Ufaklık Çeviri Fransızca
5,097 parallel translation
Evet, anneleri çıldırmış, Kim, Khloe, Kourtney iki tane ufaklık onlar da çirkin olacak.
Oui. Oui, tu les as vues? La mère folle, Kim, Khloe, Kourtney, les deux petites...
Birbirlerini ya da kendilerini öldürüyor olmalılar. Boruda bulduğun ufaklık gibi.
Ils ont dû s'entretuer ou se suicider comme le gosse que t'as retrouvé dans le tuyau.
Selam, ufaklık. Ben baban.
Salut fiston, c'est papa.
Pekala ufaklık.
Très bien, gamin.
Ufaklık.
Petite...
Geç kaldın, ufaklık.
T'es en retard, petite.
- Senin ufaklık Almandır.
- Ta saucisse est allemande.
Pekala, ufaklık. Gözünü dört aç olur mu?
Fais le guet, d'accord?
Sana güveniyorum ufaklık.
Je compte sur toi, mon grand.
Peki ya sen, ufaklık?
Et toi, petit?
Bakın burada kim varmış, ufaklık.
Hey mon pote.
- Ufaklık çişini tutamıyor.
- Ce gamin a une vessie minuscule.
Endişelenme ufaklık.
Vous en faites pas, les mioches!
Ve babam "Günlük işinden vazgeçme ufaklık." dedi.
Mon père, lui, a dit : "Ne lâche pas ton boulot pour ça."
Selam, ufaklık.
Salut mon enfant
Kayıp mı oldun, ufaklık?
T'es perdu, petit gars?
Git buradan, ufaklık.
Va-t'en, petite.
Beni görebiliyor musun ufaklık?
Petit, tu peux me voir?
Aşağı iner misin ufaklık?
- Mon pote... descends un seconde.
... "küçülüyorum." Doktor da ona "Biraz sabırlı olmalısın ufaklık" diye cevap verir.
"Je... Je rétrécis." Alors le doc lui dit, "Vous n'aurez qu'à être un petit patient."
Ebenin amı be ufaklık.
Bon dieu de merde, ma puce.
Ufaklık.
"ma puce".
Ufaklık daima yapacak bir şey buluyor Tanrın bilir, Woz da üstüne düşeni yapıyor.
Le jeune trouve toujours un truc à faire, - et Dieu sait que Woz apporte son soutien.
Deli bir ufaklık az önce Columbia'yı soymaya kalkıştı.
Un gamin fou vient d'essayer de cambrioler le Columbia.
Öğle yemeğine geleceğim! Neşelen bakalım, ufaklık.
Je serai de retour pour le dîner.
Uzan bakalım, ufaklık.
Voilà, mon pote.
Kalkma zamanı geldi, ufaklık.
Il faut te réveiller, ma puce.
N'aber ufaklık?
Salut, petit frère.
Bu ufaklık yerden yüksek bir havuzu buharlaştırabilir.
Cette beauté peut détruire une piscine hors terre.
İyi iş çıkardın ufaklık.
C'était bien joué, ma vieille.
Nereye gidiyorsun, ufaklık?
Où vas-tu, mon poulet?
Bu ufaklık seni güvende tutacaktır.
Ce petit bijou devrait te garder en sécurité.
Merhaba ufaklık.
Bonjour, mon petit! Ah!
Şu pizzacı kılığındaki ufaklık mı?
Le gamin aux hot-dogs?
Selam ufaklık, nasılsın?
Hé, mon pote, ça va?
Nasılsın bakalım ufaklık?
Comment ça va, mon grand?
Ufaklık nasıl peki?
Comment, euh... Comment va le petit?
Tabii, ufaklık işe erken yaşta başlamış olur.
Ouais, on fera en sorte que le petit gars commence tôt.
Peki, fakat ufaklık, iyi değil mi?
okay, mais la petit fille - - elle allait bien, hein?
Korkarım ki hayır, ufaklık.
Même pas peur.
Kendine dikkat et ufaklık.
Fais attention, petite fille.
Evet ufaklık, ben polisim.
Oui, gamin, je suis de la police.
Müzik dinlemene bak, ufaklık.
Ecoute ta musique, gamin.
Sağlam puan yapmışsın doğrusu ufaklık.
Tu accumules des super scores, bonhomme.
- Meraklanma ufaklık.
- Ne t'inquiète pas
Başlıyorsun, ufaklık.
Très bien.
İşte ufaklık.
Oui.
Neşelen bakalım, ufaklık.
Courage, gamin.
Hadi ufaklık, eve gitme vakti.
Il est temps de rentrer à la maison.
Çok üzgünüm, ufaklık.
Je suis vraiment désolé, petite.
- Ufaklık...
Oh, le tout petit...