Strings Çeviri Fransızca
119 parallel translation
Kaslı kadınların bikinili fotoğraflarını çekiyordu ve gürültülü, müzik gibi bir şeyler çalıyordu.
Il photographiait des filles avec des gros biceps et des strings et une sono d'enfer.
Belki ben de bir mayo giyip Sandra Day O'Connor'ın önünde dolaşıp kendimi teşhir etmeliyim.
Je devrais mettre des strings et faire le beau devant la juge de la Cour suprême.
- Strings mi? - Ne?
Un string?
- G-strings, salak.
Un quoi? Un string!
Tangalarımızı çıkartmasak mı, Gaz?
On peut garder nos strings, Gaz?
Bu bana tangalara da teşekkür etmemi hatırlattı.
Je suis aussi très heureux que les strings existent.
Tangadan başka bir şeye şükretmek isteyen var mı?
D'autres sources de satisfaction que les strings?
İpli külotlar.
elle met des strings.
Onlar tangalarım, kurutucu için çok narinler.
Mes strings sont trop délicats pour le séchoir.
Eğer hoslanıyorsan erkek tangası giyeceğim.
Je mettrai des strings de mecs, si tu aimes ça.
Tanga'sıyla birlikte çok güzel oluyor.
Elle porte des strings, mais elle est pas bête.
Onun adı "tanga" Leti.
Ça s'appelle des strings.
Tanga.
Strings.
- Bu müstehcenlikleri kendine sakla! Kendinizi tamamen birisine teslim etmenin neresi kötü?
Des litres d'eau chaude... des strings... des T-shirts mouillés... des pinces à seins.
Kullanılmış jant kapağı satmak isteyebilirsin, veya bilmiyorum... terlik, iççamaşırı, ne olursa olsun, senin yanındayım.
Tu veux vendre des vieux enjoliveurs, ou je sais pas, des strings, je serai toujours avec toi. Tu le sais.
Dostum, ipliydi!
C'était la fête des strings, mon pote!
Hey, Strings!
Salut, Strings!
Benimle çıkmak mı istiyorsun, yoksa külot giyip giymediğimi öğrenmek mi?
Tu veux savoir si je porte des strings?
Almadım ama tangalar ve normal külotlar vardı.
J'ai rien pris mais il y avait des strings, des culottes...
Siz kolej çocuklarının sürekli şikayetlerinden ve karın ağrılarından bıktım artık. Ben kolejdeyken böyle giyinen hatunlar yoktu, göbeği açıkta bırakan düşük belli, tangalarını dışarıda bırakan pantolonlar giymezlerdi.
Quand j'étais à la fac, il n'y avait pas de filles qui étaient habillées comme ça, avec leurs piercings au nombril et leurs pantalons tailles basses et leurs strings apparents.
Miami Üniversitesi, yıl boyunca kampüsten bir dakika uzakta tangalı bikiniler sunuyorken, New England soğuklarına kimin ihtiyacı var ki?
Pourquoi aller se geler là-bas quand l'Université de Miami propose des filles en strings toute l'année à quelques pas du campus?
Peki kırmızı dantelli ip külot var mı?
Et des strings en dentelle bordeaux?
Üzerinde isimlerimizin olduğu tangaları birbirimize verdik.
On s'est offert des strings avec nos noms dessus.
Tangalar.
Des strings.
Burkadan G-string'lere kadar.
Travestis, ploucs... Burkas, strings...
Bu peştemal tatiliyse, sadece üç tanga alacağım.
Oh, c'est des vacances paréo? Alors j'emporte que 3 strings.
Dans eden kızların, külotlarına para sıkıştırılan barlardandı.
Les clients mettent des billets dans les strings.
Tonlarca derken, birkaç ay önce durup dururken minik külotlar demode olmaya başladı ve günümüzde çok çok büyük donlar daha çok moda.
Quand je dis "plein", apparemment, depuis peu, sans prévenir, les strings ont cessé d'être à la mode, et les très grandes culottes sont devenues branchées. Et merde!
Göbeği açık tişörtlerden ve düşük belli kotlardan çıkan donlardan bıktım.
J'en ai assez des t-shirts trop grands et des strings qui sortent des jeans.
Ben de buradan çıkan şu iki tanga için düşünüyordum.
Je pensais exactement la même chose à propos des deux strings.
İki tanga mı?
Deux strings?
Ayrıca Malibu Ken de slip donları için dolap istiyor.
Et Malibu Ken a besoin d'une armoire pour ses strings...
# Aşkın esiriyim ben Tangalar, destekli sutyenler desteksizler g-stringler, dolgulular, jartiyerler...
je suis prisonnière de l'amour... des strings, des soutifs, des jarretelles des slips sans entrejambe.
La Perla'da hafta sonu için tanga alıyordum.
A La Perla, j'achetais mes strings du week-end.
Kadinlar var, daha zayif kadinlar. Dantelli sutyenleri, ipek tangalari olan. Erkekleri heyecanlandirmak için tasarlanmis seyleri.
Certaines femmes, plus minces, portent des soutiens-gorge en dentelle, des strings en soie, des trucs conçus pour exciter l'homme.
- Evet, mücevher de satıyor.
- Ouais. Il a aussi des strings.
Hani kadınların şey giydiği yer... Bikini değil de, neydi?
C'est pas là, vous savez, où ils portent des strings... comment ça s'appelle?
Tanga.
- Strings.
Popolarına tanga giyiniyorlar... ve tatlı beyaz nektarlara dönüşüyorlar.
Elles mettent des "strings" qui dépassent et elles sécrètent ce délicieux nectar.
Burası G-string blokları değilmi?
C'est la Rue des Strings, non?
Evet, Vartann ve ben G-String üzerine çok geniş çaplı bir araştırmayı başlattık.
Avec Vartann, on a fait toute la Rue des Strings.
- Tangam ısıttı seni yani öyle mi?
- Parce que mes strings te réchauffes?
Ne dersiniz? Kırmızı tangalar?
A votre avis, des strings rouges?
"Adagio for Organ and Strings" seni mutlu mu ediyor?
"L'Adagio pour Orgue et Violons" te rend joyeux?
Artık yere yakın olanlar için özel tanga yapıyorlar.
II y a des strings spécial taille basse.
Todd'un klasik tanga şeker tuzağı.
Le fameux piège à strings de Todd.
G - string'imle abazan avına çıkmayacağım artık.
J'arrête de récolter de l'argent dans mes strings.
"Julio's erkek tangası" mı?
"Julio's, Strings pour hommes"?
Yapma, hangi erkek tanga giyer ki?
Il y a des mecs qui portent des strings?
Sumo Tangaları
STRINGS DE SUMO
Memeyi çok severiz
Tu mets souvent des strings?