English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Telsiz

Telsiz Çeviri Fransızca

2,248 parallel translation
Sanırım, telsiz odasında.
Dans la salle de radio, je pense.
Bebeğini bir telsiz ve 9 mm'liğin yanında emzireceğini düşününce... Yine de... O iyi bir insan.
Quand vous pensez à l'allaitement près d'un talkie et d'un 9 millimètres... quand même... c'est un homme bien.
Sadece bir telsiz.
C'est juste une radio.
Pekâlâ bölük telsiz kodlarında bazı değişiklikler yaptı.
Très bien, vous ferez suivre les changements de protocole...
Telsiz yapmak için, taşla hindistan cevizi veriyorlar.
On a des pierres et des cocos pour faire des radios.
Operatörüm olmadan da, ben savaşta kendi birliğimle, taburun diğer bölükleriyle ve hava desteğiyle etkili bir telsiz iletişimi kuramayacağım.
Et sans lui, j'irais me battre sans pouvoir établir de communication radio avec efficience que ce soit avec notre unité, avec d'autres éléments du bataillon, ou avec le support aérien.
Telsiz kontrol, tamam.
Vérification radio. Terminé.
Tüm Hitman Anahtarları, telsiz kontrol.
Tous les Hitman Victors, contrôle radio.
Ama eğer, bize telsiz bataryası ve özel mekanik yağı getirebilirsen, daha da iyi olacağız.
Par contre, si vous nous trouviez lubrifiant et piles...
Telsiz kontrolü yapıyoruz.
On vérifie les radios.
Telsiz yaparız artık bundan.
Vous prendrez la radio de la Navy.
Telsiz frekanslarına gir, Kirli.
Sature les transmissions, Dirty.
Al Jabar'daki, telsiz irtibatı numaraları ne oldu?
Et ton job pépère de liaison à Al Jabar?
Telsiz sükûtu muhafaza olacak.
Et je veux le silence radio.
- Hayır, telsiz sükûtu halindeler.
Non, toujours en silence radio.
Telsiz sükûtta olduklarını biliyorum ama onlara ulaşmak zorundasın.
Je sais qu'ils sont en silence radio, mais envoyez quelqu'un.
Üzerimde telsiz falan yok.
- Je ne porte aucun micro, donc...
Ve neden dosya gönderiyor? Neden bizimle telsiz bağlantısı kurmuyor?
Pourquoi envoyer ce fichier au lieu de nous contacter directement?
Telsiz sinyalimizin izini sürüp, konumumuzu tam olarak bulabilirler.
Ils pourraient tracer notre signal et nous localiser.
Ancak, bu dört saat önceydi. Şimdi mesaisine gecikti, ve telsiz çağrılarına cevap vermiyor.
Mais c'était il y a quatre heures, elle a raté sa garde et ne répond pas.
- Telsiz temasında kal.
- Restez en contact radio.
Tamam, telsiz menzilinde olmamız lazım.
Bon, on devrait être à portée de radio.
Denerim, ama telsiz iletişimleri de etkilenmiş durumda.
J'ai essayé, mais les communications radio sont touchées aussi.
Telsiz bağlantısını kaybettik.
On a perdu le contact radio.
Bir şekilde telsiz sinyalimizi yakalamasalar bile ve ikinci Jumper o aradan geçse bile burada olduğumuzu öğrenecekler.
Même s'ils ne captent pas notre signal radio, et même si le second Jumper passe, ils sauront qu'on est là. On rentrera pas à Atlantis.
Eğer sis telsiz ve fenerlerimizi bozuyorsa, uzaktan patlatıcının da çalışmama ihtimali var.
Les radios et les lampes marchent pas, le détonateur, ça risque d'être pareil.
- Telsiz çağrısı yok muydu?
- Vous n'avez pas reçu d'appel?
Ve telsiz çağrısı beni motele geri gönderdi.
Et le central a appelé, me renvoyant directement au motel.
Telsiz hala çalışıyor.
La radio marche toujours.
Evet, telsiz.
- Le bébéphone.
Sadece uzun mesafeli telsiz.
Juste quelques talkie-walkie longue distance.
- Bir telsiz aldım. - Ahbap...
- Je t'ai pris un talkie-walkie.
Telsiz sustu ve sonra arkadaşım, gözümün önünde can verdi. Arka kapıyı açıp dışarı çıkmasına yardım etmedin mi?
{ \ pos ( 192,205 ) } Le camion a calé et la radio est tombée en panne et ensuite... { \ pos ( 192,235 ) } Hey, il est mort juste devant mes yeux.
Araçtan çıkamazdım. Haber vermek istedim ama telsiz de çalışmıyordu.
J'ai essayé d'appeler mais la radio ne marchait pas.
Telsiz ve dürbün çantada.
La radio et les jumelles sont dans le sac à dos.
Bu telsiz konuşmalarının bir kopyasını gazeteci çocuklara verelim.
Transmettez des copies des enregistrements radio à la presse.
Telsiz soyguncuları her şeyi alır!
Le gang des talkies-walkies a vidé les coffres.
O babam. Yetkililer Marylebone'daki Lloyds Bankasını soyanlar arasındaki bu telsiz görüşmelerini halktan birilerinin bu seslerin sahiplerini tanıyabileceklerini ümit ederek yayınladılar.
Les autorités diffusent les enregistrements des communications radio entre les voleurs de la Lloyds de Marylebone dans l'espoir que leurs voix soient identifiées par leur famille...
- Telsiz bağlantın var mı?
- Un contact radio?
Ana kampla telsiz bağlantım yok bu nedenle geri dönüyorum.
Je ne capte pas le camp sur la radio, je fais demi-tour.
Telsiz su almış, her şey paslanmış.
La radio a pris l'eau, elle est rouillée.
Fransa'ya gitmen daha iyi olur, davamızı yaymak için bir şebeke kurarsın böylece bize para, ilaç ve telsiz gönderebilirsin.
Va plutôt en France promouvoir notre cause pour qu'on nous envoie de l'argent, des médicaments et des radios.
Şurada bir telsiz var.
Y a une radio juste là.
Ufak bir "telsiz sessizliğine" ne dersin?
Un petit silence radio, ça te dirait ça?
Bir tabancayla, bir telsiz almasını da söylemiştim.
Et d'acheter un pistolet et un émetteur radio.
Arabamda oturup, sivil telsiz frekanslarını dinlemeyi ve suçu takip etmeyi.
J'aime m'asseoir dans ma voiture et suivre le crime en écoutant la CB.
Yüzbaşı Dutton Telsiz Radyo ile Eğitim'den bahsetti, müthiş bir şey.
Le capitaine Dutton m'a parlé de l'École des Ondes.
Misyon Adası'nda telsiz kulesi var, yaklaşan Japonların yolunun üzerinde.
Il y a un émetteur sur l'île de la Mission, sur la route des Japonais.
Telsiz radyosunu dinliyormuş. Eyaletler arası yol çok tıkalıymış.
Mais il utilise une CB et il a entendu que l'autoroute est chargée.
Reality Telsiz Telefon
Téléphonie sans fil
- Telsiz öldü.
- La radio est morte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]