English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tüm avrupa

Tüm avrupa Çeviri Fransızca

206 parallel translation
Tüm Avrupa'yı ve İtalya'yı gezdik.
On a fait le tour de l'Europe et de l'ltalie.
Bir kadının esmer olup olmadığını anlamak için tüm Avrupa'yı bekletme yolunu seçtin.
Faire attendre l'Europe pour savoir si une femme est brune!
Savaşta, elinde tüfeğiyle tüm Avrupa'nın yarısını dolaşmıştı.
Il a fait la campagne d'Europe.
Tüm Avrupa sosyetesi burada.
Tout le jeu de cartes de l'Europe :
Tüm Avrupa'nın geleceği Atilla'nın ellerindeydi.
Attila tient désormais le sort de toute l'Europe entre ses mains.
Tüm Avrupa'da bile yeterince halat yoktur!
- On n'aura jamais assez de corde!
Ben yükselirim. Bir numaralı göreve. Tüm Avrupa'nın şefi olurum.
Je serai promu au poste numéro un... directeur des transactions Européennes... dont le siège social est à Londres.
Kuzey Afrika ve Sicilya'dan tut, Çekoslovakya'ya kadar tüm Avrupa'da savaşmış.
En Afrique du Nord, en Sicile, en Europe jusqu'en Tchécoslovaquie.
Canımı acıtıyorsunuz. Karım... Tüm Avrupa'yı yiyen o yaratık...
Ma femme, la femme qui a dévoré l'Europe, est ici.
Tüm Avrupa uluslarının refahı için savaşan ordumuzun durumu oldukça iyi.
Ecoutez attentivement. La situation de nos armées combattant pour le bien-être de toutes les nations d'Europe est extrêmement favorable.
Ama, tek başıma tüm Avrupa'yı ve Rusya'nın yarısını fethettim!
J'AI CONQUIS L'EUROPE ET LA MOITIÉ DE LA RUSSIE.
"tüm Avrupa üzerinde rastlanılır."
"En Grande-Bretagne, on en voit."
Yeni İspanya'nın güneşli kıyılarından ehlileşmemiş bir yerli. Bu vahşi, tüm Avrupa'daki, meşhur ve efsanevi Kaffir ve Yerli Gösterisi'nin kalan son üyesidir.
Indien du royaume du soleil néo-hispanique, ce sauvage est le dernier spécimen de l'ancien spectacle de Cafres et d'Indiens.
Bu oda da bulunanlar, insanın karanlık boşluğuna bakan ruhun içsel evreni tarafından ortaya konulmuş sanatsal ve edebi bir anlam arayan ve hâlihazırda natüralizmi reddedenlerin oluşturduğu ve tüm Avrupa'yı etkisi altına alan edebi bir dalgalanmanın merkezi.
Dans cette pièce, l'oeil du cyclone littéraire qui va balayer l'Europe, se retrouvent ceux qui ont déjà rejeté le naturalisme, visant une forme artistique ou littéraire capable de percer l'univers de l'âme et de plonger dans les abîmes les plus sombres de l'homme.
Çok geçmeden o ve Şövalye tüm Avrupa saraylarında kabul edilir olmuş... ve hızla... kumarın gözetildiği ve bu ilmin profesörlerinin hoş karşılandığı... sosyete çevrelerine girmişlerdi.
Bientôt, le chevalier et lui étaient reçus dans toutes les cours... et se trouvèrent vite... dans la meilleure société, où le jeu est en faveur... et les maîtres en cette science toujours bienvenus.
Karımın yerinde senin gibi bir kadın olsaydı, tüm Avrupa'yı işgal ederdim.
Si vous étiez ma femme au lieu de celle que j'ai, je conquerrai toute l'Europe.
Görmüyor musun? Eğer onu durdurmazsak, tüm Avrupa'nın yarısını yakacak.
Si on ne l'arrête pas, il brûlera la moitié de l'Europe.
Onu öldürmezsem, tüm Avrupa'yı savaşa bulaştıracak.
Si je ne le tue pas, il fera la guerre à toute l'Europe.
Düşman tüm Avrupa'yı bir balçık gibi kaplıyor.
Les puissances de l'Axe prolifèrent dans toute l'Europe.
Tüm Avrupa sallanır
Toute l'Europe tremble
Büyük Frederick de bizimle birlikte tüm Avrupa'yı gezdi.
Frédéric le Grand nous a suivis dans toute l'Europe.
Ben tüm Avrupa'nın yarısında aranan uluslararası bir teröristim.
Je suis un terroriste international, recherché dans la moitié de l'Europe.
Bu program Silahlı Kuvvetler radyosu için Berlin'den tüm Avrupa'ya yayın yapıyor.
C'est un programme de radio qui est diffusé à Berlin par les G.I.'s en Europe.
- Eğer P.K.I. yönetimi ele geçirirse... Cakarta'daki tüm Avrupa'lıları katledecekler.
- Si le P.K.I. prend le dessus... ils massacreront tous les Européens de Jakarta.
Başkaları da. Tüm Avrupa'da.
- Oui, et d'autres peuples en Europe.
Tüm Avrupa'da bomba gibi patlayacak bir eser üzerinde çalışıyorum.
Je prépare quelque chose qui fera l'effet d'une bombe en Europe.
Tüm Avrupa birbirine karşı cephe almış durumda. Büyük Britanya dengeleri muhafaza ediyor.
toute l'Europe est comme une forteresse, et c'est nous qui en tenons le contrôle.
Tüm Avrupa'nın sanayisi burada, harita üzerinde öylesine işaretli.
Toutes les industries d'Europe sont ici, sur les grosses taches de la carte.
Bütün gece boyunca davulları çalın. Tüm Avrupa'nın bize yardıma geldiğini sansınlar.
Battez toute la nuit, pour que les Turcs pensent que toute la chrétienneté est venue nous aider.
Tüm Avrupa'yı çocuklarıma bırakacağım.
Je veux laisser â mes fils en héritage toute l'Europe.
Kuzeyin tüm has nitelikleri burada. Viking ruhu Avrupa'yı etkisine aldı.
Grâce à votre vivacité nordique, les Vikings ont dominé l'Europe.
XIX. ve XX. yüzyıllarda Doğu Avrupa'dan bütün kıtaya... ve sonra tüm dünyaya doğru yayıldılar. XIX. yüzyılın kafa karıştıran insan eşitliği ve özgürlüğü fikirleri...
Jusqu'à trouver enfin un gigantesque réservoir inexploité dans les parties polonaise et russe de l'Europe de l'Est.
XVIII. yüzyılın ortalarında tüm Avrupa'ya yayılmışlardır.
.. vers l'Europe, à travers la Russie et les Balkans.
Düşünsene, tüm bu zaman boyunca Avrupa'nın en sevilen prensesi oluyordun.
Et vous deveniez la plus belle princesse d'Europe!
Tüm haberleşmeler kesilince, Avrupa'nın yarısından fazlası sessizliğe gömüldü.
Un profond silence enveloppa l'Europe, toute communication interrompue.
Jül Sezar'dan bu yana Avrupa'daki tüm savaşlarda... Almanların parmağı var.
Ces Huns ont toujours été les agresseurs en Europe depuis Jules César.
Ve Avrupa'nın tüm meclislerinde ışıklar geç saatlere kadar yanıyor.
Les chancelleries ressemblent à des ruches bourdonnantes.
Seni Avrupa'daki tüm krallara şikayet edeceğim!
Je vais me plaindre auprès de tous les rois d'Europe!
Buna hazırlıklı değiliz. - Avrupa'daki tüm ajanlarının listesi.
- La liste de tous ses agents en Europe.
Senko Brobin tüm Doğu Avrupa'nın Karşı İstihbarat Başkanı şu ana kadar mikrodevrenin yerini öğrenmek adına Dean'in direncini kıramadı.
Senko Brobin, Directeur du contre-espionnage de l'Europe de l'Est, n'a pas encore réussi à le faire parler, et n'a pas encore trouvé le microcircuit.
Bu geminin makineleri Napolyon'un Avrupa'yı fethetmekte kullandığı tüm atların toplam beygir gücünden daha fazladır.
Les machines de ce bateau ont plus de chevaux... que toute la cavalerie de Napoléon!
İnsan egosunun tüm anıtları arasında 1200'lü yılların Kuzey Avrupa'sında taraçalı ve camlı kuleleri ile parıldayan bu yapının rakibi yoktur.
De tous les monuments de l'effronterie humaine il n ´ y en a aucun égual à ces tours d ´ armature et de verre qui ont éclaté à la lumière de l'Europe nordique aux environs des années 1200.
Ancak tabii ki'cumhuriyet', farkını, Galile'nin karakterinde gösterecekti. Bir bilimci ve matematikçinin tüm Kuzey Avrupa'da en güçlü olabileceği yerdeydi.
Mais naturellement, la République avait dans son service, en la personne de Galilée, un scientifique et un mathématicien immensément plus puissant que quiconque en Europe du nord.
Avrupa'nın tüm görkemi.
Toute la majesté de l'Europe.
Avrupa, Kanada ve Amerika bürolarından, kazayla ölen tüm 65 yaşındaki erkek devlet memurlarının haberlerini istemeni rica ediyorum.
J'aimerais qu'en Europe, au Canada et en Amérique, vos bureaux nous envoient les articles sur les fonctionnaires de 66 ans qui meurent accidentellement.
Bence burası... tüm Batı Avrupa'daki en bakımsız, en adi... en kötü işletilen otel!
Ce que j'insinue c'est que cet endroit est le plus minable, infect, le plus mauvais hôtel de l'Europe de l'ouest.
Doğrudan teleks... Paris Interpol ve tüm Batı Avrupa'ya.
Liaison par télex avec Interpol et toute l'Europe occidentale.
Onun hakkında tüm bilinen... 'Bir Yaz Gecesi Rüyası'nın... Ortodoks uyarlamasında Puck rolünde oynayan Avrupa Yahudi'si... bir aktör olan Morris Zelig'in oğlu olduğuydu.
Tout ce qu'on savait sur lui... c'est qu'il était le fils... d'un acteur Yiddish, nommé Morris Zelig... dont sa performance, comme Puck... dans une version orthodoxe de Le Songe d'une Nuit d'Eté... était froidement acclamée.
Dreyfus olayı tüm Avrupa'yı kızdırdı.
Pensez que l'affaire Dreyfus a enfiévré l'Europe!
Ve en akılcı cevabı ise, esnek çalışma saatleri güzel manzara, renkli Doğu Avrupa'da tüm masrafları ödenmiş lüks yerlerde konaklamalar.
Je rationalise avec l'idée d'horaires flexibles et de beaux décors, de vacances tous frais payés en Europe de l'Est.
Avrupa'daki tüm cellatlar onların yanında gölgede kalır.
Tous les bourreaux de l'Europe les poursuivent pour les pendre.
avrupa 693

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]