Süite Çeviri Fransızca
65 parallel translation
- 58 numaralı süite.
- Cabine 58.
58 numaralı süite, saatte 30 kilometreden fazla yapma.
Cabine 58, et respectez la limitation à 30 km / h.
Şu fişi al, B güvertesindeki yedi numaralı süite git üzerinde bu numara olan valizi alıp hemen buraya getir.
Prenez ce talon, allez à la cabine sept sur le pont B... prenez la valise portant ce numéro et apportez-la-moi tout de suite.
- Bu bölme nedir? - Oh, bu odayı iki kişilik süite dönüştürüyor. Bunlar için balayındakilerden çok fazla istek...
- Au cas où vous voudriez la suite.
Bayan Hfuhruhurr ile şu şanslı pezevengi 729 numaralı süite çıkar.
Conduisez Mme Hfuhruhurr et cet heureux salaud au 729.
Süite baktın mı?
T'es allé voir la suite?
Cesur süite.
- Je leur montre la chambre du Hardi.
Ben de yol yorgunuyken Sanal Süite uğramak isterdiniz diyordum.
Je pensais que vous aimeriez passer un peu de temps dans une holosuite.
Benim maaşımla böyle bir süite para yetiştirebilir miyim?
Tu crois que j'ai les moyens d'en louer une?
Beni Rio'da klimalı bir süite götür! Donana dek serinlemek istiyorum!
Je vais aller dans le meilleur palace de Rio, ouvrir l'air conditionné, crever de froid, le pied!
Biz bu lüks süite taşınırız, sen de Cedars'a transfer olursun,.. .. ki o da hemen karşı bloktadır.
Nous emménageons dans cet appartement, et tu es transférée à Cedars, juste au pied de l'immeuble.
Eğer bunu kazanırsan oteldeki en büyük süite geçeceğiz.
Si tu gagnes, on prend la plus grande suite.
Oteldeki en büyük süite!
La plus grande suite! Allez!
Oteldeki en büyük süite!
La plus grande suite!
418 numaralı süite gitmenizi istiyorum.
Montez dans la suite 418.
Benim de bir süite ihtiyacım var. Başka olduğunu sanmıyorum.
Mais je vais avoir besoin d'une suite.
Siz asansörle çatı katındaki süite çıkın isterseniz.
Montez donc dans la suite.
Bence süite dönüp banyo yapmanın zamanı geldi.
Il est temps de rentrer prendre un bain dans notre suite.
Nasıl yani, başka bir süite yerleştireceksiniz? Orası benim süitim.
Comment ça, une autre suite?
Onu başka bir süite yerleştir.
Donne-lui une autre suite.
Bir süite aktardık.
- Tu es surclassé, c'est une suite.
O zaman harika. İkiniz de gidin... Ben de süite kameralarla değişik açılardan bakarım.
Allez-y tous les deux... et je vérifie les angles différents de caméra dans la suite.
Tekrar süite döndüler.
Ils sont revenus à la suite.
En azından seni ve anneni bir süite yerleştirmeme izin ver.
Ca va. Alors laisse-moi vous prendre une suite pour toi et ta mère à l'hôtel.
Süite gittik.
On arrive.
Sizi 4080 numaralı süite yerleştiriyoruz.
Vous avez la suite 4080.
Süite çıktığımda bir ses duydum.
Quand j'ai quitté la suite, j'ai entendu quelque chose.
- Bu süite Bill Clinton kullandığında da böcek yerleştirmemiş miydik?
C'est pas la suite mise sur écoute quand Clinton est venu? C'est bien elle.
Sence Dostoyevski'nin yazmak için süite ihtiyacı var mıydı?
Dostoïevski louait des suites pour écrire?
Dün gece dört numaralı süite yemeği siz götürmüşsünüz, doğru mu?
J'ai cru comprendre que vous avez servi le repas la nuit dernière à la suite Cabana 4, Est-ce exact?
Tek gece için süite ödediği 40,000 dolar dışında, şövalyeyi öldüren mızrağı da o satın almış.
Non seulement il a payé 40,000 $ pour une nuit en suite royale, mais... il a aussi payé pour la lance qui à tué notre chevalier.
Süite çıktı. Orada ne halt ediyor?
- Pourquoi elle descend pas ici?
Lisa'yla birlikte yukarı süite çıkıyoruz. Michael ve Claire neden bu kadar gecikti bir bakalım. Tamam mı?
Nous deux, on va monter à la suite, voir ou en sont Michael et Claire.
Biraz baş başa kalmak için süite çıkıyorlar.
Ils montent à la suite, ils veulent... Être un peu seuls.
Onun yerine Lexington Bulvarı'ndaki bir bara gittim sakinleşmek için iki kadeh attım gideri olan ilk kızı alıp, Carlyle'daki süite götürdüm.
Je suis allé dans un bar, j'ai bu quelques verres pour me calmer, j'ai levé la première petite qui a dit oui et on est allés au Carlyle.
Baskı yok, sadece emlâk piyasasında olduğumu duyunca beni oldukça hoş bir süite yerleştirdiler.
C'est rien, ils ont su que j'étais sur le marché des propriétés, donc ils m'ont surclassé dans cette suite, c'est sympa.
Sizi bir süite alırdım ama Don'ın başkaları ne yaşıyorsa onu yaşamasını istiyorum.
Je voulais vous donner une suite, mais je veux que Don ait le regard du simple client.
Sonra deniz manzaralı süite geçti.
Elle est ensuite passée à une suite avec vue sur l'océan.
Partiden sonra grupla beraber özel süite çıktık.
On est allées dans la suite du groupe.
Asansör sizi direkt olarak çatı katındaki süite götürecek.
L'ascenseur vous conduira à la suite. Vous y êtes attendus.
Gidip süite bakalım.
... dont les gens à la maison ne voudraient pas entendre parler? Non.
Bir süite geldik. Moon Jae In bu gece sana çok iyi davranacağım.
On va prendre une suite.
Ryan ve Esposito sizin nişancının Midtown'da bir süite kadar izini sürdü.
Ryan et Esposito ont localisé le tireur à Midtown.
Madam bu süite ancak cesedimi çiğnedikten sonra yerleşirsiniz.
Madame, il faudra me passer sur le corps pour avoir cette suite.
Joan Rivers'ın bu çiçekli süite geçmesi için kaç kere ağzına alması gerekti?
Combien de pipes ça a dû coûter à Joan Rivers pour arriver à avoir une suite remplie de fleurs?
Baban aradı, ev ofisini Southfork Inn'deki süite taşıması için yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.
Ton père a appelé, il doit transférer son bureau dans sa suite, au Southfork Inn.
Zira bu süite gecede bin papel ödüyorum ve uzanmak üzereyim.
Cette suite me coûte un bras et j'allais baiser.
Nate'in partisi Empire'daki süite taşınmış.
La fête de Nate a été déplacée à une suite de l'Empire.
Ben Regina ile kalıyorum. Odamı değiştirip, bir süite geçerim.
Je reste avec Régina, je vais changer ma chambre et je prends une suite.
- Sheraton Hotel'de süite ne dersin?
- Et pour la suite à l'hôtel Sheraton?
Bay Herman'ı başka süite yerleştirin.
Donnez une autre suite à M. Herman.