English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tilki

Tilki Çeviri Fransızca

1,199 parallel translation
Size bahsettiğim kaltak buydu, Tilki.
La salope dont je vous parlais, le canon.
Tilki!
Un canon?
Tilki ve diğerleri, kedi, köpek, şahin ve gelincik geldiğinde...
Quand vinrent à lui le renard, ou encore le chien ou le chat, le faucon ou la fouine,
Tilki ve gelincik gelmek üzere. "
Le renard et la fouine arrivent.
Onları tilki hakkında uyarmak istedim ama yaptıkları beni durdurmaya çalışmak oldu.
J'ai essayé de leur parler du homba, mais ils ont juste tenté de m'arrêter.
- Yani tilki başka bir tavşanı yakaladı?
- Le homba a attrapé cet autre lapin? Certainement.
Bir şey daha ; tilki hakkında ne biliyorsun?
Encore une chose : Que sais-tu d'un certain homba?
Tilki, benimle gel.
Renard, avec moi.
- Tilki nerede?
- Où est Renard?
Bu da bir tilki.
Regarde le renard.
Hey, Tilki, Bu onları uyandırdı!
Hé Fox, ça les a réveillés!
Neden böyle tilki tilki bakıyorsun? Yine ne oldu?
Toi, tu as une idée derrière la tête, vieille rusée.
Şuna bir bakın. Bir tilki ve av köpeği birlikte oynuyor.
Un renard et un chien de chasse qui jouent ensemble!
O bir tilki.
C'est un renard.
Bir tilki mi?
Un renard!
Yine mi şu tilki?
Encore ce fichu renard!
O tilki buralara dolaşmak için geldiğinde hiçbir şeyden şüphelenmiyorken...
Quand ce renard viendra traîner par là, se doutant de rien...
Oh, sadece başka bir tilki.
Juste un autre renard...
Bir dişi tilki.
Une... renarde...
Sevgili genç bayan bir uzmanla karşı karşıyasınız... balıkçı tilki.
Mais oui... chère demoiselle. Vous avez devant vous un renard expert de la pêche.
Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğe saldırdı, efendim!
Le renard brun a sauté par-dessus Le chien paresseux!
Bayan Tilki de şöyle dedi.
Mme Renarde répond :
Küçük prens çölde vahşi bir tilki ile karşılaşır... Yavaş yavaş, nazikçe, biraz kuşkulu ona yaklaşır ve tilki ona bir sır verir.
Il parle d'un petit prince qui rencontre un renard dans le désert, et petit à petit, à force de gentillesse et de douceur, il apprivoise le renard, qui lui confie un secret.
Niye sırıtıyorsun, seni tilki?
Pourquoi grimaces-tu de la sorte, vieux renard?
Sanırım bana bir oyun oynuyor. Bir tilki gibi kendine ölü süsü veriyor.
J'ai cru qu'elle jouait la comédie, comme un animal qui fait le mort.
Tam bir tilki. Gözleriyle erkekleri soyuyor.
Cette tigresse déshabille tous les hommes du regard.
Küçük tilki. Tek kelime bile söylemedi.
Elle nous avait caché ça.
- Tilki gibi biri.
- Un vrai canon!
Bir, iki, kuyruklu tilki.
Un, deux. Cassons des œ ufs.
Bir tilki sincabı.
Un renard-écureuil!
Yoldaşlar bir tilki tavuklarınızı çalsaydı tilkiyi gördüğü için domuzunuzu keser miydiniz?
Camarades, si un renard vole vos poules, allez-vous tuer votre cochon sous prétexte qu'il a vu le renard? Non.
Biz de bir tilki olacağız.
En devenant un renard.
Tam da bu civarlarda Sas şefi, Keokuk dikkatli tilki, Sas toprağında gözü olan Siyu'ları yenmişti.
C'était juste par ici que le chef Sauk, Keokuk... "Renard Vigilant", a repoussé les Sioux qui voulaient la terre des Sauks.
Tilki derisi.
Du renard.
Bu delik bir tavşan için yeterli, bir tilki için yetersiz olacak.
Assez grande pour un lapin mais | inférieure à la tête d'un renard.
Papa bir tilki. Başrahip bir maymun.
Le Pape en renard... et l'Abbé en singe.
- Hayır, tilki ateşi denir onlara.
Ce sont les feux du renard.
Sen de hazır oradayken. Yeni tilki kürkü ceketimi görmelisin.
D'ailleurs, il faut que tu voies mon manteau en renard.
Haydi Buck, tilki avı oynama zamanı.
Allez, Buck. C'est l'heure de "la chasse au renard."
Kendimi kümese girmiş bir tilki gibi hissediyorum.
Je me sens trés renard dans un poulailler!
Tilki kadar çılgın! Çevirdiğin dolapları görecek kadar çılgın!
Assez fou pour percer à jour vos manigances!
Buradaki çubuk, ya bir "Wei" dir anlamı oğluyla başı dertte baba oluyor veya bir "Kun" dur, anlamı ırmağı aşan genç bir tilki.
Celui-ci, c'est soit Wei, problèmes entre le père et le fils, soit Ku, un jeune renard vient de traverser la rivière.
Rakun avı İngilizlerin tilki avına benzer ancak hiç saçmalığı kalmamıştır süslü elbiseler ve müziği, güzel kadınları yoktur.
La chasse au raton laveur est comme la chasse à courre, mais... sans l'équipage, les beaux vêtements, la musique et les belles femmes.
Amerikan Deniz Kuvvetleri'ne ait olan Kara Tilki 3.
C'est le symbole des forces spéciales de l'US Navy.
Tilki avı?
De chasse à courre?
Belki Kore'de köpek demek hakaret değildir. Tilki gibi bir kelime olabilir.
En Corée, appeler quelqu'un un chien est peut-être un compliment!
Bir tilki.
Un homba, là-bas.
- Bir tilki mi efendim?
- D'un homba, chef?
Bu bir tilki yavrusu.
C'est un bébé renard.
O, bir tilki.
En fait, c'est un renard.
Zeki, ikna edici, ve işbirlikçi bir tilki.
Un renard tout ce qu'il y a de rusé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]