Uçak Çeviri Fransızca
8,442 parallel translation
Uçak Pasifik saatiyle bu öğleden sonra 2 : 30'da iniş yapacak.
L'avion arrive aujourd'hui à 14h30.
Uçak bir saate iner.
Le vol devrait arriver dans un peu plus d'une heure.
Uçak San Francisco'ya inmek üzere.
Le vol est sur le point d'atterrir à San Francisco.
Uçak etkisi herhalde.
Ça doit être le décalage horaire.
Uçak belki de bir işareti hedef alıyordu.
Le drone aurait pu cibler une balise.
Uçak bizi doğruca New York'a götürecek.
L'avion nous ramène directement à New-York.
Pentagon'un korsan saldırısının olduğu sabah çekilmiş tek bir fotoğrafı bile yoktur ve 93 numaralı uçağın enkaz alanı tüm çarpışmayan uçak kazalarıyla uyumsuzdu.
Il n'y a pas eu de photos du Pentagone prises le matin d'avant le détournement et le champs des débris du vol 93 est incohérent avec aucun crash d'avion civil.
O zaman kendimize uçak bulmamız lazım.
Il ne reste plus qu'à nous trouver un avion.
- Uçak.
- Un avion.
Uçak mı?
Un avion?
Uçak mı buldun?
T'as trouvé un avion?
- Bu uçak hayatın kendisinden yaşlı.
Cet avion est plus vieux que la vie.
- Uçak daha kalkmadı mı?
- L'avion est encore là?
- Koca bir uçak!
Non, attendez.
Baksana, uçak biletlerimizi internetten ayarlayabilir misin?
Tu peux changer nos réservations d'avion sur internet?
Uçak bileti istediğin zaman, biri uçak bileti bulur.
Dès que tu voudras une place dans un avion, quelqu'un t'en réservera une.
Karınız olmadan bir kıtadan başka bir kıtaya uçunca uçak düşsün diye dua etmediğinizi biliyor muydunuz?
Vous saviez que quand vous prenez un vol transcontinental sans votre femme, vous ne priez pas pour que l'avion s'écrase?
Gelen tüm uçuşlar yönlendiriliyor ama inişe geçmek üzere olan 56 uçak iletişim sınırları dışındaydı.
Les avions qui arrivaient ont été déviés. Mais ceux qui allaient entamer leur descente... 56 d'entre eux... sont hors de portée. La NSA essaye d'y voir avec les satellites.
İndirmemiz gereken 56 uçak var.
On a 56 avions à faire atterrir.
Hayır, durağan bir laptop ile uçak arasında çok fazla hız farkı vardı. Tamam.
Non la vitesse relative est trop grande entre un avion et un ordinateur au sol.
Hemen üstümüzde bir uçak varken bu arabada oturmamı mı bekliyorsun?
Vous espérez que je vais m'asseoir dans cette voiture avec un avion au dessus de nous?
Cloudbase uçak gemisi Thunderbirds dizisinden.
Le Cloudbase était dans Thunderbirds.
Uçak düşüyor!
L'avion descend!
Uçak kalktığında inanırım ancak.
J'y croirai quand ils seront en vol.
Uçak sersemliğiniz vardır dedim.
J'ai juste supposé que vous étiez un peu fatigués par le décalage horaire.
Yarın uçak pistini ne zaman kontrol ediyoruz?
A quelle heure on ira vérifier la piste d'atterrissage demain?
Carlos'un uçak fikrini eğer Carlito'yu saf dışı bırakmazsak almayacağını söyledim.
Je lui ai dit que Carlos n'allait pas prendre l'idée de l'avion à moins qu'on trouve quelque chose pour discréditer Carlito...
Uçak biletlerine bakmışsın.
Je sais que tu cherches des vols. Londres.
Eğer bir sonuca ulaşamazsam Meksika'ya iki uçak bileti ayırtırım.
Si rien ne se passe, alors je réserverai deux vols pour le Mexique. On ira tous les deux.
O da bana der ki Wrong kardeşler uçak, uçurabiliyorsa...
Il m'a répondu, si les frères Wrong peuvent voler...
Namluyu genişletirsek pütonyumun hızı daha da artar ancak dünya üzerinde 3 tonluk bombayı atabilecek sadece iki uçak var.
Si on allonge le canon, le plutonium peut atteindre une vitesse plus élevée, mais il n'y a que deux avions sur la planète qui peuvent décoller avec une bombe de 4000 kg.
Bu gece. Hemen uçak getirttiririm.
Je vais appeler l'avion.
- Askeri uçak kalkış yaptı.
Le transport militaire est prêt à partir.
Abbudin Saray Muhafızları ile dolu bir uçak kalktıktan sonra yere çakılmış.
Un avion plein de garde d'officiers d'élite d'Abbudin vient de s'écraser.
Hemşerilerim, büyük bir acıyla çok sayıda Abbudin Saray Muhafızı üyesinin kaybına sebep olan uçak kazasının haberlerini doğruluyorum.
Mes chères compatriotes, c'est avec une grande tristesse que je confirme le crash d'un avion transportant une douzaine de garde d'élite d'Abbudin.
Uçak kazası ve Tariq'ın tutuklanması sonucu kardeşin üst düzey yöneticilerinin hepsini resimden çıkardı.
Plus besoin d'un renversement. Et Jamal gagne une élection que je perdrais?
Uçak kalkmak üzere.
- Où ont-elles bien pu aller? - Merde. Emma.
Ama uçak bileti bir haftalık.
Mais le billet d'avion est pour une semaine.
Bilirsin, belki o gece daha çok uyusaydım, eğer o uçak zamanında kalksaydı, o zaman böyle çıldırmazdım.
Vous savez, peut-être que si j'avais eu plus de sommeil cette nuit-là, si le vol avait été à l'heure, alors je n'aurais pas pété les plombs.
- Sheila'ya sürpriz bir ziyaret için Boston'a bir uçak bileti ayırdığımı duydum... ve senden yarınki McBain duruşmasına çıkmanı istiyorum.
- J'ai juste entendu de réserver un billet d'avion pour aller voir Sheila à Boston, et j'aimerais que tu prennes ma place pour l'audience McBain de demain.
Şimdi bu uçak kalkar!
On décolle!
Kredi kartı kullanımı uçak ve otobüsleri araştırdı.
Il a fouillé les relevés de compte, les avions, les bus.
Uçak etkisi yüzünden.
C'est à cause de ce putain de décalage horaire.
Bunlar Hunt'ların Bayan Lawson'a gönderdiği uçak saati ve otel rezervasyonuyla ilgili e-postalar.
Il y a davantage de mails émanant des Hunts pour Melle Lawson avec des numéros de vol et des réservations d'hôtel.
Amagansett'te uçak fuarı varmış.
Y a une foire aux artisans à Amagansett.
Uçak inmiş ama adam içinde değilmiş.
Il n'était pas dans l'avion.
30 dakika sonra uçak burada olur.
L'avion doit atterrir dans 30 minutes.
Dachau toplama kampı sanayinin hizmetindedir çünkü o zamanlar uçak motorları yapan büyük BMW fabrikalarına ucuz işgücü sağlar.
Les camps de concentration de Dachau sont au service des industries en fournissant de la main d'œuvre aux grandes usines de BMW, qui fabriquaient des moteurs d'avions.
Masalarda bir saat geçirmeme izin ver bize ilk sınıf uçak bileti ayarlarım.
Tu me donnes une heure aux tables, j'aurai des premières classes.
Cidden. Sadece bedava uçak bileti kazandığım için çok heyecanlandım.
Sérieusement, je pense que je me suis trop emballée sur ce vol gratuit.
- Uçak biletim.
Mon billet d'avion.