Tören Çeviri Fransızca
1,848 parallel translation
- Tören.
- Ceremony.
Cenazeden sonra, nehir kıyısındaki festivalin düzenlendiği yerde onun için özel bir tören yapılacak.
Il y aura une cérémonie après les obsèques. Près de la rivière, à l'endroit du festival.
Yarın Susan için özel bir tören düzenlenecekmiş.
Il y a une cérémonie pour Susan demain.
Peki ya dini tören?
- Et pour la cérémonie?
Tören başlasın.
Que le rituel commence.
Bu tören için teşekkür ederim.
Pour cette fête commémorative.
Tören kısmını anlıyor, ama derin anlamını araştırmıyor.
Il comprend le côté rituel, mais il n'approfondit pas le sujet.
- Tören senin için miydi?
- Cette parade était en ton honneur?
Bana tören yapacakları sırada daha karar bile vermemiştim.
Je n'avais encore rien décidé quand j'ai appris pour la parade.
Hemen eve gidip üstümü değiştirmeliyim Vali bir tören ayarladı ve geçit töreni de yapılacak.
Je dois me dépêcher de rentrer et de me changer, à cause du banquet du gouverneur puis la parade.
Tören bitmiştir.
C'est la fin de la cérémonie.
Evimizde, büyük bir tören var. herkes orda, tek Pushpa yok.
C'est une grande occasion dans la maison, chacun est là, sauf Pushpa.
Bu yarı-resmi ve zorunlu bir tören olacak. Sizden ricamız, resmi giyinmeniz çocuklar.
Ça sera semi-formel et mandataire, ce qui veut dire tenue de rigueur pour tout le monde.
Tören başlamak üzere.
La cérémonie va commencer.
Anlamak zorundasınız. Ateş olmazsa, tören geçerli değildir.
Vous comprenez, sans feu, cette cérémonie sera caduque.
Spencer Ailesi ile görüştük. Cenazeyi aile arasında defnetmek istediklerini, ardından da bir ay gibi bir zaman sonra anısına dini bir tören düzenlenebileceğini özellikle belirttiler.
Nous avons parlé avec la famille Spencer, et le souhait qu'ils ont exprimé est que ceci devrait être des funérailles privées avec une veillée funèbre qui suivra.
Bu, aile içinde yapılacak bir tören, Bay Blair, panayır gösterisi değil!
Ce sont des funérailles familiales, M. Blair, pas un parc d'attractions.
Törenle ilgili olarak değişiklik olup olmayacağını tören sırasında Diana hakkında konuşma yapılıp yapılmayacağını sordu.
Il a demandé s'il devait changer quelque chose pour la cérémonie, n'importe quelle mention spéciale de Diana.
Teamülde sabık bir Prenses'e tören düzenlemek diye bir şey yoktur.
Il n'y a aucun antécédent pour des funérailles d'une ex-HRH ( ndlr "Sa Royale Grandeur" ( "Her Royal Highness" ) ).
Peki, bu tören hangi formata uygun olacakmış?
Et quelle forme auront ces funérailles?
Sonra tören hakkında birşey,
Après il est question d'une cérémonie...
Şaman büyücülerinin yaptığı bir tören.
C'était une cérémonie que pratiquaient certains sorciers.
Bu sadece bir tören.
C'est juste un de nos rituels.
Bir tören düzenlenecek.
Il faut une cérémonie.
Alanda tören için toplanılacağı söylendi.
Les habitants ont prévu une forte mobilisation. Une chapelle ardente sera installée à la mairie...
Her neyse, geri döndüğümde hiç bir şey yoktu... ne tören, ne bir kutlama,
Et puis, quand je suis revenu, il n'y avait rien. Il n'y avait aucun défilé. Il n'y avait pas non plus de célébrations.
Ne zaman tören başlayacak?
La date de la noce est déja passée.
Geldiler! Tören için hazırlanın.
Préparez la cérémonie.
Geleneksel bir tören olsun istiyoruz.
Un mariage traditionnel.
Oldukça uzun bir tören.
C'est une très longue cérémonie.
Tören dün yapıldı.
- Quand doit-on l'enterrer?
Söyleyin bakalım, tören nasıldı? Güzel miydi?
Alors, dites-moi, c'était une belle cérémonie?
Uğurlu an geçmeden önce... bırak dini tören yapılsın... bırak burda uzaklık olmasın.
Avant que le moment propice passe.. .. permettez de faire les rites. Ne laissez pas être aucune distance..
Tören her an başlayabilir.
La cérémonie ne va pas tarder à commencer.
Başkan Logan, tören başlamadan 15 dakika önce kendilerini bekliyor.
Le Président Logan l'attend 15 minutes avant la cérémonie.
Bu tören gündoğumunda olmamış. Günbatımında olmuş.
Cette cérémonie n'a pas eu lieu à l'aube mais au crépuscule.
Öğleden sonra yapılacak bir tören için ayırtılmış ama 18 : 00'e kadar hazır ederiz.
Nous avons une réception l'après-midi du 17, mais la salle pourrait être libre à 18 h. C'est parfait.
Çardakta tören.
Une cérémonie dans le kiosque à musique.
Bu dini bir tören.
C'est une cérémonie religieuse.
Sekiz yaşındaki oğlumun hayatıda elin adamına tören geçisi yaptıramam.
Je ne peux pas faire parader n'importe quel mec devant un enfant de 8 ans.
Zaten tören kıtası çıkartılacak tiplerden ziyade sirk soytarıları oldu hep.
Enfin, Non pas qu'il y ait eu assez de mec pour en faire une parade. Plutôt un cirque, avec plus de clowns.
O adamlar tören bandolarıyla beraber altınlarını, eritip Aziz'in şapkasını yapmak için verdiler.
- Beaucoup donnèrent leurs alliances - en or à fondre pour faire le chapeau. - Ouais?
Şu anda dört ulusu da temsil eden öğeler barındıran bir tören kıyafeti giyiyorsun.
Vous portez un vêtement sacré de chacune des nations.
New York'ta yaptığımız küçük bir tören.
Un rituel qu'on avait à New York.
Dini tören başlamak üzere.
Rory, va trouver ta place.
Seth ile konuşuyordum, ve, bilirsin, mezuniyet yalnızca bir tören.
J'étais en train de parler avec Seth, et tu vois, la remise des diplômes, c'est juste une cérémonie.
Tören yarın 19 : 00'da.
La cérémonie est demain à 19h00.
İki tören yaptığın için teşekkür ederim.
- Je sais. Merci d'avoir fait deux cérémonies.
Tören her seferinde farklı oluyor.
Le rituel est en train de changer.
Kutsal bir tören mi sandın?
303 ème unité logistique de l'armée.
Tören... Beni sizin onu öldürmediğinize inandırmaya mı çalışıyorsunuz?
Et avec ça, vous ne l'avez pas tuée?