Tonda Çeviri Fransızca
240 parallel translation
Uygun bir tonda konuşmaya söz vermezsen, yatağa dönerim.
Où vas-tu? Au lit. A moins... que tu ne cesses de crier.
Nasıl fedakâr bir anne olduğunu anlatırken kutsal bir tonda konuşmasını bir duysaydın.
Mais si vous entendiez sur quel ton moralisateur... elle parle de son abnégation.
Dekanla bu tonda konuşamazsın.
C'est intolérable.
Onunla doğal bir tonda konuş.
Soyez naturelle.
- Sen de aynı tonda konuşuyorsun!
- Le même que le tien.
- Onunla bu tonda konuşma. - Aman neyse.
Change de ton, avec mon frère.
Sadece akrabalar ya da alacaklılar zili böyle Wagner vari bir tonda çalar.
Non. Tu es absurdement négligent pour tes invitations.
Bu tonda konuşursan yapmam.
Pas sur ce ton.
Ve bu tonda konuşma Tracy.
Et parle-moi sur un autre ton! C'est très déplaisant.
Allison'un kilisedeki yüksek tonda konuşan halinin devam ettiğinden şüpheliyim
Je doute qu'Allison se sente aussi sûr de lui que lorsqu'il a élevé la voix à l'église.
Keşke Eddie ile o tonda konuşmasaydın.
Evite de prendre ce ton-Ià, avec Eddie.
Bu tonda konuşacak konumda değilsin ama ben nazik bir adamım.
Vous etes un peu maigre pour employer ce ton-la. Mais je suis un homme paisible.
Soyadını farklı mı telaffuz ediyorsun, yani daha alçak bir tonda mı?
Le prénom se prononce différemment? Sur un ton plus... intime?
55 gün aynı tonda çaldık.
Pendant 55 jours, ils ont joué le même.
Başka ne olabilir?
Tonda ne me donnerait jamais du toc.
Tonda'dan ne haber?
Et Tonda?
Ben de gelmedi diye düşündüm.
Tonda n'est donc pas venu.
Tonda.
Tonda.
Benimle bu tonda konusma.
N'emploie pas ce ton avec moi!
Hangi tonda kırmızı hazırlamalıyım?
Quel ton de rouge?
Tonda'daki Ebisu Shrine'de.
Au temple Ebisu à Tonda.
Tonda'nın biraz ötesinde.
Oh, c'est au-delà de Tonda.
Tonda'dan sadece bir taş atımı uzaklıkta.
Seulement à un jet de pierre.
Tonda'da bu yıl başlayan Yeni Yıl Fuarı.... patron Iwagoro Agata'nın kontrolü altında.
À partir de cette année, les festivités du Nouvel An à Tonda sont sous le contrôle du chef Iwagoro de Agata.
Sen Tonda'ya gittikten sonra hepsi ortaya çıkıverdi.
Ils sont arrivés après votre départ pour Tonda.
Duyulmaması gerkiyordu ama bu adam Tonda'nın dükkanından çaldı.
Je ne devrais pas en parler, mais c'est cet homme qui a raflé la mise à Tonda.
Benimle bu tonda konuşamazsın.
Ne vous adressez pas à moi sur ce ton.
Bazıları başka bazıları başka tonda.
Certains dans une tonalité et d'autres, dans une autre.
- Benimle bu tonda konuşmayın.
- Ne prenez pas ce ton avec moi.
Dagny Juell Strindberg'in tanımlamasıyla uzun, ince, likör ve geç saatlerin etkisiyle bitkin ağır bir tonda konuşan, sanki göz yaşları bastırılmış gibi kırgın bir Meryem Ana tasviri olan ve erkekleri deliye çeviren bir kahkaha.
Dagny Juell, que Strindberg décrit comme étant "grande, mince, l'air fatigué par l'alcool et les longues soirées", s'exprimant "avec une voix qui paraît cassée par les larmes, " une silhouette de Madone
Etekleri zil çala çala dostunu bulduğunu düşünür. Yalvaran bir tonda seslenir, "6-kere-8?"
Tout content, il pense avoir trouvé son ami et crie :
Hep aynı tonda söylüyorsun.
Tu le dis toujours sur le même ton.
Ama bunu neden olumsuz bir tonda söylüyorsun?
Mais tu dis ça comme si c'était un problême.
"Romalı gururuyla titreyen, ciddi ve askeri tonda", yeterince Romalı gururu taşımıyordum.
Solennelle, guerrière, pleine de fierté Romaine. Ce qui est normal, je suis de Viterbe.
Benim karımla bu tonda konuşmaya nasıl cüret edersin!
Ne parle pas sur ce ton à ma femme. Propre à rien!
Biri ölmek üzere olduğunda... Bu tonda çalarak haber veririm!
Quelqu'un va mourir, n'est-ce pas une douleur?
- Daha ikna edici bir tonda söyleyebilirdiniz.
- Tu pourrais le dire sur un ton plus convaincant.
Kumaşla aynı tonda.
C'est la même nuance que le tissu.
Pekala, başka bir tonda sorayım.
D'accord, je vais te la poser sur un autre ton.
Şimdi kesin emin olamasam da teypten bir cenaze marşı çalındığını hatırlar gibiyim. Hafif tonda.
Je n'en suis pas sûr, mais je crois bien avoir entendu l'air de la sonnerie aux morts joué doucement.
"Rimmer", "pislik" le aynı tonda.
"Rimmer", "Rimmer". De façon à rimer avec "rebus".
- Benimle bu tonda konuşma.
Ne prenez pas ce ton avec moi!
Nostaljik bir tonda söyledim.
C'était plutôt nostalgique.
- Benimle bu tonda konuşma.
- Ne me parle pas sur ce ton.
Tonda, gel de babanın senin için oyundan ne kazandığına bak!
Tonda, viens voir ce que ton Papa a gagné aux cartes pour toi!
Bu tonda asla.
Tu en prends, un ton.
* * Çok yumuşak tonda ve... * *
Si tendrement et...
Annem, bana olağan tonda korkunç bir ders verdi.
Maman m'a encore sermonnée, sur le même sujet.
Annenle bu tonda konuşma.
Ne parle pas à ta mère sur ce ton.
Aynı tonda şeyler demek istedi.
II a dit qu'il y avait une ressemblance au niveau du ton.
Onun performansı yarım tonda bile asla değişmez.
Son interprétation ne change jamais.