Uzunlar Çeviri Fransızca
92 parallel translation
Uzunlardan mı yuvarlaklardan mı? Ben uzunları seviyorum.
Une longue ou une ronde?
- Şişmanlar, uzunlar, inceler. Etek giyip, biraz sürüp sürüştürdüklerinde...
Des grosses, des maigres, tout est bon, pourvu que ca porte un jupon, et que ca respire!
Ne kadar uzunlar.
Comme ils sont longs!
- Uzunlar kimdi?
- Qui étaient les grands?
Olympia yarışması uzunlar sınıfına beklenmedik bir katılımcı çıktı.
Un concurrent inattendu à l'Olympia, dans la catégorie des grands.
En uzunları yarım saati bulabilir.
Les plus longs peuvent durer une demi-heure.
Pardon, evlat. Şunu sana vereyim. En uzunları sensin de.
Excuse-moi, vieux.Je te donne ça, t'es le plus grand.
Sonunda uzunları yaktı ha?
On dit que c'est vraiment un bon coup, hein?
Bir kafa kadar uzunlar.
Toute une tête en plus.
Kırkayaklar gibi, ama daha uzunları.
Ca ressemble a des mille-pattes, mais c'est plus long.
En azından uzunları söndürebilirdi.
C'est pas malin. Il pourrait baisser ses phares.
Uzun boylulardan nefret eder. Kendi kısa ya, uzunlar onu deli eder.
Il peut pas saquer les grands parce qu'il l'est pas lui-même.
Uzunlar mı? Yoksa kısalar mı?
Sont-ils grands?
Dört tane solungaçları var ve daha uzunlar.
Leurs nageoires sont longues. Ils en ont deux paires.
Uç uça mı eklenmişler, yoksa krep gibi uzunlar mı?
Elles sont debout, ou à plat comme des crêpes?
Piç uzunlarını yakmış. - Kahretsin
- Pleins phares, ce con...
Bu uzunları göndermelerinden nefret ediyorum.
Je déteste quand ils envoient les longues.
- Uzunları severim.
- J'aime les grands.
Uzunlar, inceler, şişmanlar... Bu gerçek.
Les grandes, les minces, les grosses.
Uzunlar karnımda, kısalar dizimdeydi.
Les plus grands m'arrivent au nombril.
Yine de uzunlar kıçına tekme atmış.
Ils te l'ont mise quand même.
Biri onları uyarmak için uzunları yakıp söndürürse de, onu öldürürler.
Si quelqu'un leur fait des appels pour les avertir, ils le tuent.
Uzunlarını yakıp söndürüyor ve gülüyordu.
Elle faisait des appels en rigolant.
- Çok uzunlar. - Bu sadece bir tahmin.
- Elles sont trop pendantes.
Bir daha kimse uzunları yakamayacak.
Plus personne ne me coupera la route.
Uzunlar hezaren.
Les grandes sont des delphiniums.
- Uzunlarından alma.
- Pas un maxi.
Scotty. Uzunları yak
Scotty, Scotty, allume les phares!
- Daha uzunlar.
- Elles sont plus grandes.
Kapa uzunları, eşek herif!
Eteins les phares, ducon!
Ciao, Ciao, Ciao. Çok uzunlar!
Ils sont si grands!
Evet, ama bu iki iz o izler için çok uzunlar...
Il y a 2 marques parallèles et elles sont trop longues.
Çünkü çok uzunlar.
Parce qu'elles sont très longues.
Çok uzunlar, yakında kestirsem iyi olacak.
Ils sont trop longs. Il faut que je les fasse couper.
Wow, cok uzunlar.
Wow, ils sont bien longs.
Hey, uzunlarını kapat gerzek!
Hé, tes grands phares, tocard!
Sadece uzunlar.
Ils sont juste grands.
Amma da uzunlar.
Ils sont vraiment... grands.
Çok güçlü sayılmazlar ama uzunlar.
Pas particulièrement lourde...
Lastik hortumları, uzunları kıracak mısın?
Bloquer mon compte ne suffira pas.
Kulağı uzunları pek sevmem.
- Je ne suis pas un fan des espions.
Mesele de o zaten. Bacaklarımı almadığım gerçeğini saklamak için uzunlar.
C'est fait exprès : c'est pour cacher mes jambes non rasées.
Yeni adın bu. Demek uzunlar.
Des couilles longues.
Bunun adı jeot ve bunlar da dev kaya kristalleri bir metreden daha uzunlar.
C'est un "géode" et là des cristaux de roche géants de plus d'un mètre.
Biliyorsun ki, toplumda gençler yaşlıları sollar. Uzunlar kısaları sollar. Güzeller akıllıları sollar.
Dans notre société, mieux vaut être jeune plutôt que vieux, grand plutôt que petit, beau plutôt qu'intelligent...
İkinci olarak, "Sıfır" bir beden değildir! Mankenlerimiz... uzunlar!
Deuxièmement, "taille mannequin", ça ne veut rien dire.
Burbank'in bütün büyük ve uzunları Yılbaşı'na pantolonsuz girmişti.
Tous les gros de la ville ont dû se passer de pantalon pendant un mois.
Uzunları çeken ateşi tutuşturur.
Vous n'êtes pas concernés.
- Vinny'den uzunlar.
Et les jambes!
Çok uzunlar.
Des kilomètres.
Gerçekten uzunlar.
Il y en a de très longs.