Sunnydale Çeviri Fransızca
279 parallel translation
Akademi West Andover Kilisesi yangınında trajik şekilde öldüler. Kurtulan tek kişi o oldu.
Stanley Coopersmith, seul survivant du tragique accident de la chapelle de l'Académie de West Andover a été admis à l'hôpital psychiatrique de Sunnydale.
Sunnydale'deki tehlikeler her geçen gün artıyor.
Il y tient. Je ne pense pas qu'il en ait besoin.
Hey, dostum. Burası halka açık bir yer.
Son père est un gros avocat de Sunnydale.
Buffy, Sunnydale'de olan her şey için kendini suçlayamazsın.
S'il te plaît, pouvons-nous parler?
Sunnydale'e hoş geldin.
Bienvenue à Sunnydale.
Tek Starbuck'ı olan Sunnydale gibi bir kasabada pek bir şey olmaz.
Il ne se passe pas grand chose à Sunnydale.
Sunnydale'den bahsediyoruz. Ne büyük bir kötülük olabilir ki?
Quelle sorte de Mal peut-il y avoir ici?
Geçen sene kapanana dek Sunnydale'in en çok işçi çalıştıran üçüncü tesisiydi.
Un gros employeur avant sa fermeture.
Boynuzlu, güçlü bir iblis Sunnydale'de dolaşıyor ve kimse bunu fark etmiyor.
Un démon cornu est en vadrouille et personne ne l'a remarqué?
Sunnydale otobüs terminali.
Oh! La gare routière? C'est la classe!
Sunnydale'de kendini evinde gibi hissedeceksin.
Alors Sunnydale ne te dépaysera pas.
Son senemi Sunnydale Lisesinde tamamlayacağım.
- Pardon? - Je fais ma terminale à Sunnydale.
Sunnydale'deki görülecek her şeyi gördün artık.
Voilà, tu as fait le tour de Sunnydale.
Cenazeler Sunnydale Cenaze Evi'ne götürülmüş.
Les corps sont aux pompes funèbres de Sunnydale.
Biliyor musunuz Sunnydale Cenaze Evi'ne gitmek çok güzel olurdu.
Vous savez ce qui serait cool? Les pompes funèbres.
Yoksa Sunnydale'deki herkes en kötü kabuslarıyla yüzleşecek.
Sinon les gens de Sunnydale vont devoir vivre leurs cauchemars.
Ve Sunnydale, Kaliforniya'dan, dünyanın en büyük sopranosu,... Willow Rosenberg!
Arrivé tout droit de Californie, le soprano le plus talentueux, Willow Rosenberg!
Babası Sunnydale'deki en güçlü avukattır.
Merci. Son père est un gros avocat de Sunnydale.
Kevin dün akşam Bronze'a her şeyi getireceğini söylemişti.
LYCEE DE SUNNYDALE kevin avait dit qu'il apporterait tout. Il l'avait promis!
Sunnydale'de sessizlik hakim.
Sunnydale est calme.
- Sunnydale'de.
- À Sunnydale.
Burası Sunnydale olduğuna göre, iyi ihtimalleri doğrudan eleyebiliriz.
Comme on est à Sunnydale, on peut être sûr que ce n'est rien de bon.
Katil olduğunu bilmiyoruz. - Hayır ama burası Sunnydale olduğuna göre.
- Non, mais comme on est à Sunnydale...
Fondren'in bu sene Sunnydale'i ölü sayısında geçebileceğini mi?
Que Fondren gagnera la course aux cadavres cette année?
Kraliyet ailesi ve türlü sorunları var. Ama sunnydale'de kimse dersler devam ederken okulu terk edemez.
Avec leur famille royale et tous leurs problèmes, mais à Sunnydale personne ne sort du campus pendant les cours.
Sunnydale'deki öbür gözde mekana gideceğiz.
On va à l'autre endroit branché de Sunnydale.
Öğrenciler, Herbert ile tanışmanızı istiyorum, Sunnydale yüzgeçleri'nin yeni maskotu!
Je vous présente Herbert, la nouvelle mascotte des Razorbacks de Sunnydale.
Sunnydale'de anlayış olayı bitmiştir.
Sunnydale a été farouche pour la dernière fois.
Bundan sonra farklı bir Sunnydale Lisesi göreceksin. Sıkı bir okul.
A partir de maintenant, Sunnydale sera très différente.
Pardon, sadece... Cehennem buz kesmedikçe ve Sunnydale'deki bütün vampirler emekliye ayrılmadıkça, geleceğimi tartışmaya gerek yok bence.
À moins qu'il gèle en enfer et que les vampires prennent leur retraite, mon avenir est tout tracé.
Hatta sadece bir tane daha Sunnydale öğrencisi kriterlerimizi tutturdu.
Un seul autre élève de Sunnydale remplit nos critères.
Aforoz edilip Sunnydale'e yollanmış.
Excommunié et envoyé à Sunnydale.
Los Angeles'a devam eden 219 sefer sayılı otobüs Sunnydale batı terminaline varmıştır.
Bus 219, terminus : Los Angeles. Prochain arrêt :
Sunnydale Bowling Ligi şampiyonasında Elks takımını bu sene yenmediler mi?
Ils ont pas battu les Elks dans la coupe de bowling de Sunnydale?
Nasıl olduysa... -... başka bir avcı Sunnydale'e yollanmış.
Une autre tueuse a été envoyée à Sunnydale.
Bay Zabuto, bütün belirtilerin Sunnydale'de karanlık bir gücün yükselmek üzere olduğuna işaret ettiğini söyledi.
M. Zabuto dit que les signes indiquent qu'un pouvoir maléfique va se lever ici.
Sunnydale'de 43 kilise mi var?
Il y a 43 églises à Sunnydale?
Ama eğer Dru ölürse Sunnyhell Çiftliğindeki küçük Rebeccan ve arkadaşları topluma takdim partisinden kurtulmuş olur.
Et si Dru meurt, ta petite Rebecca de la ferme de Sunnydale ratera son avènement.
Sunnydale!
Sunnydale!
Sunnydale'deki evlerin neden ucuz olduğu ortada.
Normal que le prix des maisons soit abordable ici.
Haydi Sunnydale! Haydi Sunnydale!
Allez, Sunnydale, allez!
Go, Sunnydale, go! Go, Sunnydale, go! Go, Sunnydale, go!
Allez, Sunnydale, allez!
Aşağıdaki sakinler arasında Sunnydale'i terk edenler varmış.
Les habitants d'en dessous fuient Sunnydale.
Güney Kaliforniya'nın çoğu sıcak bir Noel geçirirken aşırı soğuk bir dalga Sunnydale civarında aniden belirdi. Şehir tarihinde ilk kez aralıksız kar yağışı alıyor.
Alors que, dans toute la Californie, il fera chaud pour Noël, un front froid arrivé de nulle part s'est installé sur Sunnydale, où l'on nous signale d'extraordinaires chutes de neige.
Soğuk hava dalgasının hiçbir yere gittiği yok.
Sunnydale ne verra pas le soleil. Ce front froid est totalement stationnaire.
Sunnydale'de canavarlardan başka kiminle tanışabilir ki?
Qui rencontrer à Sunnydale, à part des monstres ou des trucs comme ça?
Eğer odaklanırsak, disiplinimizi korursak, ve eğer garip ölümlerimiz eskisi kadar çok olmazsa, Sunnydale birinci olacak!
Si on reste concentrés, disciplinés, et s'il n'y a pas autant de morts mystérieuses, Sunnydale mènera le jeu.
Sunnydale Lisesi'nde büyük olaylar olurken üçünüzün zindanda takıIıyor olmanız şaşırtıcı değil.
Et bien sûr, vous êtes au donjon quand il se passe quelque chose d'important.
Sunnydale akıl hastanesine kaldırıldı. "
Il y est encore actuellement.
- Yapma ya!
On est à Sunnydale.
- Bir sır.
LYCÉE DE SUNNYDALE - C'est un secret.