English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tain

Tain Çeviri Fransızca

188 parallel translation
Açık konuşayım. Bunda bir hile yok.
Il y a là ni truc, ni glace sans tain, ni mystification.
Endişelenme. Bu tek taraflı bir ayna.
N'ayez pas peur, c'est une glace sans tain.
Çelik iskelet, yansıtıcılı ayna metrekaresi 250 $
Avec charpente en acier et glaces sans tain, 2700 $ le mètre carré.
Merkaz duyarsa, Mobyuj veya Kergelen'e tain ediliriz.
Si le Colonnel a vent de cela, nous serons muté à Maubeuge.
Sizi tain ederim!
Ou vous êtes virés.
Bu tek taraflı cam.
C'est une glace sans tain.
Ben onun Brentwood'daki evine iki taraflı aynalar takmıştım.
J'ai installé des miroirs sans tain dans sa baraque de Brentwood.
İki taraflı ayna.
Une glace sans tain.
İç kapı açılır. Kontrol operatörü camdan bakar.
La porte intérieure s'ouvre... la surveillante contrôle tout à travers une glace sans tain.
Öteki tarafta ayna var.
C'est un miroir sans tain.
Gelip aynaları söküyorlar ve tek taraflı ayna takıp diğer tarafa kamera koyuyorlar.
Ils entrent, enlèvent tous les miroirs, les remplacent par des miroirs sans tain et collent une caméra de l'autre côté.
# Tain't what you do # # It's the way that you do it #
- "C'est pas ce qu'on fait" - "Mais comment on le fait"
İmplant bana bizzat, Obsidian Order'ın başı olan Enabran tarafından verildi.
Mon implant m'a été donné par Enabran Tain, le chef de l'Ordre obsidien.
Enabran Tain'in bizzat koruması altındaydım.
A une époque, j'étais le protégé d'Enabran Tain lui-même.
Tain Obsidian Order'ın kendisiydi.
Tain était l'Ordre obsidien.
Neden bilmiyorum ama Enabran Tain bize sempati duymaya başlamıştı.
J'ignore pourquoi, mais Enabran Tain nous a pris en amitié.
Bize "Tain'in oğulları" derlerdi.
On nous appelait "les fils de Tain".
O sırada, Tain emekli olup Arawath kolonisinde inzivaya çekilmişti.
Tain s'était déjà retiré sur la colonie d'Araath.
Siz Enabran Tain'siniz.
Vous êtes Enabran Tain.
Hepimiz Enabran Tain'in iş arkadaşıydık.
Nous étions tous les associés d'Enabran Tain.
Enabran Tain. Obsidian Order'ın eski yöneticisi.
Enabran Tain, celui qui dirigeait l'Ordre obsidien.
Fakat Tain bilebilir.
Mais Tain le saura peut-être.
Tain'le konuşmam gerek.
Il faut que je parle à Tain.
- Tain'in oraya gittiğini nerden biliyorsun? - Bilmiyorum.
- Tain s'est réfugié là-bas?
30 yıldır hizmetçisi ve sırdaşıydı.
C'est la maîtresse de maison et la confidente de Tain depuis 30 ans.
Olduğuna inanabilirim. Ama Enabran Tain için çalışan birine değil.
Non, mais qu'il s'agisse de quelqu'un au service d'Enabran Tain.
Kardasya'dan sürgün edilmemin tek sorumlusu Tain'di.
Tain est personnellement responsable de mon exil.
Bence Tain'in danışmanı olmaktan daha öte biriydin.
Je crois que vous étiez plus que le conseiller de Tain.
Tain...
Tain...
Yaptıklarından dolayı suçlu hissettiğini Tain'in öğrenmesini istemezsin.
Soyez prudent. Tain pourrait découvrir que vous avez des remords.
Seninle benim tek düşmanımız var, o da Enabran Tain.
Notre seul ennemi commun est Enabran Tain.
Her iki hükümette Tain'in planından haberdar olmadığını söylüyor.
Romuliens et Cardassiens nient avoir eu connaissance des plans de Tain.
Tain'i durdurmak için bir şey yapacaklar mı?
Comptent-ils arrêter Tain?
Her iki taraf da Tain'i durdurmak için bir yol bulmaya çalışacakları konusunda ısrarcı. Fakat biz arkalarına yaslanıp Tain'in başarılı olup olmayacağını görmek isteyeceklerini sanıyoruz.
Ils disent réfléchir au moyen de l'arrêter, mais ils vont juste attendre de voir s'il réussit.
Eğer Tain başarısız olursa.
Seulement s'il échoue.
Görünüşe göre Tain'in başarılı olmasını istiyorsun.
Vous semblez espérer voir Tain réussir.
Tain başarılı olsa bile, Jem'Hadar intikam almak isteyecektir.
Même si Tain arrive à ses fins, les Jem'Hadar vont se venger.
Sevgili Tain, ne yazık ki hata bizim yıldızlarda değil kendimizde. - Ne?
Ce n'est pas dans les étoiles qu'il faut chercher la faille, mais en nous.
Tain, komutayı al.
Tain, à vous la passerelle.
Pek sayılmaz. Planı Tain yaptı.
L'idée est de Tain au départ.
Tain, gitmemiz gerek!
Tain, nous devons évacuer!
Bir yardım çağrısı... Enabran Tain dan.
C'était un appel à l'aide d'Enabran Tain.
Tain'in İstasyonla irtibatta kullandığı verici nerede?
Où est l'émetteur qu'a utilisé Tain pour contacter la station?
Tain beni duyup duyamadığını bilmiyorum. Ama eğer duyuyorsan sadece bilmeni istiyrum ki iyi bir baba olamasan da şu anda hayatta olmanı isterdim.
Tain, j'ignore si vous pouvez m'entendre, mais si c'est le cas, sachez que vous n'avez peut-être pas été un bon père pour moi, mais j'aimerais du fond du coeur que vous soyez encore en vie.
Bir yardım çağrısı... Enabran Tain'den. Tain?
C'était un appel à l'aide... d'Enabran Tain.
Gördüm, ama Tain 20 yıl Obsidian Order'in başındaydı.
Tain a dirigé l'Ordre pendant 20 ans.
Tain'e hiçbir şey borçlu değilsin. Seni Kardasyadan sürdü.
Il vous a exilé de Cardassia.
Gerçekten de Tain tarafından mı gönderildi?
Qu'il a bien été envoyé par Tain?
Kod sıralaması ben ve Tain tarafından kişisel olarak tasarlanmıştı.
Le code a été conçu par Tain et moi.
Tek yön aynalar.
Miroirs sans tain.
- Köprüye, Tain'i almaya. - Ne?
- Chercher Tain.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]