English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ U ] / Ulaşamadı

Ulaşamadı Çeviri Fransızca

1,137 parallel translation
Yemeğe kalacağım. Sana ulaşamadım.
Je reste pour dîner.
Delbert'ın ulaşamadıkları da ölmek üzere.
Les dernières agonisent.
- Kimseye ulaşamadım. - Leslie?
- Je ne peux avoir personne.
Otto'nun tek söylediği, haber versen olurdu, ama... sana ulaşamadık.
Otto se fout de tes RDV galants, mais on ne pouvait pas te joindre.
Berber de bunlardan biriydi. Ama ona ulaşamadık.
Ça explique qu'on n'ait pu le joindre.
Vergi kayıtlarına ulaşamadım.
Négatif pour ses dossiers fiscaux. Secret.
Size ulaşamadık, o yüzden sadece okuyacağız.
On peut pas vous le donner alors on vous le lit.
3 yılda 30 banka soyduğumuz ve bize ulaşamadıklarının farkında mısınız?
On a cassé 30 banques en 3 ans sans un seul problème.
Bir şeye çok yaklaştınız, şöyle dilinizin ucuna geldiği ama ulaşamadığınız oldu mu hiç.
Ça vous est déjà arrivé d'avoir un truc sur le bout de la langue, mais vous n'arrivez pas à le saisir?
Hawai'deyken sana ulaşmaya çalıştım ama bir türlü ulaşamadım.
J'ai essayé de t'appeler d'Hawaii, mais tu n'étais jamais là...
# Hayallerimdeki güzelliklere ulaşamadım
Je n'ai jamais trouvé le sentier de mon rêve
Seni aramaya çalıştım ama ulaşamadım.
J'ai appelé, mais je n'ai jamais pu t'avoir.
Aramaya çalıştım ama ulaşamadım.
Elle criait. J'ai essayé de rappeler, mais je n'ai pas réussi à l'avoir.
O ve eşiniz ulaşamadığımız kazazedeler.
Lui et votre femme sont les seuls survivants que je ne comprend pas.
Kusura bakma, günlerdir telefonla araşıyoruz ama bir türlü birbirimize ulaşamadık.
Nous nous sommes ratés. Je vous ai appelé sans succès.
Onunla konuşmaya çalıştım ama ulaşamadım.
Je voulais lui parler mais je ne l'ai pas eue.
Voyles'a ulaşamadım.
Il n'était pas joignable, Darby.
Evimize gitmek için tepeyi tırmanıyordum ; fakat ona ulaşamadım.
Je monte la colline et je ne la trouve pas.
Maalesef bir çözüme ulaşamadılar.
Rien encore, malheureusement.
Kötü hava koşulları yüzünden henüz kimse oraya ulaşamadı.
Personne n'a encore pu contacter le campement à cause du mauvais temps.
- Ulaşamadığın ciğere mundar deme.
Jalouse.
Sana ulaşamadık.
Personne n'a pu te contacter.
Cesede ulaşamadım.
Je peux pas bouger le corps.
Depremden sonra, onlara yardım ulaşamadı.
Après le séisme, ils n'ont pas pu recevoir d'aide.
- Jack Klompus'ı aradın mı? - Ona hala ulaşamadım.
Bien.
- Ona hala ulaşamadım.
Je n'arrive pas à le joindre.
Kundakçı büyük ihtimalle bekar. Ve kendisinin ulaşamadığı erkek ya da kadınlar hakkında fantezileri var.
L'incendiaire n'est généralement pas marié et enclin à des fantasmes obsessionnels sur des femmes ou hommes inaccessibles.
Londra standartlarına ulaşamadık.
Nous sommes si loin de Londres...
Telsizden ulaşamadım.
- Il répond pas.
Ross'a ulaşamadık.
J'ai appelé Ross, pas de réponse.
Dr. Greene'e henüz ulaşamadık.
Nous n'avons pas encore pu localiser le Dr Greene.
Dr. Greene'e henüz ulaşamadık.
Vous pensiez que j'allais éprouver du soulagement?
Bizden hiç kimse, Köprü'ye ulaşamadı.
Impossible d'atteindre la passerelle.
Katil önce ona ulaşamadı ama Havez'i öldürdü.
Le tueur ne l'a pas tué en premier, mais il a tué Havez.
Sonuca ulaşamadım.
Aucun résultat.
Enkaza ulaşamadık ama bunu sudan çıkarabildik.
On n'a pas pu s'en approcher... mais on a sorti ça de l'eau.
Onu aradım ama ulaşamadım.
Je l'ai appelé, mais je ne le trouve nulle part.
Aslında bunu yaptım. Ancak onlara ulaşamadım.
- C'est fait, mais je ne l'ai pas eu.
çünkü, kanallara ulaşamadık. Mars kanalları kanyon gibidir.
Nous n'avons pas exploré les canaux, qui sont des canyons.
Ona dokunamadım, hiç ulaşamadım.
Impossible de le toucher, de respirer à côté.
Çok gizliymiş. Görev bozulan araba yüzünden başarıya ulaşamadı.
Une mission secrète sabotée par un pneu à plat.
- Ona ulaşamadın mı?
- Tu l'as pas eue?
Ona bilgi vermeye çalıştım ama ulaşamadım.
Je n'arrive pas à lui envoyer de messages.
Medeniyetimizin, bir süreliğine hiç bir medeniyetin ulaşamadığı saf ve temiz bir seviyeye ulaştığını... tartışırdım.
Notre civilisation était arrivée à un état de pureté jamais approché jusque-là. C'était merveilleux. Du moins, pendant un moment.
İki çıkışı da tuttuk,... ama ulaşamadığımız altı oda var.
Il y a six chambres de soins intensifs.
Bu deneydeki ilk 11 denemede başarıya ulaşamadım... Bu benim Pentagondaki ahmaklar gibi olmamam için son şansım olacak... Aksi takdirde bu yeri Pazartesi sabahına kadar kapatmak zorundayım.
Comme mes 11 premiers essais ont été infructueux... ce sera ma dernière chance... puisque les idiots du Pentagone... fermeront les lieux dès lundi matin.
Sana ulaşamadık.
- 75000.
Hayır, oraya ulaşamadım.
Non.
- Onlara ulaşamadık.
- Non.
Hiç kimse, Köprüye ulaşamadı, ama Kaptan, uzaysal çarpıtma ile temas kurdu ve şu anda bilinci kapalı durumda. Hepsi bu kadar değil. Neelix'i de kaybettik.
Nous avons aussi perdu Neelix.
Ama ulaşamadım.
Tu n'as pas répondu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]