Utanç verici Çeviri Fransızca
3,608 parallel translation
- Bu çok utanç verici.
C'est si gênant.
Çok utanç verici.
Oh Dieu, c'est humiliant.
Evet, sadece hayatımdaki her utanç verici ayrıntıyı öğrenmen gerekiyor.
Non, tu es juste curieux de tous les détails embarrassant de ma vie.
Bana şantaj yapabileceğin utanç verici bir sır daha öğrendiğin için bayram ilan edersin sanmıştım!
! Je pensais que tu serais content d'apprendre un autre secret humiliant pour me faire chanter!
Utanç verici.
- C'est gênant.
- Utanç verici olduğunu düşünüyorsun.
- Tu penses que c'est embarrassant.
Utanç verici olduğunu düşünmüyorum.
Je ne pense pas que c'est embarrassant.
- Utanç verici.
C'est gênant.
Çünkü bu utanç verici.
- Parce que c'est gênant.
Yok. çok utanç verici.
Trop gênant. Je peux pas y aller.
Yaptığın onca utanç verici olay içinde, seni çökerten bu mu oldu?
Avec tout ce que t'as fait de gênant, c'est ça qui t'abat?
Bu utanç verici.
C'est gênant.
Bu utanç verici.
C'est embarrassant.
Bu çok utanç verici.
C'est embarassant.
Ne utanç verici bir durum.
C'était si embarrassant.
Utanç verici olan, dört kişilik bir tadım menüsü sipariş edip, "arkadaşlarımız" "lavabodan" az sonra geleceklermiş gibi davranmak ya da "itfaiyeci" olup, "yangın söndürmeye" gittikleri için "gecikecekler" diye takılmak.
C'est gênant de commander un menu pour quatre, et prétendre que nos "amis" vont bientôt revenir des "WC", ou qu'ils sont "en retard" à cause d'un "incendie" vu qu'ils sont tous deux "pompiers".
- 9'da ofisimde ol. - Ne kadar utanç verici.
- Dans mon bureau à 9 h.
Bu komşuların birbirlerini önemsememesi ne utanç verici... çünkü sadece bir kaç gün içinde... bu insanlardan biri ölecek. Çeviri :
Ils ne devraient pas considérer que leur présence est naturelle... car dans seulement quelques jours... l'un d'entre eux va mourir.
Gerçekten utanç verici.
C'est une honte.
- Bu telefon görüşmesi ile ilgili utanç verici bir şey varsa, o gizli tutulacak.
Si il y a quelque chose d'embarrassant à propos de cet appel, ce sera gardé privé.
Sanırım, vurulursan Christ atından yuvarlanırken utanç verici bir hareket yapmadığını söyleyeceksin.
Et j'ose dire, si vous êtes tué... Jésus... Entre la selle et la terre, vous direz que vous n'avez jamais fait une action déshonorante.
Üzgünüm, bu çok utanç verici.
Je suis désolée, c'est tellement embarassant.
Bak, eski bir suçluyu işe almamız utanç verici mi?
Bon, imaginez, n'est ce pas embarassant d'avoir embauché un criminel notoire?
Kanalı satması için Hank'i kafalamaya çalışıyorum ve bunu ona yaptırabilmenin tek yolu ona utanç verici bir şekilde para kaybettirmek.
J'essaie de faire en sorte que Hank vende la chaîne, et la seule façon de le pousser à le faire, c'est de la transformer en gouffre financier.
Yani bu utanç verici.
Je veux dire, c'est embarrassant.
Az önce laboratuvarla konuştum. Kan testi olayı utanç verici.
Je viens d'avoir le labo Dommage pour les tests sanguins.
caddenin köşesinde bir Kinko var. Utanç verici. Max, sadece bizim -
C'est gênant, Max essayait juste de- -
Cinsel saldırı davaları fazlasıyla utanç verici oluyor.
Une agression sexuelle entraîne beaucoup de honte.
Çok utanç verici. Görünüşe göre mağaradan bir şey almış olabilir.
Il semble qu'elle ait pris quelque chose de la grotte.
Çocukluğuna dair bir acısı var altını ıslatma ya da ona benzer utanç verici bir şey.
Il arbore une enfance douloureuse liée au pipi au lit ou une humiliation du genre.
Sizleri adalete teslim etmek için, bir çocuğun kendi canına kıyması utanç verici.
C'est juste honteux qu'un garçon ait eu à se suicider. pour amener chacun de vous à la justice.
Üye olmak isteyenler, kulüp üyelerinin istediği her türlü utanç verici şeyi yapmak zorundalar.
Les membres potentiels sont exploitées par les membres actuels et forcés de faire toutes sortes de choses embarrassantes.
Kendini utanç verici durumlara düşürüyordu.
S'embarrassait elle-même.
Ne utanç verici!
Réponds! Tu me fais honte.
Bu çok utanç verici.
C'est très gênant.
Ne zamandan beri bir erkek böyle bir lütfu utanç verici buluyor?
Depuis quand être bien membré est une situation humiliante?
Yeterince utanç verici mi?
C'est assez humiliant pour vous?
İkimiz için de utanç verici bir durum olabilir.
Cela va nous gêner tous les deux.
Gerçek şu ki, kendini burada gösterebilmesi bile utanç verici bir durum.
Le fait de se montrer ici est embarrassant.
Bu da benim hayatımın en utanç verici şeyiydi.
Tu sais... C'était aussi la chose la plus honteuse dans ma vie.
Utanç verici olan seni ihmal etmemdir.
Ce qui est honteux c'est que je t'ai négligé.
Biz senin arkadaşlarınla tanışmak için buradayız ve neyin "utanç verici" olduğunu sana göstereceğiz.
On est là pour rencontrer tes amis, et on va te montrer ce qu'"embarraser" veut dire.
- Bu utanç verici değil.
- Pas gênant du tout.
Bu içlerinde en utanç verici olanı.
C'est ça, le plus gênant.
Bu utanç verici!
Je vais avoir honte!
Demek öyle, ne kadar utanç verici...
Ah bon... Quel dommage!
Utanç verici oluyor.
Ca devient embarassant
Bu utanç verici.
Hmm, c'est une honte.
Bowery Ballroom'da gerçekten utanç verici bir gece geçirdim.
Je suis allé à un truc pathétique au Bowerly Ballroom.
Hadi ama, bu çok utanç verici.
Viens là! C'est embarrassant.
Tam olarak ne kadar utanç verici bir şey olacak bu?
Ça va être embarrassant comment exactement?