English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tembel

Tembel Çeviri Fransızca

1,696 parallel translation
Hey, Jacko, seni tembel oğlancı.
Hey, Jacko, connard de paresseux.
Ben de görmedim onu. İspanyol halkı hem tembel, hem de hırsız.
Les Espagnols sont très paresseux et voleurs.
Kimse! Tembel, işe yaramaz cahilin tekisin!
Feignant, bon à rien, inculte!
# Tembel olduğumu mu düşünüyorsun?
Tu crois que je suis feignasse?
Şirin, ama tembel.
Mignon... mais feignant.
Hadisene, tembel hıyarto her şeyi tek başıma yapamam.
Allez, putain de feignasse, je peux pas tout faire.
Belki de Geçmiş hayatında çok tembel biriydin.
Peut-être que tu étais un fainéant dans ta vie antérieure.
Doğduğu geceden beri erken gelmeni söylüyorum ve sen bunu bile beceremiyorsun, lanet olası tembel domuz!
- Je suis là. - J'y crois pas. T'es vraiment un sale connard!
Pekala, beni dinleyin, sizi tembel tavuklar.
Bon, écoutez tous, espèces de vieux déchets.
Tembel guguk kuşu asla kendine yuva yapmaz.
* - Détestant travailler, le coucou ne fait jamais son nid.
Tembel Kago taşa vurup eğlenirken sen burada benimle oturuyorsun.
Tu dois me surveiller, tandis que ce fainéant de Kago s'amuse à casser une pierre.
Sen de çalışmalısın Bay Tembel.
Faut que tu bosses aussi, alors voilà, gros flemmard.
Gopi, seni tembel.
Gopi, tu es lents, âne!
Adı JANG Hak-soo, boş zamanlarında genellikle içki içip kumar oynayan tembel bir herif.
Son nom est Jang Hak-Soo, un paresseux qui passe son temps à boire et à jouer.
Fakat hepsi tembel insanlar.
Mais ce sont des fainéants.
Karyolalarınızdan kalkın, tembel herifler!
" - Allez, debout, bande de fainéants!
Öğretmek için fazlasıyla tembelsin Sen bir tembel piçsin
Trop fainéant pour enseigner Sale fainéant
Bu yaz programımda sadece tembel günler ve boş geceler var.
Je n'ai rien d'autre sur mon agenda de tout l'été que des jours de farniente et des nuits insouciantes.
"Tembel günler ve boş geceler" e ne oldu?
Qu'est-il arrivé aux "jours de paresse et nuits insouciantes"?
Tembel teneke.
Merdeux paresseux.
Seni tembel orospu çocuğu!
Espèce de fainéant de fils de pute!
Seni tembel şişko sersem!
- Vous grosse, moumoune et stupide!
Dünyadaki en tembel insan sen olmalısın.
Tu es la personne la plus paresseuse qui existe.
Sen tembel bir motorsun.
Tu es une pute paresseuse.
Tamam. Ama ben tembel değilim.
Comme une fille paresseuse... un jour d'été.
Belki işten sonra... gidip o tembel alabalığa gününü gösteririz.
Peut-être qu'après le travail, on pourra lui faire payer son indolence.
Çarşafları değiştirmeyecek kadar tembel olmak bir ilke değil.
Etre trop paresseux pour changer des draps, c'est pas un principe.
Logan'ın hiçbir şey yapmama yeteneğine erişecek bir insan veya tembel yoktur.
Le talent de Logan pour ne rien faire est sans rival.
Buradaki çalışkan insanlar yapar ve insanlar aptal bir telefon açamayacak kadar tembel diye bu insanların saatlerce fazladan çikolata kutusu yapması doğru değil.
Ce sont ces gens travailleurs qui les font et ce n'est pas juste de leur demander de passer du temps à en fabriquer plus parce que certains ne sont pas fichus de passer un simple coup de fil.
Ölümcül derecede tembel.
c'est comme si elle était vraiment paresseuse.
İğrenç, tembel... ve küstahsın.
Tu es un type détestable, paresseux, arrogant, détestable!
Tembel falan değilim. Sadece çok ciddiyim.
Être un père célibataire... c'est pesant.
Sen tembel ve sersem birisin. Yakışıklılığın ve caziben sayesinde hayatını devam ettirebileceğini düşünüyorsun.
Tu es paresseux, arrogant, idiot et tu te crois tout permis grâce à ton physique et à ton charme.
Destekçi olamayacak kadar tembel ve bencil olduğunu düşünüyorlar.
Ils pensent que vous êtes trop paresseux et égoïste pour être chez les Boosters.
Bana mı bencil ve tembel diyorlar?
Ils me désignent égoïste et paresseux?
Bana kalırsa hep aynı şakayı yapmak biraz tembel işi.
Reprendre les mêmes blagues, ça paraîtra facile.
Hımm, tembel...
Facile.
Sana birşey sorayım... sana eskiden olanları hatırlatığı için mi bana yardım etmiyorsun... yoksa tembel rezil tembel biri olduğundan mı?
Laisse-moi te demander quelque chose. Tu ne m'aides pas à déménager tes affaires parce que ça ramène de mauvais souvenir ou parce que t'es un sale type paresseux?
Sana birşey sorayım... sana eskiden olanları hatırlatığı için mi bana yardım etmiyorsun... yoksa tembel rezil tembel biri olduğundan mı?
Tu ne participes pas à ton déménagement, car ça te rappelle de mauvais souvenirs ou parce que tu es un gros feignant?
NasıI oluyorda tarihsel açıdan bu kadar tembel insanlar, bir ülkenin insan gücü olabiliyor?
Comment se fait-il qu'un peuple historiquement si fainéant se retrouve être une partie importante de la main d'œuvre de la nation?
Benim gördüğüm şekli ise, diğer bütün insanlar tembel.
De la façon dont je vois les choses, c'est tous les autres qui sont fainéants.
Evde oturup işsizlik maaşı alanlar - yani tembel olanlar biz değiliz.
Ceux qui sont assis chez eux à ramasser les allocations, les fainéants... ce n'est pas nous.
Tembel Şirin koltuğunda şiddetli bir şekilde paramparça edildi.
Le Schtroumpf paresseux a été mutilé sauvagement dans son fauteuil inclinable.
Tembel.
La paresse.
Tembel Romalılar.
Fainéants Romains.
Sen, benim şimdiye kadar karşılaştığım, en tembel komünist olmayan adamsın.
Tu dois être le plus fainéant des non-communistes que j'ai jamais vus.
Charlie amca, ben sadece tembel bir öğrenciyim, Aptal değilim.
Oncle Charlie, je suis un fumiste, pas un idiot.
Heylia tembel bir şişko ve benim de amacım onu diyabetik komaya sokup onunla alışverişi kesmek.
Heylia est une grosse-grosse fainéante et j'espère la plonger dans un coma diabétique afin de ne plus avoir de problèmes à lui vendre.
- Tembel!
- Chômeur!
O kadar tembel miyim?
Je devrais être irrité.
Sıcak bir yaz gününde... tembel bir kız gibi.
Tu te tiens comme cela.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]