Thrifty Çeviri Fransızca

Bay Palmer, ben Glenn, Thrifty Executive Fleet'den

M. Palmer. Glenn, des Voitures de Luxe Economiques.

Selam Bay Poole, adım Julie, arama sebebim...

Je suis Julie, je représente la société Thrifty Phone Services.

Biri dün, Blockbuster Video'dan Mutlu Gilmore filmi getirilmediği için ve biri de iki gün önce Ekonomik Telefon Servisinden.

Un hier, de Blockbuster, pour Happy Gilmore qu'il tardait à rendre. L'autre, deux jours avant, de Thrifty Phone Services.

Kate. Ekonomik Telefon Servisi'nden Dennis Brough ile konuştum.

- J'ai parlé à Dennis Brough de Thrifty Phone Service.

Evet, seni Thrifty'ye götürür ve sana güzel bir şeyler alırız belki, tamam mı?

On va faire ça. Je vais t'amener au bazar et on va te trouver un petit truc sympa. Tu veux?

Onu Thrifty'ye götürüyorum ya, öyle değil mi?

Je l'emmène faire les magasins.

Thrifty'den gelen?

Ceux de chez Thrifty's

- Thrifty Town.

Thrifty Town.

Hayır, neden Thrifty Town'da işe girdin diyorum.

Non, pourquoi travailles-tu à Thrifty Town?

Thrifty Town, Jon.

Thrifty town, Jon.

Thrifty Town'da çalışıyorum. Çünkü Atlanta'ya taşınmayı karşılayamam. Melvin de geçen ayın kira ve depozitosunu iade etmemekte oldukça kararlı.

Je travaille à Thrifty Town car je n'ai pas les moyens de déménager à Atlanta, et Melvin est réfractaire à tout remboursement du loyer du dernier mois.

Thrifty Town otoparkında ot içiyorum. Bir de orada çalışıyorum üstelik.

Et je fume de l'herbe sur le parking de mon lieu de travail.

Ben Thrifty Town'a kaçar.

Je vais au Thrifty Town.

Thrifty Town.

Au supermarché.

Amantha, Thrifty Town'da müdürlük yapmanın kimsenin rüyalarına girmediğini biliyorum.

Je crois que ce n'est le rêve de personne d'être manager de supermarché.

- Pist. Thrifty Town'la mı devam edeceksin planına?

Donc tu vas continuer le plan supermarché?

Gelecekteki Amerikan Thrifty Towner'ın çalışanlarından sırada kim var?

OK, futurs employés de Thrifty Town of America, qui est le suivant?

Paulie'deki Thrifty Town'da çalışıyorum ve... bir ay önce bir şubesinin olduğunu öğrendim. ... bilmiyorum... mağaza... Numarayı kaydet falan filan.

Je travaille au Thrifty Town de Paulie, et je croyais que c'était le seul qui existait, il y a encore un mois, donc je ne connais pas le... numéro du magasin, ce genre de truc.

Thrifty Towners özentisi birkaç tipi şaşırtmak mı?

Péter un plomb devant les futurs employés de Thrifty Town?

Çimlerin kesilmeye, yaprakların da dökülmeye ihtiyacı vardır. Sen hâlâ Thrifty Town'da mı çalışıyorsun?

Faut des gens pour tondre les pelouses et ramasser les feuilles.

Thrifty Town'dan alışveriş yaptığınız için teşekkürler.

Comment est ta poubelle?

Thrifty Town'da çalıştığımı duyunca şaşırdın mı?

Donc, tu étais surprise d'entendre que je travaille au Thrifty Town? Surprise? Je me suis évanouie.

Ekonomik Telefon Servisi adına arıyorum.

Je représente Thrifty Phone Services.