English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tunes

Tunes Çeviri Fransızca

113 parallel translation
Bunların parası yok.
Ils ont pas de tunes.
Bu miki fare oyunu.
On est en plein looney tunes!
Miki fare?
Looney tunes?
- Ne var ne yok dostum? Bu angutları yoluyorum.
Je suis en train de prendre la tunes de ces negro.
Dün mangır için gelmiştin, neredeydin?
Je suis passé hier pour mes tunes. T'étais où?
Mangır bende değil, fikrim yok.
C'est pas moi qui ai les tunes.
Bana Çılgın Kahramanları bulun.
Les Looney Tunes.
Çılgın Kahramanlar büyük bir basketbol maçı yapacak ve... baban da oynayacak.
Les Looney Tunes ont un match de basket à disputer, et... ton père va jouer.
Kahramanlar kazandı!
Les Tunes ont gagné!
- Looney Tunes, Jack. sikik Looney Tunes.
Complètement cintré.
Turnayı gözünden vuruyorsun ama kardeşine sırtını mı dönüyorsun?
Tu te ramasses plein de tunes et tu veux pas mettre un frère dans la boucle?
Kimseyi öldürmezdim, tabi beni kızdırmazlarsa.
Il te filera peut-être des tunes. - Salut les enfants.
Bana 700 dolara maloldu ama ses kalitesi mükemmel.
Ca m'a coûté 700 tunes... mais la qualité du son est remarquable.
Umutsuz durumdayım.
Mais j'ai besoin de tunes!
Hayatım hangi dönemde Looney Tunes'a döndü?
Quand est-ce que tout a dérapé?
Önce Chandler ve Monica evlenecek ve bu arada çok zengin olacaklar. Ama bu iş yürümeyecek.
Chandler et Monica vont se marier... et être plein de tunes, d'ailleurs.
Evet, bilemiyorum "Looney Tunes."
Je sais pas. Fou à lier
Kendime ucuz bir kaltak alıp ona iyi bir araba... yüklü bir kredi kartı ve bolca nakit vereceğim, o ise karşılığında çocuklara bakıp benimle sex yapacak.
Me choper une petite pute de femme. Lui filer une voiture, des cartes de crédit, des tunes, et le reste. En échange, elle s'occupera des mômes et me baisera quand je lui dirai.
- Pantolonumda 20 papel var.
- Il y a 20 tunes dans ma poche.
Sen bu konuyu düşünürken o çirkin suratına oturmama ne dersin?
- 20 tunes? Je vais m'asseoir sur ta figure pendant que tu reconsidères.
- Neye bağlı? Oraya gitmek için bana bir şeyler almalısın. Ve 500 dolar isterim.
Pour aller si loin, je dois me trouver des "ça dépend"... et 500 tunes!
Acele et, Looney Tunes, Çıkar beni buradan.
Dépêche-toi, sors-moi de là.
Looney Tunes!
Looney Tunes!
Saldırgan bir taktikle satıp para kazanıyorum. Hem de kum gibi.
Je le vends énergiquement etje me fais plein de tunes.
Bu neymiş? Mavi Melodiler.
C'est quoi? "Blue Tunes".
Ondan önce 15 yıl boyunca "Looney Tunes" daki Sihirli Dağ'da çalıştım.
J'étais à Magic Mountain, le parc d'attractions. J'ai bossé là pendant 15 ans.
"Looney Tunes" karakterlerinin çıkıp çocuklara imza dağıttığı yerde.
Y'a des personnages de dessins animés qui distribuent des autographes aux gamins.
Koştum... dadı "Looney Tunes" çizgi filmini seyrederken...
Je me suis précipitée... la nounou... regardait des dessins animés
15 yıl boyunca "Looney Tunes" da çalışmış ve o şarkıyı tekrar tekrar dinlemiş.
Elle a travaillé dans un parc d'attractions pendant 15 ans, et cette musique lui tournait la tête.
Hepsini sattım ve seyahate çıkacak kadar para kazandım.
- Tout. J'ai gagné assez de tunes pour voyager.
Dışarıda zengin bir kadın, profesyonel film ekipmanları kurduruyor.
Y'a une espèce d'aristo pleine de tunes qui installe un équipement pro comme si elle allait tourner un film ou un truc
Dişlerini dökmeyişimin tek nedeni, bu işten çok para kazanacak olmam. - Bahis miktarımı 10 bine çıkardım.
La seule raison pour laquelle il a encore des dents, c'est parce que je vais me faire un max de tunes.
Bunun için ne kadar para heba etti acaba?
Combien de tunes il a dilapidé pour ce truc?
Dinlenme zamanı. Borcunu öde.
Allongez les tunes.
LOONEY TUNES MACERAYA DEVAM
LES LOONEY TUNES PASSENT Á L'ACTION
Bütün bir tecrübeydi. "oh, the nice tunes" and "oh, I like that bit at the end"
D'une manière qui ne s'explique pas seulement par la belle mélodie,
- Lorne, hayatım!
Lorney-tunes! ( Looney Tunes
Lorne'u vurdular!
Ils ont tué Lorney-tunes.
Sana para getirdim dostum.
J'ai des tunes pour toi, mec.
Epey para kazanmıştın, değil mi?
Tu t'es fait plus de tunes que tout le monde, pas vrai?
Ateşli ve zengin yazılı bir tabelayla dolaşmıyordun, değil mi anne?
Tu ne portais pas ta pancarte "Chaude et pleine de tunes", hein? Maman?
Ahbap, adam çok zengin olmalı!
Mec, il doit être blindé de tunes!
Evet, biraz daha para kazanıyoruz.
Ouais, on se fait un bon paquet de tunes.
Looney Tunes gibi mi? Bugs Bunny?
Toon, comme dans "cartoon", Bugs Bunny?
Bırak daha fazlasını bulalım.N... daha fazlasını bulmak mı... Daha fazlasını bulmak kolay mı sanıyorsun.
"On a qu'a allé se faire plus de tunes!" Tu crois que ça se passe comme ça?
Birisi pop müzik dinliyormuş.
Quelqu'un écoutait du show tunes.
Oyunculukla değilse, emlakla para kazanırız.
Tu vois, si c'est pas en jouant, faisons nous de la tunes avec l'immobilier.
- Geri ödeme!
- Sors la tunes.
Beni duyuyor musunuz?
On va arriver au grand trucage du film, inspiré des Looney Tunes.
bize Çılgın Kahramanlar derler.
On est des Looney Tunes.
Sorun değil.
C'est pas grave, faisons plus de tunes!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]