Tuesday Çeviri Fransızca
38 parallel translation
Dostlarım, benim adım, Pleasant Tuesday Babson ve Texas'a gidiyorum!
Je m'appelle Pleasant Tuesday Babson et je suis en route pour le Texas.
Salı günü sabah 8'de herkes kıyafeti ile plajda hazır bulunsun.
- Oui, merci. - She agrees to take off her clothes Tuesday morning, eight o clock on the beach.
She was a big C U Next Tuesday.
- Je l'ai complètement oubliée. - C'était une sacrée Marie-couche-toi-là, ça c'est sûr!
- "Reuby Thuesday", nasıl gidiyor?
- Reuby Tuesday, ¿ cómo estás?
Selam "Reuby Tuesday"!
Reuby Tuesday!
Ruby Tuesdays de açacağız.
On va aussi ouvrir un Ruby Tuesday s.
Ayrılmaz ikili Tuesday Nelson ve Lulu Cagle,
Tuesday Nelson et Lulu Cagle, les inséparables.
Kim, gerçek aşkının en yakın arkadaşı olan Tuesday'in yanı başında durmakla elde ettiği şöhrete rağmen, basına kızabilir ve röpörtaj yapmak istemez.
Et se rapprocher du fiancé de Lulu, l'artiste bobo Tommy Spiro, qui crache sur la presse, n'accorde aucune interview, et s'envoie en l'air avec la meilleure amie de son grand amour, Tuesday.
- Tuesday ve Lulu mekandalar mı?
- Tuesday et Lulu sont là-dedans?
Tuesday'in önünde duran, hayvan hayırseverlik kurumunun adı neydi?
Le nom de l'oeuvre de bienfaisance pour animaux que Tuesday représente?
Tuesday'in cep numarası.
OK, voilà le numéro de portable de Tuesday.
Tuesday kiralık bir eve taşınıyor.
Tuesday déménage dans une maison de location.
Mağazada, neden Lulu ile Tuesday'in resimlerini çekmedin?
Au magasin, pourquoi vous n'avez pas shooté Lulu et Tuesday?
Her iki dergi de bu hafta Tuesday Nelson'nın en iyi arkadaşının nişanlısıyla olan sırrını açıkladı.
Les 2 magazines parlent cette semaine de la liaison secrète de Tuesday Nelson avec le fiancé de sa meilleure amie, Tommy Spiro.
Süper Salı'ya güçlü girmeliyiz,... yakalamaca oynayarak değil.
On doit aller au "super tuesday" forts, pas jouer à le voler.
Güzel çünkü Süper Salı atağını koordine etmen gerek. Ve Jason buradayken senin de burada olmanın iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum.
Bon, bien, parce qu'on a besoin que vous coordiniez le "super tuesday", et je ne pense pas que ce soit une bonne idée que vous soyez là quand Jason est là.
Dilini anlamıyorum.
Yes. Monday, or Tuesday? Very well!
Hartford'a gittik ve onları paramızın yettiği en iyi restorana - ki o da Ruby Tuesday's restoranıydı - götürdük.
On a roulé jusqu'à Hartford et on les a amenés dans le meilleur restaurant pour nos moyens, un Buffalo Grill.
Bir Ruby Tuesday restoranına yakın oturabilmek için üç defa taşındım.
J'ai déménagé trois fois pour me rapprocher d'un Ruby Tuesday s.
Siz ve bir misafiriniz, "Seven Dreams Till Tuesday" filmi için yapılacak olan, resmi "hediye pakedi açılışı" partisine davetlisiniz.
"Vous êtes cordialement invité à célébrer le déballage officiel de Seven Dreams'til Tuesday."
Büyük Salı hezimete uğrayacaktık.
Il nous a écrasés au Super Tuesday.
Bu Büyük Salı'nın anlamını yok eder.
Ceci éclipsera le Super Tuesday.
Bilirsin işte, Seni "Ruby Tuesday's" e götürsek kök birası ve hamburger ısmarlasak.
Tu sais, on t'emmenera au resto, on te paiera une bière et un burger.
Lola gün boyunca götlük yapıp durdu.
Lola's being such a see-you-next-Tuesday, you know what I mean?
Pekala, Rugby Tuesday Taylor, ikinci bölüm.
Ruby Tuesday Taylor, deuxième partie.
Tuesday Weld beni oynayacak desem, ne dersin?
Que penses-tu de Tuesday Weld dans mon rôle?
Resimlerini depoya geri götürdüm Lance'le toplantınızı yarına erteledim ve Seki Tuesday'le görüşmen var.
Donc ton tableau est de retour à l'atelier J'ai décalé le truc de Lance à demain, et tu es prêt pour Seki mardi.
Muhtemelen Tuesday Weld ve Rod Steiger'ın rol alacağı bir yapım olacaktı.
Tuesday Weld et Rod Steiger faisaient normalement partis du casting.
Annem Ruby Tuesday restoranına deden uyanırsa gideriz diyor.
Maman dit qu'on peut aller chez Ruby mardi quand tu seras réveillé.
Ben Carla Tuesday, Rahip Richard Wayne Gary Wayne davasından naklen bildiriyorum. Adam kaçırma, nüfus memuruna yalan söylemek ve komşuları tarafından Noel ışıklarını uzun süre indirmemekle suçlanıyor.
Carla Tuesday, en direct du procès du révérend Richard Wayne Gary Wayne, pour enlèvement, mensonge à un recenseur et décrochage tardif des illuminations de Noël.
- Carla Tuesday, WDUR, the Dur'den.
Carla Tuesday, W.D.U.R., "le Dur".
Kimmy Schmidt, ben WDUR'dan Carla Tuesday.
Kimmy Schmidt. Carla Tuesday, W.D.U.R.
O solgun, çok solgun kızı rahat bırak be Carla Tuesday.
Laissez cette pauvre fille pâlotte, Carla Tuesday.
Sonra da Ruby Tuesday için yazdığımı gözden geçireceğim.
Après je dois améliorer celle sur Ruby Tuesday s.
Bugün Taco Salısı mı değil mi, ve taco alma sırası sende değil mi?
Est-ce ou n'est-ce pas le Taco Tuesday, et à toi de prendre, on a dit, tacos?
- Tuesday'in telesekreteri.
- Le répondeur de Tuesday.
- Tuesday'in kiralık evinin dışındayım.
Devant la maison de Tuesday.
"Büyük Salı" yaklaşıyor.
- Le Super Tuesday arrive, ne perdons pas le contrôle de la situation.