Trajik Çeviri Fransızca
1,886 parallel translation
Trajik, değil mi?
Tragique, hein?
Tulip Crazyzeus Az önce burada Market Square'da trajik bir olay gördük. Three Rivers Trust bankasından çıkan bir soyguncu silahına davrandığı düşünülerek vuruldu ve öldürüldü.
Nous venons de le voir, un tragique incident a eu lieu à Market Square où l'un des malfaiteurs est sorti de la Three Rivers Trust et a été abattu lorsqu'il a semblé vouloir se saisir d'une arme.
Trajik kaza bile, Miami'yi durduramadı.
Les blessures, même les tragédies, n'ont pu arrêter Miami.
Bu yüzden Wuthering Heights'in trajik aşk hikâyeleri bana gözyaşından daha pahalıya mal olmuştu.
À présent, les histoires d'amour tragiques des Hauts de Hurlevent et de Love Story allaient me coûter plus que quelques larmes.
Trajik hasta aski gerçekten yan odadayken yalniz basina ölüyor.
Le patient meurt tragiquement seul alors que l'amour de sa vie est, littéralement, dans la pièce d'à côté.
Çok trajik bir durum.
C'est tragique.
"Susan Moyer" şovun bugünkü yayınında, 1 Nisan şakasının trajik bir şekilde sonlandığı Güney eyaletimize uzanıyoruz.
Dans notre édition du jour, nous allons vers le Sud où un poisson d'avril a dégénéré tragiquement.
" Sevgili arkadaşlarım, trajik ölümümden bu yana bir yıl geçti.
" Chers amis, un an a passé depuis ma mort tragique.
Trajik bir gün.
Un jour tragique.
Diğer haberler. Bugün üç can alan trajik bir kaza oldu.
Autre info, un tragique accident de voiture a fait trois victimes, aujourd'hui...
Ve şimdi de ulusal marşımızı seslendirmek üzere geçirdikleri trajik ışınlanma kazası sonrası Dixie Chicks'ten geriye kalanları selamlayalım.
Et maintenant, pour chanter l'hymne national, veuillez accueillir ce qu'il reste des Dixie Chicks après leur tragique accident de transporteur de matière.
Çok ilerlemiş bir beyin anevrizması var. Çok trajik bir "Pax de Deux" sırasında ölüyor.
Elle a un anévrisme au cerveau et meurt pendant un tragique pas de deux.
Cadı. ... altı ay önce bir yangında trajik bir şekilde ölmüş.
La sorcière.
Hepimizi burada toplayan olay, trajik olmasının ötesinde hayatı böylesine canlı kılan, onun sınırlı doğasının bir parçası da aynı zamanda.
Alors que l'événement qui nous a amené ici n'est rien de moins que tragique, une partie de ce qui rend la vie si vivifiante est sa nature éphémère.
Bu trajik günde, llyuşeçka'nın cenazesinde babasının onuru için dünyaya karşı, tek başına dikilen bu çocuğu ve birbirimizi unutmayacağız.
Promettons, en ce jour tragique de l'enterrement de Iliouchetchka, un garçon qui se trouvait seul contre le monde entier pour l'honneur de son père.
Çok trajik bir gün olmalı.
- C'est vraiment tragique.
Amerika'nın ilk ailesi ile hep iç içeydik. Darling hanedanını daha da kirlenemez sanıyorduk ama sadece geçen hafta, trajik yıldırım iki kere düştü.
Depuis des années, nous fêtons leurs victoires, pleurons leurs drames et savourons les scandales qui semblent poursuivre la 1 re famille du pays.
Sirkin bütün palyaçolarının trajik ölümü beklenmedik bir gelişmeydi.
La mort tragique de tous les clowns du cirque était un événement inattendu.
Joe hiç söylemezdi. Adamın trajik bir öyküsü var.
Joe n'a jamais rien dit, mais le gars semblait pathétique.
Yaşamımın ne kadar trajik olduğunu anlıyor musun?
Tu comprends ma vie pleine de tristesse?
Gustav trajik bir kazanın kurbanıydı.
Gustav a été la victime d'un tragique accident.
Bu trajik kalp krizi, saygıdeğer toplumumuzun dost bildiği şef aşçılar olarak bizler tarafından onurlandırılması gerekir.
Sa tragique crise cardiaque se doit d'être honorée par nous, sa communauté sacrée de chers chefs.
Tennyson'ın "Charge of the Light Brigade" adlı hikaye komutan ve askerleri arasında geçen yanlış kanı ile alakalı trajik bir öyküdür saldırıya kim izin vermişti?
"Charge of the Light Brigade" de Tennyson est le récit d'un tragique malentendu entre un commandant et ses soldats qui provoqua la charge de 600 cavaliers sous les feux des canons ennemis. Etait-ce un malentendu ou la conséquence de l'incompétence des généraux qui avaient ordonné l'attaque?
Bu trajik hikâye seni tahrik mi ediyor?
Est-ce que cette histoire tragique t'excite?
Her şey trajik bir şekilde başlamış olsa da o, Andrew'nun arkasında bıraktığı bir hediye.
Bien que cela ait commencé tragiquement, tu sais, il est une bénédiction qu'Andrew a laissé derrière lui.
Eğer ordu cihazı bulursa sonuçlar, K-20'ninkinden çok daha trajik olacaktır.
Si les militaires trouvent l'appareil, les conséquences seront encore pires qu'avec K-20
Bugün bir kaza daha oldu ve bir genç daha erkenden trajik bir şekilde hayata veda etti.
Un accident de ce genre a lieu aujourd'hui : une autre vie s'est éteinte tragiquement avant son heure.
Dan ve Tanner demek istiyor ki senin gibi birinin ölmesi kesinlikle trajik ama Dan gibi birisinin ölmesi kadar çekici değil.
Ce que Dan et Tanner essaient de dire, c'est que la mort de quelqu'un comme vous, bien qu'elle soit tragique, ne produit pas le... comme si quelqu'un comme Dan mourrait.
Yani, gerçekten onunla evleneceğini düşündüyse o zaman, kendini trajik sona hazırlıyordu.
Je veux dire, si elle croit vraiment qu'il allait l'épouser, elle s'exposait elle-même à une fin tragique.
Trajik mi?
Tragique?
Bu kız da bariz bir şekilde intihar etti. Bu da oldukça trajik, üzücü ve onun gibi şeyler, fakat suç sahiplenilmezse senle çalışamaz mıyım?
Il est évident que cette fille s'est suicidée, ce qui est dramatique et triste, mais il n'y a eu aucun crime.
Greg Workman'ın trajik ölümüyle ilgili hakkımdaki tüm iddiaları dinlemeye razıyım. "
"désire entendre chaque allégation à mon sujet, " concernant le décès tragique de Greg Workman.
Onlara tapardı, Onlar için herşeyi yapardı, Howie tarafından yapılan Trajik bir araba kazasıda dahili.
Il les vénérait, aurait fait n'importe quoi pour eux, y compris endosser la responsabilité d'un tragique accident de voiture provoqué par Howie.
olayı biraz daha trajik görüyorum.
Ça semble un peu plus tragique.
Las Vegas polisi, trajik bebek Cordelia davasında... elindeki tüm ipuçlarını da tüketti ; yine de onun kimliği ve neden öldürüldüğü gizemini korumakta.
La police de Las Vegas a épuisé le peu de pistes qu'ils avaient dans l'affaire de la petite Cordelia, mais son identité et les circonstances de sa mort restent un mystère.
Bu gece Inez Balboa'nın, yani bizim bebek Cordelia diye tanıdığımız çocuğun... trajik ölümüyle ilgili yeni gelişmeler var.
Ce soir, nous apprenons de nouveaux détails sur la mort d'Inez Balboa, l'enfant que nous connaissions comme la petite Cordelia.
Medyada görünmediği halde yeterince trajik bir ölümdü.
Sa mort a été suffisamment tragique sans qu'elle ne soit sensationnalisée par les médias.
Karımın üç yıl önceki trajik ölümünden sonra bana yaşamak için bir sebep veriyor. Halka hizmet benim hayatım. Büyütmek için bana kızım Bonnie'yi bıraktı.
Il m'a donné une raison de vivre, après le décès tragique de ma femme, voilà trois ans, me laissant élever ma fille Bonnie seul.
Trajik, benim diyetimle alakalı değil. Hem de hiç.
C'est triste, mais ça n'a rien à voir avec mon régime.
Brassard Üniversitesi'nin gazetesinde bir haber var. The Brassard Ledger Genç Bir Hayatın Trajik Sonu
Ça vient du journal de l'université de Brassard.
"Highland Life başkanı Francis Denham'ın intiharının Britanya'nın ekonomik manzarası için trajik bir dönüm noktası işareti olabileceği ifade edildi."
On s'inquiète, aujourd'hui, que le suicide apparent du président d'Highland Life, Francis Denham, ne marque un tournant tragique pour l'économie britannique.
Televizyon yıldızı Annabelle Fundt'un... trajik ve zamansız ölümünden bir gün sonra,
Juste un jour après la mort tragique et prématurée de la superstar de la télé Annabelle Fundt,
Gerçekten trajik.
Vraiment tragique.
UGD'nin Chloe'yi bir ulusal tehdit görmesi çok trajik olurdu.
Ce serait terrible que Chloé soit considérée comme une menace pour le pays.
Ve Edward Cooper'ın trajik ölümüyle beraber, Phoenix Bölge Savcılığı'nın sizin hizmetlerinize ihtiyacı kalmadı.
Et du fait de la mort tragique d'Edward Cooper, le bureau du procureur de Phoenix n'a plus besoin de vos... services.
Patrick Darling, eşinin trajik ölümü ardından daha sıkı bir yangın yönetmeliği gerekliliği hakkında konuştu.
Patrick Darling a milité pour des normes incendie plus strictes, à la suite de la récente tragédie qui a fait périr son épouse.
Hepinizin bildiği gibi, ailem yakın zamanda trajik bir olay yaşadı.
Comme vous le savez, ma famille a vécu une grande tragédie :
Ölüm ilanı, "uluslararası işadamının trajik intiharı."
L'obit pleure "le suicide tragique " d'un gourou du bizness international ".
Bu trajik olay nedeniyle Serrano Point'in sahipleri ve ülke boyunca uzanan 6 santral daha benim şirketimle ortaklık anlaşmasına başlıyor.
Après ce tragique accident, Les propriétaires de Serrano Point et de six autres centrales du pays ont conclu un partenariat avec ma société,
Yakalanan teroristlerin sonu trajik.
Il ne s'est pas suicidé.
Spokane çifti trajik bir trafik kazasında hayatlarını kaybetti.
UN COUPLE DE SPOKANE MEURT DANS UN TRAGIQUE ACCIDENT.