English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ V ] / Valez

Valez Çeviri Fransızca

468 parallel translation
Buna değersin, aşkım.
Vous le valez bien, chérie.
Benden daha iyi durumda değilsin.
Vous ne valez pas mieux que moi.
Senin benim kadar, benim de senin kadar hakkım var, değil mi? - Ama, efendim...
Vous me valez bien et je vous vaux bien, non?
300 dolar etmezsin.
Vous ne valez pas 300 dollars.
Sana da, köpeğine de lanet! Değmeyeceğin kadar çok dert açtın basıma!
Toi et ton chien, vous ne valez pas tous les ennuis que vous m'avez causés.
Sende ne cevherler olduğunu göster onlara. "
Prouvez à tous ce que vous valez. "
Çok sorun çıkardınız. Değmeyeceğiniz kadar çok sorun.
Vous ne valez vraiment pas tous ces tracas!
Fettes, sen halden anlayan birisin.
Vous valez mieux que ça.
Ölün bile canlı halinden daha değerli.
Vous valez plus cher mort que vif.
Bensiz harap olmuşsunuz.
Sans moi, vous ne valez rien.
Evimden hemen gidin.
Vous ne valez rien!
Sen de ondan aşağı değilsin
Et vous, vous ne valez pas mieux.
Satış yaptığın haydutlardan daha dürüst olmadığını biliyorsun bölge sen olmadan daha iyi olurdu.
 Vous valez pas mieux que vos clients.  Personne vous regrettera.
Kaptanla saçları bakımlı olduğu için işbirliği yapmazsın, komuta onda olduğu için işbirliği yaparsın yoksa işin biter.
On n'obéit pas à un capitaine pour sa coiffure, mais parce que c'est le chef. Sinon, vous ne valez rien.
Çünkü sen de en az onlar kadar kötüsün.
Vous ne valez pas mieux que le pire d'entre eux.
"Bundan daha iyisin. Sandığından daha iyisin."
"Vous valez mieux que ça, et vous ne le savez pas."
Fena değil, ha? Alex, siz hepimizden daha iyisiniz.
Oh Alex, vous valez tellement mieux que nous tous.
Sen yumruk atmaya bile değmezsin.
Vous n'en valez pas la peine.
Şerif bürosunu darmadağan edecekler.
Vous verrez si vous valez votre papa, "shérif"!
Senin değerin tam olarak bu.
C'est exactement ce que vous valez.
Bu ipten aşağı inecek kadar iyi denizciysen gidebilirsin.
On va voir ce que vous valez.
Anladıysan, bütün bunlara sebep olandan daha iyi biri değilsin.
Si vous comprenez, vous ne valez pas plus... que ceux qui ont provoqué tout ça.
Mitch Lodwick savcılık görevini elinden aldığından beri... bir baltaya sap olamadın.
Depuis que Mitch Lodwick vous a dégommé de votre poste d'avocat général, vous ne valez plus un fifrelin.
Sen daha mı iyisin?
Vous valez mieux?
Eğer inanıyorsan Thorn eğer inanıyorsan, hepsinden daha değerlisin demektir.
Si vous le croyez... vous valez sans doute mieux qu'eux tous.
İyi bir değeriniz var, Bayan Lowe.
Vous valez votre pesant d'or, Mme Lowe.
Uğrunda dövüşmeye değer insanlar olduğunuzu kanıtladınız.
Vous nous prouvez que vous valez qu'on se batte pour vous.
1945'tekinin yarısı kadar olabilir misiniz?
Vous valez moitié moins qu'en 1945.
Ek binalara ne kadar yaklaşabildiğini görelim.
Voyons voir ce que vous valez. Direction les écuries.
Şey, pek bu işin adamı gibi değilsiniz.
Vous valez mieux que ça.
Ben onun yerinde, her dolar verecekti.
II ne dira rien. Bien sûr, vous valez ça.
Hiçbir şey.
Vous ne valez pas mieux que moi.
İngilizce konuşmuyorlar diye kendinizi onlardan üstün görmeyin.
Ne vous imaginez pas que vous valez mieux que les gens d'ici.
Tam olarak, sizi benden daha iyi yapan ne?
En quoi valez-vous mieux que moi?
Gözden kaçırabilirdim, ama 1942 de, sen bir çatışmada ölmüştün.
Vous ne valez rien. Vous êtes mort, souvenez-vous.
Sana saygı duyardım, ama bir fahişeden farkın yokmuş.
Vous ne valez pas mieux qu'une putain.
Duyduğuma göre yüz adama bedelmişsin.
Il paraît que vous valez cent hommes.
Senin Willi kadar iyi olduğunu gösterecek bir şey.
La preuve que vous valez Willi.
Sadece merak ediyorum. Seni 100,000 $ değerinde yapan şey nedir?
Je me demandais juste... pourquoi vous valez 1 00 000 $?
Bir başkasından daha iyi değilsindir.
Vous ne valez pas mieux que nous.
Senin Kung-Fu'n Mou Piao'dan bile beter üstelik cahilsin de
Je l'ai souvent dit : vous ne valez pas Mao Biao, ni au combat, ni en connaissances.
İşte benim için değerin bu kadar Slavek 78,50 $, biraz bile fazla değil.
- C'est tout ce que vous valez pour Moi. Et vraiment rien de plus.
En az Vidal kadar iyisin.
Vous valez bien Vidal.
Şunu söyleyebilirim. lsınmak için sıcak tuğladan çok daha iyisin.
Vous valez mieux qu'une brique chaude pour garder un homme au chaud.
Sen tek başına, bir bölüğe olmasa bile bütün bir müfrezeye bedelsin.
Vous valez ˆ vous seul une section enti  re, m  me une compagnie
Siz benden daha iyi olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?
Vous valez mieux que moi?
- Konumuz o değil.
Vous les valez sans doute, deux fois, trois fois.
Heydrich'den hiç bir farkınız yok.
Vous ne valez pas mieux que Heydrich!
100 metrede seni deneyelim bakalım.
On va voir ce que vous valez pour le 100 m.
Öyleyse korkmayın, serçelerden daha değerlisiniz.
Mais vous valez mieux que beaucoup de passereaux.
Siz onlardan üstün değil misiniz?
Ne valez-vous pas plus qu'eux?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]