Tımarhane Çeviri Fransızca
291 parallel translation
Çok harika değil ama tımarhane gibi de değil.
Cette maison a du chien.
Tımarhane.
Chez les fous!
Tımarhane mi?
Chez les fous!
Gazete sahibi miyim, tımarhane mi?
Je dirige un journal ou un asile de fous?
- Bir tımarhane gibi! - Sence içeri girme vaktimiz gelmedi mi?
Nous ferions mieux de rentrer.
Burası hapis değil, tımarhane.
C'est une maison de fous.
Tam bir tımarhane.
Maison de fous.
Burası bir opera değil. Bir tımarhane.
Ce n'est pas un opéra, mais un asile de fous.
Sonunun tımarhane olacağını biliyordum!
Je savais que ça finirait dans un asile!
Öyle kolay değil. Gelen giden çok. Orası tam bir tımarhane.
- La maison est une turne, on entre, on sort, une vraie taule.
Tüm cadde tımarhane gibi.
La rue des Bourdonnais est au trou. - Jenny aussi?
Burası klinik, hapishane veya tımarhane değil.
C'est une maison de repos, pas une prison.
Kent tımarhane gibi!
- C'est la folie!
Acele et, yoksa sonun tımarhane olacak.
Tu l'entends?
Tımarhane. Deliler için.
C'est un asile de fous!
Demek tımarhane kaçkınısın...
Alors vous vous êtes échappée de chez les mabouls?
Tam bir tımarhane!
Une ménagerie!
- Tımarhane, değil mi?
- Je suis chez les fous.
Kilitli kapıları, demir parmaklıkları, deli gömlekleri olan bir tımarhane.
Un asile avec des barreaux aux fenêtres! Vous avez compris?
Tam tımarhane!
Bande de fous!
Tımarhane burası!
c'est une maison de fou!
Tam bir tımarhane. Nesi var bilmiyorum. Gün boyu bir şeyi yoktu.
Quelle folie!
Otel işletiyorum, tımarhane değil.
C'est un hôtel, pas un asile.
Tımarhane gibi.
C'est un asile de fous, ici.
- Tımarhane değildi.
- Ça n'était pas une maison de fous!
Burası tam bir tımarhane!
Quel bazar!
Burası bir tımarhane.
C'est une maison de fous!
Tımarhane!
Une maison de fous!
Burası hastane değil tımarhane!
Ce n'est pas un hôpital ici, mais un asile fous!
Tıka basa dolu tımarhane şehrini bırakmak için daha ne bekliyorsun?
Qu'attendez-vous pour quitter la folie de la ville et de sa foule?
Buranın nasıl bir tımarhane olduğunu sana anlatayım.
Je vais te dire autre chose sur cet asile de fous.
Burası tam bir tımarhane.
C'est une maison de fous.
Deliler için hiç tımarhane yoktur!
Pas d'asile pour les fous!
Tam tımarhane denemez.
Ce n'était pas vraiment un asile.
Bu tımarhane kaçkını kadın da kim?
Qui est cette femme gravement déséquilibrée?
Burada hiçbir şeyi huzur içinde yapamazsın. Tımarhane sanki!
Il faut prendre les choses avec calme.
Tımarhane gibi ; tayfa girer sen çıkarsın, çiçek açılır...
Les fleurs, Green, ma main : des fous!
O şarküteri tam bir tımarhane.
Ton épicerie est un repaire de dingues.
Burası bir tımarhane değil. Hapishane de değil.
Ce n'est ni un asile de fous ni une prison.
- Doktorun dediğine göre tımarhane gibi bir yermiş.
Selon le docteur, il s'agit plutôt d'un asile.
Gerizekalılar ve deliler için bir tımarhane.
C'est un asile de fous.
Burası tam bir tımarhane.
C'est un asile de fous, ici!
- Gelirken bindiğim tekne tımarhane gibiydi.
- Ouais. Le bateau qui m'a amené.
Bir tımarhane gibiydi.
On se serait cru chez les fous.
Tımarhane'de mi?
Quoi, chez les toqués?
Sammy, gördüğüm kadarıyla sana bir zararı olmaz ve psikiyatri, tımarhane çağından bu yana çok gelişti.
Sam, si tu veux mon avis, ça ne peut pas faire de mal, et la psychiatrie remonte à des années, depuis l'âge des fosses aux serpents.
- Tımarhane mi?
Chez les fous?
- Burası bir tımarhane, değil mi?
C'est un asile de fous, non?
Siz de ayak altından çekilin, Burası tımarhane olmuş.
Bande de fous!
Burası tam bir tımarhane.
Margaret!
Burası tımarhane gibi.
On dirait un asile ici...