English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Surf

Surf Çeviri Fransızca

824 parallel translation
- Surf 318 1.
- SURF 31.81.
Hattayken Surf 3181'i bağlayın.
Puisque j'ai la ligne, passez-moi SURF 31.81.
Sana bir şey olsun istemem. Bu arada, Surf 3181 nerede?
A propos, où est SURF 31.81?
Laguna'daki parti cumartesi gecesi. Surf and Sand oteIinde oda tuttum. Hiç oraya gittin mi?
Pour la fête de samedi... j'ai réservé au Surf Hôtel.
Bill bana sörften bahsediyordu.
- Bill me parlait de surf.
Sen sörften anlar mısın?
- Tu t'y connais en surf?
- Boyutsal sörf tahtası, evet.
- Un surf pandimensionnel. J'aurais réussi.
Ah, Surf Road'a giden Sunset'e girin.
Prends Sunset jusqu'à Surf Road.
Dalga gerçekten çok yüksek. - Shelby Usta.
Ça, c'est du surf!
- Bu sörf mavrasını sevmiyorum.
- Je déteste ces trucs de surf.
Güneşin, sörfün ve renkli halkımızın keyfini çıkarıyor.
Pour le soleil, le surf et notre intéressant mode de vie.
Sörf yaptıktan sonra, eski iskeledeki Bear'in dükkanına giderdik.
Souvent, apres une matinée de surf, fatigués, nous allions voir...
Onlar öyle ateşli ki, sonsuza dek sörf yapacaklardır.
Ils feront toujours du surf!
Bir keresinde Makaha Point Surf'de tek başıma 6 metreye bindim.
J'ai pris des vagues de 7 metres avec, tout seul.
Bir spor değil, hastalık.
Votre surf, c'est une maladie!
Kadınlar!
Surf! Femmes!
BEAR'in SURF TAHTALARI
PLANCHES DE SURF par OURS
Sörf yapıyorum çünkü arkadaşlarla sörf yapmak çok güzel.
Je faisais du surf pour etre avec mes amis.
Plajdan arkadaştık.
On faisait du surf ensemble.
Yeni sörf filmim olan Islak Rüyalar'ın galasına davetlisin. "
Je vous invite a la premiere de mon film sur le surf : Reves humides. "
Pipeline dünyanın en tehlikeli sörf yerlerinden biri. Lopez burada pek çok kez ölümden dönmüş olsa da sınırlarını zorlamaya devam ediyor.
A Hawai, Pipeline est le paradis et l'enfer du surf... ou Lopez a plusieurs fois frolé la mort.
Point her zaman eğitim alanımız olmuştur. Matt Johnson, Jack Barlow ve Leroy Smith tarafından icat edilen numaralar burada gerçekleşmişti.
Dans cette pépiniere des grands surfers américains... le surf acrobatique a été inventé... par les Matt Johnson, Jack Barlow et Leroy Smith.
Onlar, modern stili ilk geliştiren öncülerdi.
Ils furent les pionniers. Les créateurs du surf moderne.
- Çok sörf yapıyor musun?
- Tu as fait beaucoup de surf?
Gidip sörf yapayım.
Je crois que je vais aller chercher une planche de surf.
Burada bayağı bir sörf yapıyoruz.
Impossible. On fait beaucoup de surf.
" Antonio Körfezinden, sörf sesleri.
Le son du surf depuis Antonio Bay. KAB 1340.
Sörf yapmaktan, tavladan, ağlamaktan korkmayan erkeklerden hoşlanıyorum.
J'aime le surf, le backgammon et les hommes qui n'ont pas peur de pleurer.
Stu, sörf bir spor değildir. Bir yaşam biçimidir.
Stu, le surf n'est pas un sport.
Mahalli? - Sörflerde.
- Planches de surf.
- Yine kandırıldım. Surf and Turf Spesiyali.
- Leur plat Terre-Mer m'a tenté.
12 yıl hapis yatıp çıktıktan sonra 4 yıl da sadece erkek tayfaların olduğu gemide hizmet etsem ve 3 yıl da çölde kalsam çiğ istiridyeden başka bir şey yemesem ve bir gün Diane çırılçıplak gelse tüm isteyeceğim hokey sonuçları olur.
Je pourrais sortir de prison après 12 ans, servir sur un navire sans aucune femme 4 années supplémentaires, être largué sur une île déserte 3 années de plus, à me nourrir d'huîtres crues, et si un jour Diane arrivait nue sur un surf, tout ce qui m'intéresserait, serait d'obtenir les scores de hockey.
Sörf yapmayı, romantik yemekleri, ve Tolstoy'u severim.
J'aime le surf, les dîners aux chandelles et Tolstoï.
Delta Birliği bize sörf tahtası ve sahile inme izni vereceğini söyledi.
La Section Delta nous a trouvé des planches de surf.
Sörf yapmak cildime iyi gelecek.
Je vais faire du surf!
La Libertad'a gideceğiz dostum dünyanın en iyi sörf plajı.
Puis on fonce sur Libertad. Meilleur surf au monde.
Ve benim için bir bot hazır olsun. Bu kadar kolay mı?
Et un bateau pour nous emmener à Surf Bay.
Bu gece The Bay'da bir anlaşmamız var.
J'ai arrangé une rencontre avec Shing ce soir à Surf Bay.
Bu gece denizde olacak. Bir el silah sesi işittim.
Il a dit qu'il partait pour Surf Bay ce soir.
- Evet, haydi ahbap. Sörf başlıyor.
Prépare ton surf, il y a de la vague!
Buradaki de M.P.V. için. - Bu da sörf için. - Boş ver.
Celle-l..., c'est M.V.P. Celle-l..., c'est pour le surf.
Bu sörfüm için.
Celle-l..., c'est pour le surf- -
Mac'i arıyorsanız yarışmanın oraya gitti.
Mac... est au concours de surf.
Elimde, kafası sörfle uçurulmuş bir adam var ve amirlerim boğazıma basacaklar.
J'ai un mec à la morgue avec une planche de surf en guise de tête... et le Département d'Etat va nous tomber dessus.
Benim sörf tahtam.
Ma planche de surf?
Ona sörf dükkanından bahsetmedin mi?
Tu lui as parlé de notre magasin de surf?
Carl ve James'in Sörf Dükkanı.
"Chez Carl et James : Tout pour le surf".
El bombası. Beş dakika sıcak çatışma, beş hafta eğlence.
Grenade... 5 minutes de combat, 5 semaines de surf.
Şimdi, biliyorum kadından hoşlandığını.
Une vraie planche à surf! Je sais qu'elle te plaît.
- Sörf tahtası.
- C'est un surf?
- Hazırım efendim.
- Du surf!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]