Suicide Çeviri Fransızca
8,194 parallel translation
Ringa balığına bakma sakın. Kesin intihar edersin.
Ne regardez pas les Rollmops, suicide assuré.
Ben, bu bir intihar görevi.
Ben, c'est une mission-suicide.
Muhtemelen intihar etmeyi düşünüyorsundur. Seni suçlayamam.
Tu penses sûrement au suicide.
Bu fikir değil, intihar yahu.
C'est du suicide.
Babam intihar ettikten hemen sonrasıydı.
Juste après le suicide de mon père.
Bu yüzden toplu intihara göz yumamam ya. 2.
C'est pourquoi je n'approuve pas un suicide collectif.
Sonra insanlar bağımlılıktan, intihardan bahseder, bu gayet normal.
Les gens parlent d'addictions, de suicide. Ce sont des choses qui arrivent.
Aldığımız istihbarata göre Kenya'da son yapılan canlı bomba eylemlerinde bunların parmağı varmış.
D'après nos renseignements, ils sont liés au dernier attentat-suicide qui a eu lieu au Kenya.
Evin içinde intihar bombacıları için yelek ve sürüsüyle patlayıcı var.
- On voit des gilets-suicide et une panoplie d'explosifs à l'intérieur de la maison.
İntihar eylemi videosu hazırlayacaklar.
Ils préparent une vidéo-suicide.
Evin içinde iki yelek ve sürüsüyle patlayıcı mevcut.
- Non. Il y a deux vestes-suicide et puis un tas d'explosifs à l'intérieur.
Tanrı tek oğlunu bir intihar görevi için buraya gönderdi, fakat biz yine de seviyoruz onu, çünkü bize ağaç falan yapıyor.
Dieu a envoyé son fils unique pour une mission-suicide, mais on l'aime tout de même, car il a créé la nature.
Bir intihardı. Çünkü elindeki kartları biliyorduk, ve ben de, elimdekileri sana göstermiştim.
C'était un suicide, car tu connaissais ton jeu, et je t'ai montré le mien.
Özenilmiş bir intihar sürüsü mü?
Comme un pacte de suicide élaboré?
Bu intihara girer.
C'est du suicide, tu le sais.
Bu intihara girer. Sen de biliyorsun.
- C'est du suicide.
Ama beni öldürürsen, intihar etmiş olursun.
Mais... Si vous me tuez, ce sera du suicide pour vous.
Bu intihar olur.
C'est du suicide.
Böyle satranç oynadığında hiç eğlenceli olmuyor Adam.
Ce n'est pas amusant quand tu joue au suicide d'échec, Adam.
Tüm bu zaman bir intihar teorisi için.. .. bir kanıt mı biriktiriyordun sen?
Tout ce temps et tu as juste recueilli des preuves pour une théorie du suicide.
Çünkü. Kimin intiharını kanıtlamaya çalışıyorsun acaba?
Parce que, le suicide de qui on essaye de comprendre?
- İntihar bu.
C'est du suicide.
Kendimizi öldürmek isteyene kadar alem yaparız.
On s'éclate et on se suicide.
İntihar engelleme etkinleştirildi.
Prévention du suicide activée.
Yine de oğlunuzun açıklamasını araştırmak zorundayım ama.
Je suis bien obligée d'enquêter Surtout après le suicide de Barry.
İntiharları durdur yoksa yemin ederim ki onu vururum!
Arrêtez le suicide ou je vous promets que je le tue.
Los Alamos Lisesi'nden Müdür Ariana Nakata bizimleydi. Moan Wilson'ın üzücü intiharı...
C'était la principale Ariana Nakata du lycée Los Alamos, où le tragique suicide de l'adolescente Mona Wilson a laissé tellement de...
En az musallat olmak kadar intiharı da haklı göstermiyor.
Ça ne justifie pas un suicide, encore moins qu'elle te hante.
- Evet, Rus mafyasının başını indirmek intihar görevinden başka bir şey değil.
Oui, tuer le chef du réseau Russe, c'est une mission suicide.
Bu bir intihar görevi.
C'est une mission suicide.
Başta intihar olduğuna karar verildi, 2012'de davası yeniden açıldı.
L'enquête conclura d'abord à un suicide, mais sera rouverte en 2012.
Yaratıcı intihar.
Un suicide créatif.
... kaçmak için intihar etmek hiç aklından geçti mi?
Est-ce que vous avez pensé au suicide, juste pour en finir avec tout ça.
Pope'u soymak intihar demek.
Voler le Pope est du suicide.
" Ulusal Futbol Ligi eski oyuncusu Andre Waters'ın cesedinin incelenmesinin ardından Pittsburgh'da nöropatoloji uzmanı olan Dr. Bennet Omalu'nun iddiası :
Suicide de l'ex-joueur dû à des lésions cérébrales "Après examen des restes " de l'ex-joueur de foot, Andre Waters,
NFL'in önde gelen Pro-Bowler'ı da onunla aynı şekilde intihar etti. Bunu öylece açıklayamazlar.
Un joueur pro haut placé dans la NFL qui se suicide comme ça, ils ne pourront pas l'expliquer.
Junior Seau'nun ölümü nedeni intihar olarak açıklandı.
La mort de Junior Seau est peut-être un suicide.
Cesurluk ve intihar arasında ince bir çizgi vardır, evlat.
Le courage, ce n'est pas le suicide!
İntihara teşebbüs edip başka bir başarısızlık elde etti.
Une tentative de suicide ratée un autre échec.
Sonra da intihar notumuzu yazmamız lazım. Çünkü hayatlarımız çok anlamsız.
Ensuite nous devons signer un pacte de suicide, parce que nos vie n'ont pas de sens.
İntihar girişimimden sonra hâlâ uykusuzluk çekiyorum.
Merci du coup bas. Je chie encore les somnifères de mon suicide raté.
İntihar etmiş.
Suicide.
Olamaz. Umarım intihar etmemiştir.
Oh non, je l'espère pas suicidé.
Zehirli bir elmadan aldığı tek bir ısırıkla kendini öldürdü...
Il s'est suicidé en croquant dans une pomme empoisonnée. Alan Turing.
Billy'yi onun öldürdüğünü söylüyorlar.
Ils ont dit qu'il s'était suicidé.
- İntihar etti.
Il s'est suicidé.
Kendini öldürdü.
Il s'est suicidé.
Karısı, onun kendini öldürdüğünü söylüyor.
Sa femme dit qu'il s'est suicidé.
Terry Long intihar ettiği sırada beyni Kronik Travmatik Ensefalopati hastalığından tükenmiş hâldeydi.
Quand Terry Long s'est suicidé, son cerveau avait été consumé par l'encéphalopathie traumatique chronique.
Dave Duerson bugün intihar etmiş.
Dave Duerson s'est suicidé.
Jake öz annesini öldürdü, sonra da babası kendini öldürdü çünkü onun aşırı dozdan öldüğünü sanmıştı.
Jake a tué sa propre mère et son père s'est suicidé parce qu'il croyait qu'elle était morte d'une overdose.