English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Talby

Talby Çeviri Fransızca

104 parallel translation
Tanıkların söylediklerine göre, ben Yargıç Cutchell kanun namına açıklıyorum ki... Hart Parkins provoke edilmemiş bir saldırısı sonucunda öldürülmüştür.
Après audition des témoins, nous, juge Kutscher, déclarons au nom de la loi, que Hart Perkins est mort au cours d'une agression dans laquelle Frank Talby a agi en légitime défense.
Öldürdüğün ilk adam mıydı, Talby?
En état de légitime défense?
Gelirlerse, Talby'e söylersin.
Talby!
Buraya dönmesen iyi ederdin, Talby.
T'aurais mieux fait de pas venir. Sois pas pessimiste.
Ve Frank Talby yerine tüm dürüst Clifton'lılar ölüyor.
Les gens de Clifton deviennent débiteurs de Frank Talby. Sinon?
Bu kimin katırı?
Le mulet de l'ami de Talby. Exact.
Bay Talby, bu kadar kısa zamanda altı kurşun nasıl oldu?
Comment vous faites pour mettre six coups dans le mille?
Atına atlayıp gitsen iyi olur. Dinle Talby seni uyarıyorum ; Parkins'in arkadaşları seni yakalamaya yemin ettiler.
C'est malsain ici, les hommes de Perkins veulent votre peau.
Bay Turner? Ah, tekrar hoşgeldiniz Bay Talby.
Oui, soyez le bienvenu M.Talby.
Ama... biliyorsunuz, bunun için önce bir hesap açmamız gerek, Talby.
Mais en fait vous... n'avez pas de compte ici.
Bakın şu Talby'e!
Monsieur Talby, vous blaguez?
Kanun dışı birşey yaparsanız, Frank Talby haklı çıkar.
Il y a eu un procès et Talby a été acquitté.
Hadi işimize bakalım! Buraya zırvalarını dinlemeye gelmedik.
Au lieu de l'écouter, allons pendre Talby!
Tabii ki, Bay Talby.
On utilisera tout l'espace disponible.
Kendinize çok düşman edindiniz, Bay Talby.
Vous vous êtes fait plein d'ennemis M.Talby.
O zaman onun Talby olduğunu biliyordun.
Vous saviez que c'était Talby?
Hayır, bu Corbitt'ındı.
J'ai compris votre petit jeu Talby.
Ve bunu görmek istemiyorum, Talby.
C'est pourquoi je ne discuterai pas de ça.
Daha önce zaten sana söylemiştim, Talby. - Bir çok düşman edindin.
Outre Corbitt, vous vous êtes fait plein d'ennemis.
Ama anlayamıyorum, Talby bu saçma düelloyu neden kabul ettiğini söyler misin?
Pourquoi accepter ce duel? C'est prendre un risque absurde.
Bay Talby?
Talby... J'ai signé quoi?
Salon yanıyor!
Les pauvres. - Il n'y a que Muray. - Et Talby.
Bay Talby'i gördünüz mü?
Où est Talby?
Talby nerede?
- Tu l'as vu sortir? - Non.
Talby, bir anlığına seni...
Je t'ai cru mort un instant.
Ve bizi bir güzel halleder. Talby'nin acelesi yok.
Ne t'inquiète pas, nous le devancerons.
Talby tüm kasabanın sahibi olmak istiyor. Eğer başarırsa onu saf dışı bırakmanın bir yolunu bulamayız.
Et j'ai peut-être aussi trouvé comment.
Talby neredeyse 45'lerinde.
Talby doit avoir 45 ans, le mauvais âge pour un pistolero.
Talby kendinden önceki bir çoğunun yaptığı şeyi yapıyor. Yardım alıyor. Genç birinden.
Il a fait comme d'autres à son âge, il a pris un aide, un jeune qui croit en lui et qui tire pour lui.
Bazen sana silah çekmeyi öğretmekle ne kadar salak olduğumu soruyorum.
Soigne-le et Talby te donnera peut-être un dollar.
İşi iyi yap.
Talby?
Çünkü bu Talby. - Bana bir dolar veren.
C'est le nom de l'étranger.
- Talby mi?
Talby...
- Evet, yabancının ismi. - Talby!
J'ai déjà entendu ce nom...
Git bunu Vahşi Jack'e söyle.
Tu sais où il est. Je suis Talby.
Vahşi!
Talby est arrivé.
Pekâlâ Talby.
Comme tu voudras Talby.
Kendini çok komik sanıyorsun, değil mi Talby? Pekâlâ, iyi için amigolar!
C'est nous qui allons boire amigos!
Beni denemek ister misiniz, Bay Talby?
Vous me prendriez?
Bay Talby...
Monsieur Talby.
- Ortaya çık, Talby!
Rends-toi Talby!
Hadi, Talby'e bu gerek. En iyisi mi, gidin buradan.
Il vous attendait!
Ne halt istediğini bilmek isterim, Talby? Ancak onlar seni vurduktan sonra ateş ettim, şerif.
J'ai tiré après qu'ils vous aient blessé.
Deneme bile, Talby.
N'essayez même pas Talby.
Vuruldun mu, Talby?
Vous êtes touché?
Scott, Talby ile takılıyor.
Pour monter un piège il faut beaucoup de temps.
Talby içeride.
M.Talby est là.
Hey sen!
Tu sais où on peut trouver Talby?
Söylesene evlat, Talby adındaki adamı nereden bulabiliriz?
Qu'est-ce que vous lui voulez?
- Doğruyu söyle...
Tu réprouves mon amitié avec Talby.
Talby ile olmam hoşuna gitmiyor.
Fais très attention.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]