English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Surrey

Surrey Çeviri Fransızca

97 parallel translation
Surrey'li mi?
Du Surrey?
- Random Hall, North Random, Surrey. - Teşekkür ederim.
Random Hall, dans le Surrey.
Surrey'de Romalılar tarafından kullanılıyordu.
C'est vrai. Les Romains l'ont fait, dans le Surrey.
Bayan Havisham'ın dediğine göre... iki tane Richmonds varmış, biri Surrey'de öteki de Yorkshire'da.
Mlle Havisham m'a dit qu'il y a deux Richmond. Un dans le Surrey, l'autre dans le Yorkshire.
Benim gideceğim Surrey'deki Richmond. 10 mil ötedeymiş ve beni oraya sen götürecekmişsin.
Le mien est dans le Surrey à 10 lieues.
Ben atlarla birlikte büyüdüm. Surrey'de.
J'ai grandi avec les chevaux, dans le Surrey.
Sevgili Bay Worthing, Bayan Cardew'in 35 yaşına kadar bekleyemeyeceğini net bir şekilde belirtmesi üzerine, ki bunun kendisinin sabırsız yapısını gösterdiğini söylemek zorundayım, size kararınızı yeniden düşünmeniz için yalvarıyorum.
Miss Cardew est la petite-fille de feu M. Thomas Cardew, 149 Belgrave Square, S.W. Gervase Park, Dorking, Surrey. Et des Sporran, dans le Fifeshire. Cela n'est pas insatisfaisant.
Surrey'in Gotik evleri gözünde tütüyor, öyle değil mi?
Il veut revoir les cottages gothiques du Surrey, c'est bien cela?
Zavallı Surrey polisi başına geleni anlamış değil.
La police du Surrey se demande ce qui se passe.
Surrey.
Surrey.
Dört saat içinde o ücra Surrey kasabasına... gitmemi istiyorlar.
Ils veulent que j'aille au fin fond du Surrey dans quatre heures.
Bayan Elsa Fennan. 34, Merridale Lane, Walliston, Surrey.
Mme Elsa Fennan, 34 Merridale Lane, Walliston, Surrey.
" Sayın Freddy Grisewood, Bagshot, Surrey.
" Cher Freddy Grisewood, Bagshot, Surrey.
Surrey'de, evindeki koleksiyonunda 400'den fazla yumurta var.
Dans sa maison du Surrey, il en a plus de 400.
Genellikle Surrey çalılıklarından bulunur. Ama ben bunu St. Pancras'ta erkekler tuvaletinde buldum, yenmemiş.
On le trouve généralement dans les haies du Surrey, mais j'ai trouvé celui-ci dans les toilettes à St Pancras, intact.
Sırada 1930'larda İngiliz arıcılığında devrim yapan Ursula Hitler hakkındaki dizimizin sekizinci bölümü var.
Il est l'heure du 8e épisode de notre série sur la vie et l'œuvre d'Ursula Hitler, la ménagère du Surrey qui a révolutionné l'apiculture britannique dans les années 1930.
Surrey'in yarım saatte 33 sayı yapması gerekiyordu... kız da pudralanmaya gitti...
Surrey devait marquer 33 point en 30 minutes, elle est partie se poudrer...
Kahvaltıdan sonra Watson. Hatırlarsan, o sabah Surrey'e kadar 30 mil yürüyerek temiz hava aldım.
Mlle Harrison, il faut rester dans cette chambre le reste de la journée.
Lord Holdhurst, bir kişi için, ve Bay Percy Phelps başka bir kişi için, bu olayı polis mahkemesine asla götürmezlerdi.
Allez, Holmes, ce pansement parle pour vous! Que s'est-il passé? Après le petit déjeuner, cher Watson, n'oubliez pas que j'ai respiré pendant 50 kilomètres l'air du Surrey ce matin!
Surrey sınırındaki Farnham yakınlarından!
Près de Farnham, Au fin fond du Surrey.
Surrey'de, Farnham'dan yaklaşık 6 mil uzaklıkta Chiltern Grange'de oturuyorum.
Je suis à six miles de Farnham, dans le Surrey. À Chiltern Grange.
" Bugün size yazacağını ve sizden küçük Surrey'imizde yaşamayı değerlendirmenizi isteyeceğini söyledi.
"il est tout à fait d'accord et vous écrit " pour vous inviter dans notre coin du Surrey. "
Surrey'de, Summer Caddesi denilen yerde.
C'est dans le Surrey... l'endroit s'appelle Summer St.
Şangay'da yaşayan binlerce Batılı İngilizlerin 19. yüzyılda buraya gelmelerinden beri burada yaşıyorlar diplomatik dokunulmazlık zırhıyla korunuyor ve adeta kendi ülkelerindeki gibi yaşıyorlardı. Bankalar, oteller, bürolar, kiliseler, evler sanki Liverpool ya da Surrey'deki gibiydi.
À Shanghai, des milliers d'Occidentaux, protégés par la sécurité diplomatique de la Concession Internationale, vivaient comme au 19e siècle, à l'arrivée des Britanniques et bâtirent à l'image de leur propre pays, des banques, des hôtels, des bureaux, des églises et des maisons
Biliyor musun, Mac, Surrey takımının yedeğindeydi. Ben krikete Hint Ordusu'yla başladım.
Mac a joué en deuxième division pour le Surrey, et j'étais à la batte pour l'armée des Indes.
Epsom, Surrey'dedir.... Londra civarında.
Epsom se trouve dans le Surrey, près de Londres.
Surrey kontluğu oldukça ilginçtir.
Le comté du Surrey est fort intéressant, du moins en ce qui concerne les cartes.
Planımız Thomas Mould'un yaklaşık elli yıl önce çizdiği gibi izleri takip edip Surrey'e gitmekti.
Nous avions prévu de retracer le Surrey tel que Thomas Moule l'avait gravé il y a une cinquantaine d'années.
Surrey polis teşkilatından komiser Baynes.
Inspecteur Baynes, de la police du Surrey.
- Hayır. Surrey Docks'a.
Surrey Docks.
Surrey polisine arabanın tarifini verdim ama muhtemelen en kısa zamanda arabayı değiştirir veya başka bir yere gider.
J'ai donné à la police une description précise. Mais il en changera. Ou se cachera.
Onlara Surrey'de iş bulmaya çalıştım.
J'ai voulu les placer dans le Surrey.
Korkarım Hartfield'i gözünüzde büyütüyorsunuz.
Vous surestimez Hartfield. Le Surrey abonde en merveilles.
Surrey'den başka bir yere öyle dendiğini duymadım.
Je ne l'ai entendu dire que pour le Surrey.
Haven Wells Grange Bulvarı, Sutton, Surrey'de doğmuş.
The Haven, Wells Grange Avenue, Sutton, Surrey.
Surrey güzelliklerle dolu.
Le Surrey est plein de beautés
Surrey, İngiltere'nin bahçesi!
Le Surrey est le jardin de l'Angleterre
Surrey dışında hiç bir kente böyle denildiğini duymadım.
Je n'ai jamais entendu aucun comté sauf le Surrey, appelé ainsi
Surrey With the Fringe on Top'ı söyleyeceksen ayrı.
A moins que tu ne nous chantes Carmen, à toi de voir.
Oğulların o sihirli arabanla, dün gece Surrey'ye gidip dönmüş.
Tes fils l'ont ramené dans ta voiture volante!
Maxime Anne Baxter. Victoria Gardens'da ölmüş, Farnham, Surrey, 31 Mart 1979'da doğmuş, 3 aylık.
Maxine Anne Baxter, morte à Farnham, Surrey, le 31 mars 1979, à l'âge de 3 mois.
Maxime Anne Baxter. Victoria Gardens'da doğmuş, Farnham, Surrey, 31 Aralık 1978.
Maxine Anne Baxter, née à Farnham, Surrey, le 31 décembre 1978.
Benim için bir numara bulman gerek. Kayıtlı değil, Surrey'de.
Trouve-moi un numéro sur liste rouge.
Takımdan bazılarını South Bermondsey'e götüreceğim. ve Surrey Quays'den sonrasını Tommy halledecek.
Je dirige un groupe à travers South Bermondsey, et Tommy dirige le reste à travers Surrey Quays.
Surrey. "Taşrada Noel."
Surrey. "Noël à la campagne."
- Cary Grant de Surrey'liydi.
- Cary Grant venait du Surrey.
Başka biri de Surrey'de öldü bile.
Il y a un autre mort dans le Surrey, et peut-être aussi dans tous les autres comtés de Londres.
Alec ve Eric Bedser, eski Surrey kriketçileri Stewart Surridge, Surrey'nin eski kaptanı Omar Sharif, Laurie Fishlock, eski Surrey açılış vurucusu Peter May, eski Surrey ve İngiltere kaptanı Yehudi Menuhin, dünyaca ünlü kemancı ve Surrey Kriket Kulübü'nün başkanı.
Alec et Eric Bedser, anciens joueurs de cricket du Surrey ; Stewart Surridge, leur ancien capitaine ; Omar Sharif ;
Şimdi bu akşamki sunucunuzla tanışma vakti :
et Yehudi Menuhin, le fameux violoniste et le président du club de cricket du Surrey. Et il est temps d'accueillir notre invité :
Surrey güzelliklerle dolu. Bana Surrey'yi anlatmayın!
J'en suis convaincue.
- Surrey.
- Du Surrey.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]