Tellement Çeviri Fransızca
46,332 parallel translation
Bana okuldaki "Ünlü Beşli" çetesini hatırlattı.
Tellement de souvenirs! Notre "Gang des 5" à l'école!
Bu, benim ne kadar öldürücü ve harika olduğumdan dolayı...
"Je te trouve tellement irrésistible que je ne peux pas te quitter des yeux?"
Kiddo'ya baksanıza, gencecik yaşında başarıyı elde etti.
Kiddo a déjà fait tellement de choses pour son âge!
Sizin için ne büyük utanç kaynağı. Bu yüzden her şeyi bırakıp Hindistan'a döndünüz.
Vous avez eu tellement honte... que vous avez tout quitté pour rentrer en Inde.
Çok mutlu olmuştum.
J'étais tellement contente.
Kafamda bir kaç kez hayal ettiğim bir sahne.
J'avais imaginé cette scène tellement de fois...
Çok fazla farklı özel ilişkiler vardır.
Il y a tellement de relations possibles...
O zaman görüşürüz.
- Tellement bon. Tellement bon.
Ama Will bu işlere o kadar uzaksın ki seni zar zor görebiliyorum.
Mais, Will, tu es tellement dépassé par la situation J'arrive à peine à vous voir.
Çok bitkin düsmüstüm, "Ne sikim döndügünü bilmiyorum" dedim.
J'étais tellement choquée que j'ai dit : "Je sais pas ce qui se passe, merde."
Bu kesinlikle büyüleyici. Biliyorsun NOB dün akşam 2 metrelik bir uzaylıya saldıran iki adamın haberini almış bu sabah.
C'est tellement fascinant, Vous savez, le DOE a reçu des rapports ce matin d'un alien d'1m85 qui a attaqué 2 hommes dans un bar hier soir.
Maggie berbat bir bilardo oyuncusu.
Maggie est tellement mauvaise au billard.
Yıllarımı dışarıdaki o küçük masada oturarak geçirdim güvenlik duvarları yaratarak falan, biliyorsun...
J'ai passé tellement d'années assis derrière ce bureau là-bas, à créer des pare-feux, tu sais, et...
Ben... Ondan çok hoşlanıyorum.
Je l'apprécie tellement.
- Çok güzel. - Sen de öylesin.
- Elle est tellement belle.
Sen çok bencilsin.
Tu es tellement égoïste.
Senin adına çok sevindim.
Je suis tellement contente pour toi.
- Bu çok onur kırıcı.
- C'est tellement humiliant.
Bir gece odamda oturup yıldızlara bakarken kendimi çok yalnız hissettiğimi hatırlıyorum.
J'étais dans ma chambre un soir, je regardais les étoiles et je me sentais tellement seule.
Çok zor ama aynı zamanda çok özel bir zamandı.
C'était très dur, mais tellement spéciale.
Çok üzgünüm.
Je suis tellement désolée.
Hava Kuvvetlerinden gelen adamdan beri ip üstünde çocukcağız.
Depuis que ce type de l'Air Force est venu, il est tellement nerveux.
Lütfen beni öldürmeyin. Benim yaşamak için daha bir sürü...
J'ai tellement... plein de... quelques raisons de vivre.
Böyle söyleyince kulağa çok gerçeküstü geliyor.
Ca paraît tellement suréaliste, la manière dont tu dis ça.
Kar, yağmurdan çok daha güzel. Değil mi?
La neige est tellement plus jolie que la pluie, n'est-ce pas?
Çok heyecanlı.
C'est tellement excitant.
Çok üzgünüm köfte sipariş verdiğiniz için.
Je suis tellement désolée que vous ayez commandé le pain de viande.
Bilmem gerekir aslında, bir sürü Mary ile birlikte oldum.
Je devrais savoir. Je suis tellement sortie avec.
Çok üzgünüm, Bay Bronski.
Je suis tellement désolée, M. Bronski.
Çok sıkılıyorum.
Je m'ennuie tellement.
Metres için de çok yorgunum.
Je suis tellement fatigué.
Ama sen... başarıya kafayı o kadar taktın ki Han'ın dozaşımı yapmasına izin verecektin!
Mais tu... Tu étais tellement éblouie par le succès, que tu étais prête à laisser Han avoir une overdose!
Biraz önce birlikte oturduğum çiftlerden daha havalısınız.
Vous êtes tellement plus cool que le dernier couple avec qui on a fait un double rendez-vous.
İnsanlar çok edepsiz olabiliyor.
Les gens peuvent être tellement inconvenants.
Çok komikti.
C'est tellement drôle.
İçerisi çöplük gibi. Utanç verici.
Y a tellement de bazar là-dedans, c'est embarrassant.
Değil mi? Bir sürü muhteşem renk var.
Il y en a tellement de jolies.
Diğer her annenin bebeği hakkında o kadar ilgilendiği hiçbir şeyi takmıyorum.
Je m'en fiche de tous ces trucs de bébé que les autres mères adorent tellement.
Çok korkmuş olmalı.
elle a du avoir tellement peur.
Gelmene çok sevindim.
Je suis tellement content que tu ai appelé.
Ne kadar bulanık geliyor şimdi o dönemler.
Cette époque est tellement flou.
Bu O'nun için çok güzel, kendimi suçlu hissetmeye başlıyorum.
C'est tellement gentil de sa part, je commence à me sentir coupable.
Yıllardan beri... bir ailem vardı.
Ça fait tellement longtemps depuis... que je n'ai pas eu de famille.
İçindeki Amerikalı çok iyimser... ve saf, Josef.
L'Américain en toi reste tellement optimiste... et naïf.
Seni seviyorum ve seninle gurur duyuyorum.
Je t'aime, je suis tellement fière de toi.
Çok özür dilerim, Steven.
Je suis tellement désolée, Steven.
Kız kardeşim için endişelendiğimden sürekli kaçtım.
Tellement inquiet à propos de ma sœur, je m'échappais tout le temps.
Özür dilerim.
Je suis tellement désolée.
Seni çok seviyorum.
Je t'aime tellement.
Üzgünüm.
Oh, je suis tellement...
Raimy geri geldiğin için çok heyecanlı.
Raimy est... tellement excitée de te revoir.