English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Surat

Surat Çeviri Fransızca

11,198 parallel translation
Suratın sistemde çıkarsa diye tetikte olacağım.
Écoute, je garde un œil ouvert, voir si ton visage n'apparait pas dans le circuit.
Sophia'nın yanına gidip, suratına bir tane geçirip, sıçtın batırdın demek istiyorum.
J'ai envie d'aller voir Sophia, de la gifler et de lui dire, "Tu as merdé, ma belle."
Sırıtık surat ve sarılma manyakları diyorsun onlara.
Tu les appelles les "abrutis souriants et les tarés."
Suratımın şişmesini istemiyorum.
Je veux être beau.
Adamın adı Alex Dunaway ama ona "Deri Surat" diyorum.
Le nom du gars est Alex Dunaway, mais en ce moment, je vais juste l'appeler "Visage de cuir"
- Deri Surat'la konuştun mu?
Vous parlez à Leatherface?
O uzun boylu karanlık surat para dolu çanta ve kısık ses tonuyla Dominic'i etkilemeyi başaramadı demek.
Donc le grand ténébreux a échoué à éblouir Dominic avec ses remarques spirituelles et une malette remplie de billets.
- 9. Şubedeki şebek surat mı?
- Un coup du vieux singe?
Suratının üstüne düşmek ne kadar zordur bilir misin?
Vous savez comme c'est difficile de tomber sur le visage?
Dün gece seni görmüştüm zaten, maske vardı suratında.
J'ai pensé que c'était toi hier soir, avec un masque sur la tête.
5 aylık mutluluktan sonra bir daha surat asamamaktan mı korktun yoksa?
Étais-tu inquiet qu'après 5 mois de bonheur tu ne sois plus capable d'y arriver?
Güzel kizlara iyi davranmayi ve ailenin onayini alamadin diye surat yapmayi birak.
Au lieu de chouchouter tes jolies humaines et bouder à cause de la désapprobation de ta famille.
Suratı soğudu.
Son visage est devenu froid.
Suratında sim var ve striptiz klubü gibi kokuyorsun.
T'as des paillettes sur le visage et tu sens le stripclub.
Kalbi durdurup suratını buna çeviren bir zehir.
C'est un poison qui arrête le cœur et vous fait ressembler à ça.
Suratından anlaşılmıyor hiç.
Je n'aurais pas pu le dire en le voyant.
- Tanrım, oğlanın suratı yeşile dönmüş.
Oh mon Dieu, le gosse est vert.
Bu surat da ne böyle?
C'est quoi, cette tête?
Sophia'nın yanına gidip, suratına bir tane geçirip, sıçtın batırdın demek istiyorum.
J'ai envie d'aller la voir, de la gifler et de lui dire : "Tu as merdé, ma belle."
Sırıtık surat ve sarılma manyakları diyorsun onlara.
Tu détestes tes parents. Tu les appelles les "abrutis souriants et les tarés."
Suratıma sıkma yeter. Akşama randevum var.
Juste ne tire pas dans la tête,
Suratımın şişmesini istemiyorum.
J'ai un rencard ce soir. Je veux être beau.
Dün İsyan'ın kredi limitini arttırmak için bankaya gittim. - Adam suratıma güldü.
J'ai demandé à la banque hier d'augmenter le découvert de Mutiny.
- Şu adamın suratına bir yumruk atabilir miyim?
- J'ai envie de le frapper. - Faite la queue.
Bu arada dikkatini çekerim ki, suratıma bile bakmadı.
Vous avez vu, elle ne m'a même pas regardé.
Tüyleri daha kalın, gözlerinde küçük bir ışıltı var, Ve poposunu her an dışarı çıkarmak üzere olan bir yavru kedi suratı takınmış.
Sa fourrure est plus brillante, elle a une étincelle dans le regard, et une tête de chaton est sur le point de sortir de son arrière-train.
Keşke bunu öğrendiklerinde kardeşlerinin suratında oluşacak ifadeyi görebilsem.
J'aimerai pouvoir voir l'expression sur les visages de tes frères quand ils le découvriront.
- Suratın niye asık?
C'est quoi cette tête?
Suratına delik açsam onun yerine?
Que dirais-tu d'un trou en pleine face?
Ama Lucius, direkt suratına dedim ki beni yüz üstü bırakırsan Onslow seni çiroz gibi tuzlayıp güneşe sererim.
Mais, Lucius, je lui ai dit, je lui ai dit directement, je l'ai dit, "vous permettez-moi, d'Onslow, Je vais tuck vous jusqu', Sunshine, comme un kipper."
Hey, bu kızla son karşılaştığımızda suratımıza pompalı tüfek tutuyordu.
Le dernière fois qu'on a vu cette nana, elle a pointé un fusil sur nous.
Surat asma.
Ne boude pas.
Bu koku gerçekten suratına tokat gibi geliyor değil mi Alfred?
Cette odeur est vraiment forte, n'est-ce pas, Alfred?
Herkes üzgün surat yapsın.
Prenez tous un air triste.
Suratıma Hitler bıyığı çizmişler ya.
Ils m'ont dessiné une moustache à la Hitler.
Bu çok eğlenceli. Suratıma geçir bir tane.
C'est trop marrant.
Suratıma dokunmana da gerek yoktu.
Ce n'est pas non plus nécessaire de toucher mon visage.
Annem evleniyor, ürpermiş surat, Charles'ın babasıyla, tuvalet emojisi.
Ma mère va épouser, frisson, le père de Charles, émoticône de toilettes.
Doğru da, sonunda ona yalancı diyerek suratına içecek dökmüştüm.
Oui, et ça c'est terminé par moi le traitant de gros menteur en lui jetant mon verre dessus.
Emre itaatsizlik ettiğim için mi surat asıyorsun yani?
C'est ici que tu me donnes un rapport pour avoir désobéi aux ordres?
Biliyor musunuz hanımlar, Bayan Bean ve ben siz kaltakları korkutmak için küçük bir şaka ayarlamıştık. Onun şişko suratını soğuk kızartma yağına daldıracaktım.
Mesdemoiselles, Mme Bean et moi avons organisé une farce où j'immigerai sa grosse tête dans de l'huile à friture froide pour vous faire peur, garces.
Eğer temiz olmasını istiyorsan belki de temizlikçinin suratını yakmamalıydın.
Si tu voulais que l'endroit soit propre, tu n'aurais pas dû brûler le visage de la domestique.
"Artık bunu yapmanı istemiyorum, lütfen." Üzgün ağlayan surat.
Je ne veux plus que tu fasses ça, s'il te plaît. " Smiley triste.
... "Bir güzel değişeceksin." dedi. Suratıma yumruk atacakmış gibiydi ve ben öylece durdum.
Et il m'a dit "J'te jure que si" comme s'il allait me frapper,
Ve bunu kastetti. Suratımın dibindeydi sinirden kudurmuştu.
Et il le pensait, il était à 2cm de mon visage, il était furieux.
- Evet, suratıma boşaldı.
Dean! - Ouais, et il a éjaculé sur ma face.
- O, suratına boşalmalarından bahsetmiyor.
Elle ne parle pas d'eux éjaculant sur sa tête! - Beurk! - J'ai dis, ça suffit!
Gelip suratıma yalan söyledi.
Elle est venue me voir et m'a menti.
Kaba komedi yapabilirim, tatlı olabilirim, surat yapabilirim, zeki olmam gerekmez.
Je sais faire du burlesque, me faire beau, faire une grimace, sans être un génie.
- Ayrıca, suratına ateş ettikten... -... sonra çok konuşabileceğini sanmam.
En plus, je doute que tu sois très bavard après que je t'ai tiré dans le visage.
Suratıma sıkma yeter.
Juste ne tire pas dans la tête,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]