English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tamı tamına

Tamı tamına Çeviri Fransızca

3,649 parallel translation
Evet, evet. Tamı tamına 5 yıldır yılbaşlarına ve özel günlere geliyor
Oui, il passe Thanksgiving et Noël avec nous depuis 5 ans.
Tamı tamına göründüğü gibi.
Enfin, si.
Tamı tamına Valentine'ın sözleri.
Les mots exacts de Valentin!
Her zaman biz nerede olmanı istiyorsak sen tamı tamına orada olacaksın. Her yanımda ol, çünkü ne kadar yakında olduğunu düşünürsen aslında o kadar az görürsün.
Et pas un instant vous ne serez ailleurs que là où je vous aurai placé, alors approchez-vous et écrasez-moi parce que plus vous vous croirez près du but, plus loin vous serez de la vérité.
- Tamı tamına.
- Plus ou moins.
Garip bir biçimde zanlı tam olarak kimi aradığını biliyor ama kurbanlarına farklı isimlerle sesleniyor.
Curieusement, le tueur sait avec précision qui il cherche, mais il fait mention de ses victimes avec un nom différent.
Yani geçen geceki öpücük muhtemelen onun küçük sevgiye aç yüreğinin tam ortasına kurulmuştur. - Büyüyeceği yere -
Donc ce baiser l'autre nuit s'est probablement établi jute au milieu de son petit coeur dans le besoin, où il grandit.
Bay Castle, tam şu anda kayınvalidemle buluşmaya ve çay içip, minicik... iğrenç sandviçlerini yemek üzere şehir dışına çıkıyorum.
M. Castle, je suis en route pour aller voir ma belle-mère et prendre le thé avec ses horribles mini-sandwichs.
Tam olarak ne yaptı? Beyaz Saray'ın veri tabanına girip Dostluk Yemeği'ne bilet aldı.
Il a piraté les données de la maison blanche et s'est fourni les tickets pour un dinner.
Biz de tam Api Falls Patikası'na gidiyorduk.
On va rejoindre le, euh, chemin d'Api Falls. Il parait que c'est joli.
Sheldon, tam beş hafta oldu ve bu konu üzerindeki ilgin artık obsesyon sınırlarına dayanmış durumda.
Sheldon, ça fait 5 semaines, et votre fascination pour ce sujet particulier est à la limite de l'obsession.
Tam tamına.
Exactement.
Sağ olun, Profesör Klişe. Tam bayram zamanına yetiştiniz.
Oh, merci, Professeur cliché, juste à temps pour les fêtes.
Haplarını almaya ve ona dediğimiz her şeyi aynen yapmaya devam ettiği sürece bence tam sağlığına kavuşacaktır.
Tant qu'il continue de prendre ses pilules... qu'il fait ce qu'on lui dit, exactement comme on lui dit, je pense qu'il se rétablira bien.
Savaş uçağına tam olarak ne için ihtiyacımız var?
Pourquoi on a besoin d'un avion de chasse exactement?
Hanımına gönderdiğin o yazıda kralın Brineved'e gittiği yazıyor. Ama aslında kral tam tersi istikamete gidiyor.
Ton message enverra ta maîtresse sur le chemin de Brineved pendant que le roi se dirige dans la direction opposée.
Tam fırsatı yakalamışken, değişemediğimiz için hayal kırıklığına mı uğradın? Evet!
Ah, tu dois être triste que nous n'ayons pas changé?
Radikallerden tam destek olacağına inanıyoruz.
Nous comptons sur le soutien des radicaux.
Herkesin eşit yaratıldığına nasıl inanabilirim ki? Karşımda, kokuşmuş ahlakıyla bunun tam tersini kanıtlayan Ohio'lu bir beyefendi duruyor. Bazılarının daha aşağılık yaratıldığının,
Comment proclamer les hommes égaux quand se tient devant moi, puant, le cadavre moral du gentleman de l'Ohio, preuve de l'infériorité de certains hommes, privés d'intelligence par le Créateur, imperméables à la raison,
Annem de tam suratının ortasına güçlü bir tokat indirdi.
Et ma mère lui a mis une grande gifle, en pleine face!
Bam! Tam kafasına.
En plein sur la tête.
Tam o sikik kafasına, sonrası klik-klik-klik sesi.
En pleine gueule.
Of Tanrım. Jack Russell gibi tam arkasına geçerdim.
Je lui sauterais dessus comme un cleb avec deux bites.
Tam kürek kemiklerinin arasına.
Entre les deux omoplates.
- Evet! "Tam aynı anda" derken? - Yani ikisi de tam aynı anda taksinin kapısına uzansalar.
- Par exemple atteindre la porte... ils atteignent la porte précisément au même instant.
Ama evde kalmak da istemiyorum. Çorba kokan, kedili bir kadına dönüşmek tam bir kabus.
Mais non plus, je ne veux pas de finir seule, en vivant en maison pleine de chats, et que je sente à la soupe.
O tam bir deli amına koyuyum!
- C'est un fou!
En iyi 90 listeme koyarım, tam Omaha ve Jacksonville, Florida arasına.
Dans mon top 90, entre Omaha et Jacksonville, Floride.
- Franco, tam bir gösterişçi ineksin amına koyayım.
Franco, t'es qu'un nerd prétentieux.
Dikkatli olun, tam bir caz çılgınına dönüyorsunuz komiser bey!
Attention, le jazz vous monte à la tête, M. le chef de la police.
Cehennemin tam ortasına. Tanrı'nın kutsal ışığından tüm alemdeki en uzak yere.
Au centre de l'Enfer, l'endroit le plus éloigné de la lumière divine de Dieu.
Hem, işleri tam rayına koyup her şeyin plana göre gerçekleşmesi diğerlerine haksızlık olur.
Il me semble indécent d'avoir tout si bien planifié que ça tourne exactement comme prévu.
Alınma ama tam bir uyuşturucu satıcısına benziyorsun.
T'as une vraie tête de dealer.
Tam tamına 60 tane.
60 en tout, et affûtées comme des rasoirs.
Polislerin yaptığı tam olarak budur işte. Aklına girmeye çalışıyor.
La police fait toujours ça.
- Hayır. - İşte, artık tam tamına çalışıyor.
Il fonctionne parfaitement maintenant.
Düğünümüzü tam bir saçmalık yapmak adına, seni tekrar göremeyeceğim diye bir rahibe beyaz bir yalan söyeleyemem. - Biliyorum. - Bu problem değil mi?
Tu refuses de mentir à un prêtre que tu ne reverras plus quitte à transformer notre mariage en grosse farce?
Acapulco bir savaş bölgesi. Seni tam ortasına bırakacağım.
Acapulco est une zone de guerre, et on t'envoie en plein milieu de tout ça.
Şirin Köyü'nün tam ortasına çıkacak bir geçit açabilmek için gereken enerjiyi elde etmenin tek yolu bu.
La seule façon de canaliser assez d'énergie pour créer un portail jusqu'au village des Schtroumpfs.
Oranın tam ortasına kur.
Installe toi juste au milieu.
Uzun olmayan bir süre önce, tam da Judith gibi - modern, bağımsız bir kızın binbaşının yakışıklılığına av olduğunu işittim.
Il y a peu, une fille comme Judith, moderne, indépendante, est tombée dans ses bras.
- Soruşturmalarına tam erişim.
Un accès complet à votre enquête.
Tıbbi terimleri bir yana bırakırsak tam bir parti manyağına rast gelmişsiniz.
Pour parler plus simplement, vous avez trouvé une vraie, hum, fêtarde.
Tam buraya, yolun kenarına.
Là, sur le côté de la route.
Amına koyayım derken tam olarak ne demek istedin?
Quand tu dis "Va te faire foutre" qu'est-ce que ça signifie?
- Evet, tam duvarın karşısına.
Oui, ici. Pose-la contre le mur.
Tyrell Hanesi'nin, tam bağlılıkla krallığın yararına hareket etmediğine dair kanıtlarım var.
J'ai des raisons de penser que la maison Tyrell n'a pas à cœur les intérêts du royaume.
Dört gün önce çek hesabına tam 15.000 dolar yatırmış.
Il a déposé 15 mille dollars en espèces sur son compte-chèque il y a quatre jours.
- Tam bir pazarlık harikasına benziyor.
On est co-proprio! Ça semble être une aubaine.
Vucüdunun, sağdan sola, her şeyin, eşit olduğu bir şekilde, tam bir orantı içerisinde olmasına çalışırsın. Bu gerçek bir sanat çalışmasıdır.
Vous essayez de prendre votre corps et sculpter à l'endroit où tout est en proportion, tout de droite à gauche est égal, et juste être une véritable œuvre d'art.
Demek istediğim, bu çok fazla kadına eziyet içeren tam zamanlı bir iş olmalı. Öyle.
Ça doit être lourd, toute cette oppression féminine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]