Tait Çeviri Fransızca
1,096 parallel translation
# Söyleyecek fazla şeyi yok ama
Elle ne dit rien, elle se tait
- Bayan Tate, okula gitmeye hazırız.
- Mme Tait. Nous sommes prìts.
Lütfen. Lütfen, Bayan Tate.
S'il vous plaît, Mme Tait.
Ama ne, Bayan Tate?
Mais quoi, Mme Tait?
Sen anlat. Ama ne, Bayan Tate?
Mais quoi, Mme Tait?
Peki ya benimle evlenmeni teklif edersem? Çocuklarımı doğurmanı hep yanımda olmanı ve Bayan Tate olmanı?
Et si je te disais, marions-nous et faisons des enfants, reste á mes côtés et deviens Mme Douglas Tait?
Peki ya şimdi, Bayan Tate?
Et maintenant, Mme Tait?
Bayan Tate kızgın.
Mme Tait est en colére.
Gevşe, Bayan Tate. Sadece gevşe.
Mme Tait, détendez-vous.
Bayan Tate? Dr. Yang gününü planladığın gibi sürdürmeni istiyor.
Mme Tait, Dr Yang aimerait que vous fassiez ce que vous aviez prévu.
Bayan Tate öğle yemeğinde deniz ürünü yememeli.
Mme Tait ne doit pas consommer de crustacés á midi.
Bayan Tate, su istemiştiniz.
Mme Tait, vous désiriez de l'eau?
- Bayan Tate duyguları yüzünden çok büyük bir ikilem yaşıyor.
- Les émotions de Mme Tait s'affrontent.
Bayan Tate bu adamı nerede bulacağını biliyor.
Mme Tait sait oû trouver l'homme.
Bayan Tate hayaletlere mi inanıyor?
Mme Tait croit aux fantômes.
Bayan Tate?
Mme Tait?
Bayan Tate, bana bir saat içinde ihtiyacınız olacak mı?
Mme Tait, vous avez besoin de moi pendant une heure ou plus?
- Bay Tate, telefon.
- M. Tait, téléphone.
Ben Alice Tate, Dr. Yang.
C'est Alice Tait, Dr Yang.
Ben Alice Tate.
C'est Alice Tait.
- Bayan Tate.
- Mme Tait.
- Bayan Tate gergin görünüyor.
- Mme Tait paraît tendue.
Bayan Tate dostlarının yanında.
Mme Tait parmi amis.
Bayan Tate şimdi daha sakin mi?
Mme Tait est plus calme?
Bayan Tate bu sinirleri tıkandığı için yazmakta zorluk çekiyor.
Mme Tait a du mal á écrire parce que nerf est coincé.
Alice Tate.
Alice Tait?
Bizim Alice Tate.
Notre Alice Tait?
Bayan Tate, gelin.
Mme Tait, entrez.
Bayan Tate'in mutlulukla ilgili bir yanılsaması varmış.
Mme Tait avait une illusion du bonheur.
Al, Bayan Tate.
Tenez, Mme Tait.
İçen kalbini Bayan Tate'e kaptırır.
Celui qui le boira succombera á Mme Tait.
Bayan Tate, şimdi kendini Dr. Yang'e ilk geldiği zamankinden daha iyi tanıyor.
Mme Tait a meilleure idée de qui elle est qu'avant de venir voir Dr Yang.
Ben Alice Tate.
- Alice Tait.
- Alice Tate.
- Je m'appelle Alice Tait.
- Alice Tate'i duydun mu?
Tu sais pour alice Tait?
Biliyorsan, sessiz dur!
- Quand on sait, on se tait!
Çocukluk anılarını. O bana anlatamaz çünkü yaşamının bazı bölümlerini bloke etmiş.
Comme son enfance, qu'elle tait... car elle a bloqué des parties de sa vie.
O sahne ışıklarının önüne geliyor. Orkestra susuyor.
Il s'approche de la rampe l'orchestre se tait
Yakalandığı zaman sustu mu?
Une fois prise, elle se tait?
Bundan sonra, çenemizi kapatıp, filmi izledik.
Puis on se tait, et on regarde.
Bir adam öldürüldü, diğeri intihar etti ama çocuk susuyor.
Un homme a été assassiné... un autre s'est donné la mort... mais cet enfant se tait.
Sonsuza dek sürecekse de, sonsuza dek gezerim.
S'il se tait, je continuerai.
- Konuşma yok!
- On se tait!
Hiçbir zaman değişmeyecek, anla artık.
Rien ne changera jamais, ici, hein? - Et tout le monde se tait...
Herkes sussun.
Tout le monde se tait!
Bak, büyümüşsün, dostum! - Oh, bilirsin.
Sa mà ¨ re à © tait partie à La messe.
Çocuk parkına gitmiştikde Luna park'da senin büyük oyuncaklara binmene izin vermemişlerdi. - Hatılıyormusun?
On à © tait seuls dans La maison.
Oh, lütfen izin ver Sen misafirimsin, dostum. Kendini evde hisset.
Quand on est montà © s, c'à © tait Le paradis.
Bayan Tate? Bayan Tate, dışarı mı çıktınız?
Mme Tait, vous ìtes déjà partie?
- Sessiz ol.
On se tait!
- Hiç susmaz mı bu?
- Jamais elle se tait celle-là?