Uzo Çeviri Fransızca
37 parallel translation
- Uzo.
- De l'ouzo.
Çek bir uzo!
Un ouzo.
Derken, ufak bir uzo içmenin zamanıdır, biraz zeytin biraz peynir...
Et ce sera l'heure de manger un morceau. De la volaille, des olives.
Kaptan, Uzo ister misin?
De l'ouzo, Commandant?
Hugo, sen hiç uzo içtin mi?
Hugo, avez-vous déjà goûté à l'ouzo?
Dün gece iki Yunanlı ile birlikteydim ve uzo içtik.
J'ai passé la soirée avec deux Grecs. On a bu de l'ouzo.
Çok fazla uzo.
Beaucoup d'ouzo.
Peki tüm bu Yunanlılar ve uzo mevzusu dönerken kocanın nerede olduğunu sorabilir miyim?
Et si je puis me permettre, où était votre mari pendant que vous buviez de l'ouzo, avec vos Grecs?
Yüzmek, yürüyüş ve Uzo içmek dışında burada yapacak fazla bir şey yoktur.
Il n'y a pas grand-chose à faire ici, à part nager... se promener, boire de l'ouzo.
Günde altı öğün yiyebilirdim. Yanında da uzo tabii.
Je me suis régalée entre l'agneau et l'ouzo.
- Uzo lütfen.
- Un ouzo pour moi.
Uzo, lütfen.
Un ouzo, s'il vous plaît.
Dolayısıyla artık uzo da yok.
Alors, plus d'ouzo.
Uzo'yu fazla içmezmiş.
Il y allait mollo sur l'ouzo.
Discus Stu size uzo getirdi.
Discus Stu a de l'ouzo pour deux-zo.
En iyi uzo, Midilli adındaki Yunan adasında üretilir.
Le meilleur ouzo vient de l'île de Lesbos.
Justin bana ucuz uzo ikram etmeye kalktı.
Justin a voulu me servir de l'ouzo bon marché.
Çünkü sen pahalı uzo seven ve çok pahalı bir kokain alışkanlığı olan seçkin birisin.
Et vous êtes un flambeur qui aimez l'ouzo de luxe et dépensez beaucoup dans la coke.
Uzo bardağındaki kısmi parmak izinden ne haber?
Et l'empreinte partielle sur le verre d'ouzo?
Müvekkilimle buluştum. Bir bardak uzo içtim ve büroma döndüm.
J'ai retrouvé mon client, j'ai pris un verre d'ouzo et je suis rentré.
Gel bir uzo iç
Bois un peu de Ouzo.
Bir uzo patron!
- Un ouzo, patron.
Bir uzo.
- Un ouzo!
Bayanlar baylar, bir kadeh uzo içmenin vakti gelmiştir.
Merci. Mesdames messieurs, c'est le moment d'un verre d'Ouzo.
Manzarası muhteşemdi ve uzo adının hakkını veriyordu.
Dionysus. La vue était spectaculaire, et l'Ouzo faisait honneur à sa réputation.
Romum var nane likörü, uzo ve... rom.
J'ai du rhum, de la crème de menthe, de l'ouzo, et... du rhum.
Uzo ve koyundan başka bir şey almadım.
Quoi? Cyril, depuis lundi que je mange de l'ouzo pis de l'agneau.
- Uzo.
L'ouzo. [liqueur grec à l'anis]
- Uzo.
- Ouzo.
- Uzo!
- Le ouzo!
- Uzo.
- Le ouzo...
Dokuz numara. Laura Prepon, Jason Biggs, Uzo Aduba.
Numéro 9,
Ve bir şişe uzo.
Une bouteille d'ouzo.
Uzo.
De l'ouzo.
İki uzo.
Deux ouzos.
Değil, bu uzo.
Non. C'est de l'ouzo.