Geç oldu. Yarın da çok yoğunum.
Laissons tomber cette conversation stérile.
İstenmeyen bir mantarın steril bir kapta kazara büyümesi şeklindeki ender bir başlangıç sayesinde Sör Alexander Fleming dünyaya penisilini kazandırmıştı.
C'est grâce à la pousse improbable d'un champignon indésirable dans une assiette stérile que Sir Alexander Fleming découvrit la pénicilline.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]