Uzaktan Çeviri Fransızca
3,563 parallel translation
* Uzaktan gelen bir çığlık misali *
Then, like a distant scream
Ve kıskançlıktan araya uzaktan maydanoz olan birileri olmasa oda tutacaktım.
Et j'aurais déjà pu agir si j'avais pas deux spectateurs hostiles assis au poulailler.
- Uzaktan kumanda nerede?
Où est la télécommande?
Kalp piline, o numarayla uzaktan erişilebiliniyor.
Son pacemaker peut être accessible à distance avec ce numéro.
Kalp piline uzaktan erişilebiliniyor.
Son pacemaker est accessible en wifi.
Bunu uzaktan da yapabilirim.
Je peux faire l'extérieur.
Kablosuz olarak termostata bağlıymış ve biri uzaktan ana sistemi bir virüs ile etkilemiş.
C'est connecté à un thermostat sans fil, et quelqu'un a infecté le système à distance avec un virus.
Uzaktan kontrol sisteminde bir problem yok muydu, tatlım?
Chéri, il n'y avait pas un problème avec le système?
Hayır, uzaktan kontrollü.
Non. Non, c'est éloigné.
Uzaktan kumandalı lazer işaretleyicilerden mi?
Avec des lasers de visée télécommandés?
Telefonu uzaktan kapattı.
Elle a bloqué le téléphone.
Epey uzaktan bir akraba gibi hissetmeye başladım.
Je commence à me sentir comme un cousin éloigné.
Herkesin olduğu yerde kalması için... şu hayatın akışını durdurabilen... uzaktan kumandalardan birine ihtiyacım var.
J'ai besoin d'une de ces télécommandes avec laquelle tu peux mettre ta vie sur pause pour que tout le monde s'arrête là où il est.
Uzaktan yakından. Orada da vampir normal bir insana âşık oluyor.
- Le vampire tombe amoureux.
Tamam, demek bu adam çalıntı bir kamyonet kullanıp kurbanı uzaktan takip ediyor
Ok, donc ce mec utilise un camion voler pour suivre la victime avec suffisamment de distance.
QT-KT, bu bobin uzaktan kumandalı bir mıknatıs.
QT-KT, Ceci est un aimant télécommandé.
Uzaktan halledilemez.
On peut pas le jouer à distance.
O sadece silahların peşinde. Yani biz kılıçlar ve misket tüfekleriyle dolanırken onu jetleri ve uzaktan kumandalı uçakları olacak.
Il ne pense qu'aux armes. il aura des avions et des drones.
Takip cihazı mı? Takip cihazlarının uzaktan kumandaları olmadığına göre, hayır.
Non, sauf si ces dispositifs ont des détonateurs télécommandés.
Gariptir ki, uzaktan kumandalı araba düğmesine bağlı bir anahtar var ama bu bir araba anahtarı değil.
Cest bizarre.... il y a une clé sur le porte clés avec un bouton d'ouverture de portière mais ce n'est absolument pas une clé de voiture.
Ben bu uzaktan kumandalı keskin nişancı silahlarına yabancıyım da...
Je suis nouveau dans le domaine des sniper télécommandés.
Onu kaçıran kişi, işi insanları öldürmek olan ve bu işi uzaktan kumandalı keskin nişancı tüfeğiyle yapabilecek kadar profesyonel biri.
Quelqu'un l'a. Un professionnel qui tue pour vivre, qui est assez bon pour le faire avec un sniper à distance.
Peki uzaktan kumandalı şu casus robot çalışıyor mu?
Mais est-ce que ce robot espion télécommandé fonctionne?
Ve uzaktan kumandalı yarasaları ve uzaktan kumandalı canavar köpeği.
Et des chauves-souris télécommandées, et un chien monstrueux télécommandé.
Ben her şeyi uzaktan bile görebilirim.
Moi je peux encore voir de l'autre côté de la rue.
- Uzaktan mı geliyorsun?
Vous venez de loin?
Uzaktan daha iyi görüyorum.
- Je vois mieux à distance.
Bunun için çok uzaktan geldim.
Je suis allé trop loin pour que ça se passe autrement.
Birim 08 uzaktan destek görevi yapacak.
L'unité 08 fera office de soutien.
Birim 08 yükselti sorunları yaşadığından, sana atmosfere girişten önceki sadece 96 saniye için uzaktan destek verebilecek.
L'unité 08 manque d'altitude, elle ne pourra t'assister que pendant 96 secondes avant la rentrée en atmosphère.
Uzaktan kontrol ve bağlantı sistemlerini aktifleştirin.
Système de contrôle à distance et de verrouillage activés.
O sanki 15.000 kilometre uzaktan gelen deprem dalgalarını tespit eden makineler gibiydi.
Un peu comme les machines qui détectent les séismes à 15 000 km de distance.
Ve oradan, insanlardan uzaktan Devler belası inecek.
Et d'où est descendu sur Terre, un bataillon de géants.
Belki mesafe aralarına girer ayrılırlar, yada ayrılmazlar ve evlenirler, sende uzaktan izlersin çaresizce yapıcak birşeyin olmadan.
Soit la distance a raison d'eux, soit ils se marient et vivent heureux. Toi, tu restes sur la touche, à te languir à jamais.
Sonra çekirge gibi zıpladım, parmak uçlarımda yürümeye başladım ve insanları kurabiye yerken uzaktan seyretmeye başladım.
Alors j'ai sauté comme une sauterelle, et marché sur le bout de mes doigts de pieds et regardé les autres manger leurs cookies.
Onun, o şeyin bir Avcı ile uzaktan yakından ilgisi yok. Yani o Kyle ile aranıza girdi.
Cette chose na rien à voir avec une traqueuse
Uzaktan kontrol edilebilen, yüksek hızlı, takviye şarjörlü tüfek.
Balles : vitesse réductible à 25 %. Contrôle à distance.
- Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
Eh bien, je suis pas une fan des concerts de rock.
"Uzaktan Gerçekleşen Korkutucu Eylem" i anlatayım mı sana yine?
Je te redis "l'action surnaturelle à distance"
Al sana "uzaktan gerçekleşen korkutucu eylem".
Voilà ton "action surnaturelle à distance".
Einstein'ın "uzaktan gerçekleşen korkutucu eylem" ini.
"L'action surnaturelle à distance" d'Einstein.
Uzaktan görü tekniği kullanılarak çözülen vakaların sayısındaki artış sayesinde bellek dedektifleri son yıllarda bir canlanma yaşadı.
Les "mnémo-détectives" connaissent un succès grandissant grâce aux nombreuses enquêtes résolues par leur technique.
Uzaktan görü ayrıntılı bir tertipten başka bir şey değil diyorlar ama gerçekte, uzaktan görü yıllardır çözülmemiş vakaları çözüyor.
Certains considèrent ces détectives comme des escrocs, mais le fait est qu'ils ont résolu des enquêtes bloquées depuis des années.
Ya da uzaktan bakabilirsin.
Contente-toi de les regarder de loin.
Umarım uzaktan gelmek zorunda kalmamışsınızdır.
J'espère que vous ne venez pas de très loin.
- Uzaktan değil.
Du tout.
Hunter Clarington, Warblerların yeni kaptanı benim ve homoseksüellikle uzaktan yakından alakam yok.
Je croyais que c'était toi.
Uzaktan kumadaya yetişemiyorum! Neden ona zil verdin ki?
Pourquoi il a la cloche?
Dodgson'un uzaktan kuzeni.
la petite-cousine de Dodgson.
Babama bakacağım, o beni yanağımdan öpecek ondan ayrılıp bir an duracak ve Ben'e doğru adım atacağım siz de Jackson'la uzaktan göz göze geleceksiniz.
Je regarde mon père, il m'embrasse sur la joue, Je me détourne de lui, - prends une respiration.
Flynn'in ününü göz önüne alınca bu tutulma çok uzaktan başladı.
Son engouement sans doute a commencé depuis longtemps, si l'on considère la célébrité de Flynn.