English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ U ] / Uyusuk

Uyusuk Çeviri Fransızca

377 parallel translation
Düzensiz kesikli harflerle yazıyor olması ise.. .. tembel ve hatta uyuşuk bir karaktere sahip..
La séparation brutale de certaines des lettres révèle une personnalité enfouie.
Haydi, uyuşuk.
Allez, fainéant.
Şimdi, uyuşuk olma, Sezar.
Hue, César. Allez.
Ceza vermeye mi geldin uyuşuk oğluna? Vaktini, kafasını kötü kötü kullanıp yüce buyruğunu geciktiriyor, değil mi oğlun?
Venez-vous reprocher à votre fils... de tarder à exécuter vos ordres?
Bu sabah biraz uyuşuk gibi.
Il est un peu abruti.
Benim greyfurt soymam, senin yarı uykulu, uyuşuk halde orada oturman gibi.
Je prépare le pamplemousse.
Hadi gel uyuşuk.
Allons, l'abrutie.
Kuru mevsimde, nehrin su seviyesinin düşük olduğu zamanda, uyuşuk mandalar, bahçe duvarımızın hemen dibinde otlardı.
À la saison sèche, aux basses eaux... les buffles paissaient à notre porte.
Guy Haines sakin bir oyuncu neredeyse uyuşuk.
Guy Haines est un joueur méthodique... presque nonchalant.
Uyuşuk dünya hayal kurarken...
Quand le monde endormi rêve d'amour
Böyle uyuşuk gidersek pek şansımız olmaz.
En galopant sans arrêt, on risque déjà gros.
Kirli işlere bulaşmış, uyuşuk polissin!
Un sale menteur de flic!
Haydi! Sizi uyuşuk hödükler!
Allez, bande de fainéants!
Sen ve diğer başkanlar bu kadar taraflı ve uyuşuk olmamış olsaydınız Pataki gibi adamlar şimdi size katılmış olur ve ayrılmazlardı.
Si les dirigeants n'étaient pas si partiaux et incapables, Les hommes comme monsieur Pataki ne voudraient pas partir mais plutôt rester!
Uyuşuk lanet aptallar! Orduya itaatsizlik edemezsiniz!
Faites pas les idiots, vous pouvez pas tout planter.
Seni uyuşuk yaşlı.
Espèce de vieille momie.
O zamandan beri, uyuşuk, hissiz, sanki kalbime uyuşturucu vurulmuş gibi.
Depuis, je suis insensible, comme si mon cœur était plein de Novocaïne.
Kalk da şuna bak! Haydi seni uyuşuk şey kalk artık!
Grouille-toi!
Uyuşuk yaşlı herif.
Se débarrasser d'un vieux.
İşte bu yüzden o yaşlı, uyuşuk herif hırtın teki.
C'est rien qu'un vieil imbécile.
Uyuşuk görünümleri için kusura bakmamanızı rica ediyorum ancak onları koşullandırdım ya da, Amerikalıların yeni tabiriyle, beyinlerini yıkadım...
Je vous demande d'excuser leur comportement apathique, mais je les ai conditionnés, ou plutôt, leur cerveau a été lavé. C'est la nouvelle expression américaine.
Haydi Courtney, seni tembel uyuşuk! Bekleyin!
Tiens bon, Courtney.
"Bomboş tarlalarda uyuşuk..."
" comme à l'approche d'une terre glacée,
Bunların hepsi, terbiye edilmemiş ve uyuşuk.
Indisciplinés et paresseux, tous autant qu'ils sont.
Hadi Tembel! Uyan uyuşuk, miskin yaratık.
Allons, secoue-toi, Paresse!
Uyan miskin, uyuşuk mahluk!
Debout, grand flemmard d'avocat!
Bu Baloo. Şu aptal, uyuşuk orman serserisi.
C'est Baloo, ce stupide fainéant.
Uyuşuk davranışlarına dikkat edin.
- Eddie? Notez leurs manières délicates.
Ama önümüzdeki altı ay, bu uyuşuk tatil kasabası soğuk ve karlı Güney Kutbuna dönüşecek.
Mais pour les six mois à venir, le petite cité du Devon sera transformée en un désert neigeux et venteux du Pôle Sud.
Haydi, uyuşuk.
Allons, traînard.
Kımıldasanıza! Uyuşuk şeyler!
Allez, bande de métèques!
Kendini uyuşuk hissettiğin zaman...
Tu t'assoupis.
Kendimi hiç uyuşuk hissetmiyorum. Beni uyuşturacak hiçbir şeyim yok ki!
Je ne m'assoupis jamais.
Şimdi, uyuşuk!
Immédiatement, grand couillon!
Sence bunu nasıl başaracaksın, uyuşuk, kasabadaki yüksek okula giderek mi?
Comment penses-tu y arriver au collège pré-universitaire?
Seni uyuşuk orospu çocuğu!
Espêce d'abruti!
Hep uyuşuk. Buyrun.
Il est pas réveillé.
Koşsana uyuşuk piç!
Grouille-toi, minable!
Neden şırıngayla kulağındaki lokmaları çıkarıp... fare labirentinin altına gizlediğin... o uyuşuk organa biraz şuur aşılamıyorsun?
Retire la purée que t'as dans la tête. Utilise un peu cet organe qui dort au fond de ton crâne. - Basil, Bas...
Onlar uyuşuk kötürümler.
C'est des fatigués,... des mous.
Ilya Ilyich için uzanmak ne hasta birinin zorunluluğu, ne yorgun bir insanın dinlenme ihtiyacı, ne de uyuşuk birine mutluluk vermesi gibi bir durum değildi :
La position horizontale, chez Ilya Ilyitch, n'était ni indispensable, comme pour les malades, ni accidentelle, comme pour les fatigués, ni une jouissance, comme pour les paresseux.
Eskiden lakabı neydi biliyor musun? Uyuşuk Budala!
Tu sais comment on l'appelait à l'époque? "Couilles molles".
Başkalarının Bacak Mermi Kurabiye gibi isimleri varken onunki Uyuşuk Budalaydı!
Les autres, c'était "Flingueur" ou "Cookie", mais lui, c'était''Couilles molles "!
Göğüs uyuşuk koluma doğru döndü.
Mon bras endormi s'avança vers les nichons.
Yıllar geçtikçe daha yavaş ve uyuşuk olmaya başlıyorsun.
Plus je suis marié avec toi, plus t'es lente, et plus t'es débile.
Ve bu dünya için onun babasını bu gece uyuşuk tutabilirsin.
Faites que son père ne ressuscite au monde que demain matin.
Seni uyuşuk, nankör şey -
Sac à puces ingrat!
İngiliz yatakhanesindekiler çok uyuşuk.
Mais le dortoir hommes chez les Anglais est si léthargique.
Uyan, Bay Uyuşuk.
Debout, Pionceur.
Güneş sürüklüyor içeri Yavaş, uyuşuk geçişini
Et que le soleil traîne son lent cortège de sommeil.
Tamamen uyuşuk mu?
Insensible?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]