English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Titre

Titre Çeviri Fransızca

5,784 parallel translation
Aptalın biri kiralamış! Başka bir film seç.
Mais je dois toujours trouver le moyen de battre David Sirota pour le titre de clown de la classe.
Erika yalanlar ağını örmeye devam ederken, dedem de işin içinden çıkmaya çalışıyordu.
Tu penses que si j'arrive avec un truc énorme, j'aurais toujours ma chance pour le titre de clown de la classe? Absolument.
Bu işin kralı olduğunu göster şunlara.
Montre leur pourquoi tu es le champion en titre.
- Haklı olarak.
À juste titre.
Boston Polis Departmanı ve ABD Adalet Bakanlığı bu haberin yanlış olduğunu ve resimlerdeki iki adamın Boston Maratonu bombalamasında şüpheli olmadığını bilmenizi istiyor.
La police de Boston and le ministère de la justice aimeraient que vous sachiez que ce titre est faux et que les deux hommes que vous voyez ne sont pas des suspects dans les attentats du marathon de Boston.
- İpucu adında saklı.
- L'indice est dans le titre.
Siz dün ve bu sabah işe gelmeme kararı alınca sen ben de inisiyatif kullandım.
J'ai pris une décision à titre de cadre, puisque vous n'étiez pas au travail, ni hier ni ce matin.
Ben senin danışmanınım. Sana böyle şeylerde yardımcı olmak için buradayım.
À titre de conseiller, je surmonterai ça avec vous.
Hikayeyle bağlantı kurmak için "tecavüz" başlıkta olmak zorunda.
Ça prend "viol" dans le titre pour établir un lien avec l'article.
- Siz bir danışman olarak...
- Je veux dire... à titre de conseiller...
Bu tedaviye güvenim o kadar tam ki önleyici tedbir olarak kendi çocuğumun da dişlerini çektim.
Je crois tellement en ce traitement que j'ai fait ôter les dents de mes propres enfants à titre préventif.
Kitabın adı "Paddington at the Fair"
Le titre du livre est "Paddington à la foire".
"Bilgisayar Suçları Görev Ekipleri Amiri" gibi bir unvanı olan bir adam vardı savcılıkta.
Il y avait un gars au bureau du procureur de Boston dont le titre était : "Chef de la division ( ou groupe d'intervention ) des Crimes Informatiques"
- Mücadelenin gidişatı hakkındaki görüşlerin ne?
[L'une des dernières interviews connues de Aaron Swartz, 10 juillet 2012 ] [ Interviewer] Et juste pour poursuivre, à titre personnel, où en est le combat?
Ah, muhtemelen evokulu yapımı oyunlardaki rollerinden de fazla, yani cıvık saniyelerin tadını...
Plus de deux fois. Probablement plus de fois que tu as joué le rôle-titre dans tes productions maison,
Eğer ünvanını elinde tutamazsa emekli olacağını söyledi.
Il a dit qu'il arrêterait la boxe s'il ne conservait pas le titre.
Bilmiyorum, ama her nerede ise o unvanı ondan geri alamayacaklar.
Je ne sais pas, mais peu importe où il est, ils ne peuvent pas lui enlever son titre.
İsmi "Don't You Worry Child".
Son titre?
Langston Reston'a karşı O'da Grant'a karşı. Üç yönlü ağır siklet ödüllü müsabaka gibi.
Langston contre Reston contre Grant, une partie à 3, un combat pour le titre du super-lourd.
Alan kontrolü için dışarı çıkıyorum.
Le titre d'exécuter un champ de périmètre.
Bir dahaki sefere, aracıyı aradan çıkart kendin yap, taahhüt altına gir.
La prochaine fois, laissez tomber l'intermédiaire et faites-le vous-même, faites-le à titre personnel?
- Basın sözcüsü bir unvan sadece.
Attaché de presse, c'est juste un titre.
Bu sayı haklı verilir dikkat büyük bir Ama daha da önemli bir rakam Dünya nüfusunun belirlerken Dünyanın en 70 milyar çiftlik hayvanları insanlar yetiştirmek.
Ce chiffre inquiète à juste titre, mais le chiffre d'une autre population inquiète davantage : les 70 milliards d'animaux de ferme élevés par l'Homme.
Jeff ve Britta'nın durumu ise sadece altı bölüm sürecek ve cımbız ve gluten hakkında bol bol atışmaların olacağı onların ve aynı derecede beyaz kumral bir çiftin başrolde olduğu, isminin "Diğer Beter Yarımla Daha İyiyim" ya da "Fena Evlilik" ya da "Dünya Evine Birlikte" ya da # ÇiftlerinSorunları olduğu ve her bir bölümünde...
centré sur eux et sur un autre couple qui leur ressemble avec un titre genre "Mieux avec ma pire moitié" ou "Terriblement mariés", ou "Ils se sont dit oui pour le pire" ou # ProblèmesDeCouples, et à chaque épisode...
Çünkü şarkının adı "Kapıyı Aç" ve söyleyen grubun adı da Gizli Kapılar.
Parce que le titre de la chanson est "Ouvre la porte" des Portes Secrètes.
Siz geçen yılın şampiyonlarınız.
Vous êtes les champions nationaux en titre.
Haddinden fazla kullandığın güzellik ürünlerinin zehriyle kimsenin bakmadığını düşündüğün zamanlarda utanç içinde yediğini gördüğüm turtaların arasında Cheerios'un onurunu koruyup onlara yeni bir ulusal şampiyonluk getirecek ateş ve yaratıcılığa sahip olduğunu fark etmemiştim.
Entre les vapeurs toxiques de tes produits de beauté et tout ces gateaux que je vous vois manger honteusement dans les toilettes quand tu penses que personne ne regarde, Je ne pensais pas qu'il y avait la place pour le type de passion et de créativité nécessaire pour soutenir l'honneur des Cheerios et ramener un autre titre national.
Adının ne anlama geldiğini hep merak etmişimdir.
Je me suis toujours demandé ce que veut dire le titre.
İpekle İşlenmiş Sırlar kulağa nasıl geliyor sence? Sıkı.
Est-ce que le titre Secrets et Soie vous accroche?
Eğer unvanını elinde tutamazsa emekli olacağını söyledi.
Il a dit qu'il arrêterait sa carrière s'il ne gardait pas son titre.
Burada bu ringde, Montreal, Kanada The Forum'da dramatik olan şey ise Archie Moore'un Hafif Ağır Sıklet Dünya Şampiyonu unvanını korumaya çalışması.
... la chose la plus triste dans ce ring au Forum de Montreal, Canada. est Archie Moore qui défend son titre mondial en catégorie poids mi-lourds.
Resmi unvanım ne? Sorumluluklarım, maaşım?
Quel sera mon titre officiel, mes responsabilités, mon salaire?
Bunun gibi bir geçmişe sahip olan bir doktor, böyle bir istekle bana gelseydi, hayır demekte güçlük çekerdim.
Masters qui a pratiqué son premier accouchement. Si un médecin avec ce genre de titre vient me voir avec une telle demande, j'aurais du mal à dire non.
Tam olarak senin Gable'ın kadar erkek olduğumu söyleyebilecek birkaç düzine tatmin olmuş kadının var olduğunu düşünüyorum.
Je pense qu'il y a des douzaines de filles qui pourraient vous dire que je suis un vrai homme, au même titre que votre... Gable.
Bu yüzden onlarla olan anlaşmam artık geçersiz.
À ce titre, mon contact avec eux est rompu.
Evet, ben Richard. Pied Piper adlı şirketten arıyorum.
Oui, voici Richard de la société qui est à juste titre appelée Pied Piper.
En büyük rakibim olan Johnny Praline'den unvanımı geri almak için hazırdım. Aşağılık herif!
J'étais tout l'ensemble pour reprendre mon titre de mon rival espiègle, Johnny Praline qui piqûre.
Johnny Praline elbette unvanını korumaya çalışacak.
Bien sûr, défendre le sien le titre est Johnny Praline.
- Hangi konuda?
A quel titre?
Ayrıca filmin adı da hazır.
Et on a un titre.
Ayrıca filmin adı da hazır. - "Vam-parkur".
Et le titre serait Vamparkour.
- Var. - Yok!
- un titre à sortir?
"Jack ve Fasulye Sırığı." Bu peri masalı başlığı da olabilir porno başlığı da.
Vu le titre, ça peut être un conte de fées ou un porno.
Aklıma yeni bir slogan geldi.
Ooh je viens de trouver un nouveau titre.
Özür dilemek için.
A titre d'excuses.
Yaptığım bir şey ve senin haklı olarak kızabileceğin.
Un truc que j'ai fait, qui va peut-être t'énerver, et à juste titre.
Ne yazık ki Fatty sizin eyalet şampiyonu olduğunuzu göremedi.
Il est juste dommage que Fatty n'ait pas vécu pour te voir gérer une équipe pour les amener vers le titre de l'Etat.
Biliyorsun, bu emekli olmadan önceki son şansın.
Tu sais, c'est ta dernière chance pour un titre avant la retraite.
-... kitabıyla bizi onurlandırdı.
Le fantôme à l'intérieur de qui est venu. Titre Agréable.
Adı ne?
C'est quoi, le titre?
Bu 10 yıl önce Dr.Shenandoah Cassidy'nin yazdığı "Clackwork'un Potansiyeli" adlı gizli rapordan bir bölümdü.
Ça a été écrit il y a 10 ans dans un rapport top-secret titré "Le Potentiel de Clockwork" par le Dr Shenandoah Cassidy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]