Tater Çeviri Fransızca
66 parallel translation
Tabi. Hacılar, Hindistanlılar, Tater Tot'lar. Kıta'nın bir kısmını onlar oluşturuyor.
Mais si, missionnaires, indiens, gâteaux secs, c'est très festif.
Şu donmuş sopa balıklar gibi değildi. ve akşam yemeği için Tater Tots'u arıyor.
C'était autre chose que les bâtonnets surgelés de Marcie.
Evet, ben sadece... Mutlu bir Tater-Totting balık adamım.
Ouais, je suis... un heureux époux qui pue le bâtonnet de poisson surgelé.
Little Jimmy Dickens, "Take an Old Cold Tater and Wait".
Little Jimmy Dickens, "Take an Old Cold Tater".
Hâlâ safra kesesi hastaları için mi gıcırdıyorsun?
Toujours a tater la vésicule billiaire de tes patients?
"Tater Tots" istiyor musun?
Tu veux des patates surgelées?
O günden önce, sana hediye alacak hiç param yoktu.
Plus tôt dans la journée, je n'avais pas d'argent pour t'acheter des "Tater Tots".
Hapishane kafeteryasında Tater Tot'larımı çalardı!
En prison, à la cantine, il me piquait mes patates.
Peki ya Tater Tot'larımı çalman?
Et tu me piquais mes patates.
Tater öldü ama Avon yaşıyor, adamım.
Avon respire encore.
Patates püresini sen istedin.
Parce qu'avec les Tater Tots, il me suffit de déchirer et d'engloutir
- Çoğunu. - Tabii, çoğunu.
Mais pas les Tater Tots ou la tour de pizzas
"Beni Tater öldürdü."
"M. Patate m'a tué".
Pekala, şu Tater denilen orospu çocuğu için APB istiyorum.
J'aurai besoin d'un avis de recherche sur un dénommé Patate.
İkimiz de mezara, Bentalou'nun sonunun hangi sokakta olduğunu kimlerin ehliyetini yer altından aldığını ya da Tater'ın 88'de Müzik Evi'nden çıktığında hangi köşede vurulduğunu bilerek gideceğiz.
On ira au cimetière en sachant toujours sur quel pâté de maison finit la voie sans issue de Bentalou, qui a obtenu sa licence IV à l'Underground ou sur quel coin de rue Tater s'est fait tirer dessus quand il est sorti du Musical Lounge en 1988.
Sandviç ; kıymalı, patatesli ve domates sosluydu.
A la cantine c'est sloppy joes et tater tots. *
su ana kadar ise Colleen ve Lindsay bizi bir restorana götürdüler.
Et pourtant, Colleen et Lindsay nous ont amenés chez Tater-Skinz.
Spatulamı hissetmek ister misin?
Tu veux tater de ma spatule? !
Biraz donmus Tater Tots getirebilir misin?
Et si ça ne vous dérange pas, rapportez-moi une petite boîte de Tater Tots congelés.
Köfte ve Tater Tot.
pain de viande et croquettes.
Sonra bir şey oldu : The Tater Tot olayı.
C'est alors que s'est produit l'accident Tater Tots.
Hey, Scott, sana söylemek istiyordum bileğim biraz kötü şu donmuş patatesten dolayı.
Hé, Scott, je voulais te dire que mon poignet, c'est assez souffrant. À cause des Tater Tots.
Gün boyu bir gözetim minibüsünde oturup Tater'ı Pee Wee'ye bir iki şişe satarken yakalamak mı istiyorsun?
Tu préfères passer tes journées en planque pour surprendre Tater en train de filer de la drogue à Pee Wee?
Evet, Bir tabak Tater Tots ve Jager alalım.
Ouais, on va prendre une assiette de croquettes, et de la Jäger?
Patates'e selam söyleyin. Ben kaçtım.
Vous demanderez des nouvelles de Tater Tot.
... ve ondan önceki gün gibi... Patates kızartması!
... Et le jour d'avant... tots Tater!
O hâlde patates püresi ve patates kroket isterim.
Bien, je veux des pommes de terres en purée et des tater tots.
Patates püresi mi, patates kroket mi?
Les pommes de terre en purée, les tater tots?
Patates kroket yediğimde, bunalımdaydım.
Et quand je prends des tater tots, j'ai un sentiment bizarre.
Patates kroketle başa çıkman için bunalımda olman gerek.
Tu n'as pas à être dans un endroit sombre pour jouer avec les tater tots.
Patates kroketler tam önünde, ve onların da duyguları var.
Les tater tots sont droits devant toi, et ils sont pas mals. -
Patates püresi sadece makarna ister, ama patates kroket daha açık sözlüdür.
Les pommes de terres veulent juste que les macaroni et les tater tots soient plus directs.
Ve bilgin olsun, makarna ve patates kroket eşleştirmesi eski ve zorlu bir maceraydı.
Et pour ton information, l'association le macaroni-tater tots était forcément un roman pour adultes.
Patates kroket duyulmak isterdi.
Le tater tots souhaite se faire entendre.
Hepimiz patates kroketin bencil ve olgunlaşmamış olduğunu biliyoruz, ama ben makarnadan daha fazlasını beklerdim.
Nous savons tous que les tater tots sont égoïstes et immatures, mais je m'attendais à plus venant du macaroni.
- Sen patates kroketsin o zaman?
Est-ce que tu vas prendre des tater tots?
Tater, olay yerinde teknik destek isteyen birkaç dedektif var. Buraya gel lütfen.
Tater, on a des inspecteurs qui ont besoin d'une assistance technique sur une scène de crime.
Tuhaf. Tamam, karakola dön Tater.
C'est étrange.
Bak bakalım SIM karttan bir şey çıkarabilecek misin.
Très bien, ramène-le au poste, Tater. Vois ce que tu peux tirer de la carte SIM.
Telefonu kapalı tut. Görüşürüz Tater.
Ne l'allume pas.
Tater, devam etsene. Tater!
Tater, magne-toi!
Bu sorun az önce Tater'ı öldürdü.
Cette perturbation vient d'avoir Tater.
Tater öldürüldü mü?
Tater a été tué?
Tater bunu soruşturuyordu, değil mi?
C'est là dessus que Tater enquêtait, non?
Saat 4'te koca bir tabak tater tots mı yiyorsun?
Tu ne vas tout de même pas avaler cette montagne de Tater Tots à 4h de l'après-midi?
Bir saniye, ben annemi gezdirirken sen tüm gün tater tots mı yiyorsun?
Attends, je me farcis Maman et toi tu manges des tater tots toute la journée?
- Omzundan.
Tater a été tué.
Birkaç anneyle konuştum.
A plus tard Tater.
Ne yapıyor bu?
Tater!
Tater, ne...
Tater, qu'est-ce que tu...
Sen az önce Tatum'a Tater mı dedin?
Paul Krebs!