English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ U ] / Ulkemizin

Ulkemizin Çeviri Fransızca

220 parallel translation
Ulkemizin liderleri çok özel kişilerdi Zaten toplam 20 kişilerdi Geri kalan 20 milyon kişi
Nos leaders sont affaiblis et ils ne sont que vingt face aux vingt millions qui croient en toi
Ülkemizin bu sakin köşesinde bizler birçok sevgili dostumuzu kaybettik.
Nous, les habitants de ce petit coin de l'Angleterre... avons perdu des êtres qui nous étaient très chers.
Ülkemizin gerçek refahı için bir tekimiz bile ölmeyeceğiz.
Mais peuple de Prague, je vous le demande :
Ülkemizin, Güneş Tanrımızın tarihi boyunca yabancılar bir araya gelip senin yüce görkemine adadığımız Palmira hazinelerini yağmalamak için aradılar.
Tout au long de notre histoire, ô Dieu Soleil, des étrangers ont envahi ton royaume et tenté de piller les trésors de Palmyria que nous dédions à ta gloire.
Ülkemizin selameti ve barışı için dua ederek ahlaka ve iyiliğe hizmet ederiz.
Nous faisons de bonnes actions et prions pour la paix dans le monde.
Ülkemizin büyük katilleri henüz kısa pantolonları ve mama önlükleriyle birinci sınıf katiller haline gelirler.
Et de nombreux criminels avaient déjà fait leurs preuves, alors qu'ils étaient en culottes courtes!
Ülkemizin petrole ihtiyacı var.
Le pays a besoin de pétrole.
Geri çekilmeler Fransız ordusunun yok oluşuna sebep oldu. Ülkemizin kurtuluşunu da onlar getirecek.
C'est la retraite qui détruira l'envahisseur et qui libérera notre pays.
Ülkemizin sınırlarına kadar onu takip edeceğiz. Fransızlar'a batıya giden altın bir köprü sunacağız.
Nous lui offrirons une belle escorte pour le bouter hors de chez nous!
Ülkemizin düşmanları için olsa bile.
Même les ennemis de notre pays,
"Ülkemizin çıkarları için hava gücünün geri kalanını da yollayalım."
"Pour le bien de notre pays, je suggère d'envoyer le reste du SAC."
"... Ülkemizin onuru için bir alternatif sağ olmalı...
" Pour l'honneur du pays, il existe une autre droite.
Ülkemizin sıradan halkı savaştan yorgun, huzursuz.
Les classes populaires sont lasses de la guerre.
Ülkemizin geleneklerine bağlıyım.
Ce sont les traditions de notre pays.
Ülkemizin zor zamanlarında sık sık Başsavcı olarak gizli polis ile birlikte çalışarak bilgi edinmek ve kanıt toplamak için elimden geleni yaptım.
Vu que notre pays traverse une période difficile, il est souvent nécessaire que le procureur, en collaboration avec la police, obtiennent des informations et preuves de quelque façon que ce soit.
Ülkemizin en önemli olaylarından birinin filmine bakıyorsunuz.
Vous regardez le film d'un des événements les plus importants de notre pays.
Ülkemizin bir şairi Yu Chi-hwan yazmış bunu.
Maintenant c'est moi et le procureur qui ne la voyons plus.
Ülkemizin bağımsızlığı için savaşmak istedi.
Il a voulu se battre pour la liberté de notre pays.
" Ülkemizin sokakları kargaşa içinde
" L'agitation est dans nos rues.
Ülkemizin ilişkilerini umursuyoruz.
L'important, c'est l'entente entre nos 2 pays.
Ülkemizin tarihindeki en önemli an diyebilirim. Kesinlikle önemli günlerden biri.
C'est un grand moment dans l'histoire de notre pays... un événement extraordinaire...
Ama böyle giderse, suç Çar'ın üstüne yıkılacak. Ülkemizin içine düştüğü perişanlık, sefalet...
Mais si nous choisissons cette solution, le Tsar sera encore plus coupable, toute la responsabilité des abjections perpétrées dans le pays...
Ülkemizin liderleri için dua edelim.
Prions pour notre gouvernement.
Ülkemizin böyle uluslararası bir etkinlikte temsil edilmesi, bence çok önemli bir şey.
Je pense qu'il est important pour notre pays d'être représenté pour un tel événement international.
Ülkemizin başında ister miyiz onları?
Les voudrions-nous à la tête de notre pays?
Ülkemizin her yanında, bir sürü adam ölüm cezası alıyor... bir, iki, üç adam öldürdükleri için.
Ici, des types sont dans l'aile de la mort pour un, deux ou trois meurtres.
Ülkemizin istilası... bağımsız bir ülkeye karşı yapılmış... bir saldırıdan başka bir şey değildir.
L'occupation... de notre pays... constitue manifestement une agression... contre un pays indépendant
Ülkemizin... Ve ülkemiz bu hizmet olamasa daha sağlıklı olurdu.
Et notre pays se serait bien passé de ce genre de service.
"George Washington'ın Hayatı, Ülkemizin Kurucusu".
La vie de Washington. Père de notre patrie.
Bir.Ülkemizin babalarından biri.
Un, le père de notre pays.
Ülkemizin problemlerini Teğmen.
- Aux problèmes du pays.
Ülkemizin sizin gibi daha çok insana ihtiyacı var.
- On a besoin de plus de gens comme vous.
Ülkemizin Hamlet'leri olduk, önder babalarımızın katilleri... tahtı ele geçirmişler.
Nous sommes des Hamlet dans ce pays, enfants d'un père-guide assassiné, dont les assassins trônent encore.
Ülkemizin her yerinde böyle.
C'est comme ça dans tout le pays.
Ülkemizin en tehlikeli zamparasını yakalamış bulunuyoruz.
Ia plus dangereuse affaire de paillardise jamais vue dans la république.
Ülkemizin yüzünü sakın kaybetme
Faîte honneur à votre pays
Ülkemizin hazinesini çaldın bu yüzden ölüm cezasına çarptırıldın.
Tu as volé le trésor de notre pays ce qui te condamne à un jugement capital
Ülkemizin güvenliği ile ilgili
C'est une affaire de sécurité nationale!
Ülkemizin kaderine halen yalnızca erkekler tarafından karar veriliyor, ve henüz kadınlar, gündelik yaşamda ve yasalar önünde eşit olan kadınların oy kullanma hakları yok.
Le destin de ce pays n'est dirigé que par des hommes. Pourtant, les femmes, qui sont aussi confrontées tous les jours aux mêmes lois, n'ont pas le droit de voter!
Tek bir amacımız var! Ülkemizin güvenliği!
Notre seul but : préserver notre pays.
Ülkemizin aile değerlerine dönmesi şart.
Il faut revenir aux valeurs de la famille.
Ülkemizin bir bölümünü çalmaya çalışıyorlar!
Ils tentent d'arracher une partie de notre pays!
Sayın seyirciler Güneydoğu sorununu ele alan ilk film gösterime girmeye hazırlanıyor. Ülkemizin bu en büyük sorununu konu edinen film cesur bir anlatımla seyirci karşısında olacak.
Chers spectateurs, le premier film qui parle du problème de Sud-est sera bientôt en vision avec une courageuse narration.
Ülkemizin ruhunun bozulmasını engellemeliyiz.
Nous devons vaincre ce cancer qui ronge l'âme de la Nation.
Saldırganın ifadesini al. Ülkemizin kötü yanını bize söyleyebilir.
Fais interroger l'agresseur, il nous dira peut-être ce dont souffre ce pays.
Ülkemizin ün kazandığı bir şey.
Quelque chose qui fait la renommée de notre pays...
- Hanımlar, lütfen. Ülkemizin kurucuları, astronotlar ve Beysbol oyuncuları ya sarhoş ya da kokain kullanıyor. Bekleyin.
Mesdames, tous nous ancêtres, astronautes ou champions de baseball étaient des ivrognes ou prenaient de la cocaïne.
Ülkemizin genç sayılabilecek kısa tarihinde büyük maceralara atılmaktan korkarak onun yerine New Orleans'a gitmeyi tercih eden bir adam olarak geçmeyi içinize sindiriyorsanız, buyrun devam edin.
Tous ceux trop lâches pour vivre la plus grande aventure de l'histoire de notre jeune pays et qui préfèrent la décadence de la Nouvelle-Orléans, eh bien... qu'ils y aillent.
Ülkemizin gücü sonsuza dek sürsün. Hepimizin zaferi için.
Notre Tsar tout puissant regne pour notre gloire notre gloire e tous
Ülkemizin ırzına geçerlerken kenarda... sessizce durup izleyecek miyiz?
Est-ce qu'on va rester sur le côté? Tranquillement, pendant que notre patrie se fait violer?
Bizim devrimimizin bir amacı vardı. Ülkemizin bağımsızlığı.
Notre révolution n'a qu'un seul but :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]