English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ V ] / Velet

Velet Çeviri Fransızca

1,012 parallel translation
Bir düzine sümüklü velet istediğimi sanıyorsunuz... Halbuki bunun yerine ölmenizi yeğlerim.
Un homme plein de délicatesse vous éduquera à Paris et moi-même je changerais rapidement, vous le verrez.
Buraya baksana sen, küstah velet!
Ecoute-moi, petit insolent!
Güzel şeytanlar ve boynuzlu velet adına!
Belzébuth, voilà quelqu'un!
Küçük fakir velet... bir ıslahevinde olmalıydı.
Cette pauvre petite môme sans un sou aurait dû aller en maison de correction.
Buraya dağınık bir velet gibi gelmem çok aptalcaydı.
C'était idiot de ma part de venir ici comme une enfant distraite.
Pis velet.
Quel cochon!
Bu velet kurutulmuş hurmalarımı yedi.
Ce gosse a mangé mes kaki mis à sécher au soleil.
Sadece hurmalar için kızgın değilim. Kızgınım çünkü bu velet keçi gibi inatçı.
C'est pas l'affaire d'un ou deux kaki séchés, c'est son entêtement...!
Aptal velet, karnı acıkacak.
Quel idiot! Il va avoir faim.
Seni sefil, iğrenç velet!
Sale petite peste!
Şu velet üzerine düşeni yapmıyor ki!
2 mètres sur 1,50 sur 0,75.
Sinsice işler çevirmeden önce iki kere düşünecek, yalancı, sevimsiz velet!
Sale petit morveux! La ferme!
Ve bana şımarık velet dedi!
Il m'a traitée d'enfant gâtée!
Önüne baksana, adi velet.
Attention! Sale petit garnement.
# Hiç beklenmeyen üç küçük velet. # Doktor doğumu aynı anda halletti.
Trois petits enfants Le docteur a mis au monde
- Alçak velet!
- Satané mioche!
Bu iş böyle, velet.
- C'était le boulot, mon fils.
Koşsana sersem velet!
File, petit morveux.
Bu bizim velet olamaz!
Ce n'est pas le gamin!
- Bir velet Griff. Yeni yetme, iğrenç aşağılığın teki.
Un blanc-bec, vraiment mauvais.
Gördüğüm en sıkıcı velet.
Le gosse le plus détestable que j'aie jamais rencontré.
Sana bahsettiğim velet bu. Cazgır ama deha.
C'est ce garçon détestable!
"Delta Havaalanı Uçuş Gösterisi" - Senin pederin kim velet?
Qui c'est ton vieux?
Pederin kim? Bugünkü pederin kim velet? Pederin kim?
Hein, c'est lequel, aujourd'hui?
Sen benimle uğraşacağına uçağı sürmene bak velet!
Occupe-toi de ton avion et tais-toi.
Velet.
Les gosses.
- Neyin var senin? - Odada dört velet var.
- Mes quatre rejetons sont là.
Yakaladım seni küçük velet.
- Je te tiens!
Hey, velet, sucuk sever misin?
Gamin, t'aimes les saucisses?
Bu velet televizyon seyretmek istiyor.
Luciana... Lili veut à tout prix regarder la télé.
Şu küçük arsız velet.
Quelle petite peste!
Bir grup velet.
Du menu fretin.
- Sakichi denen velet nerede?
- Où est le garçon Sakichi?
Gözüm görmesin seni, velet!
Fiche le camp, maudite morveuse!
Bu velet! Gördünüz mü?
Voyez ce qu'elle a fait de son beau kimono!
Ne kadar aksi bir velet, şefkate kötülükle yanıt veriyor.
Quelle sale gosse! Elle rend le mal pour le bien. Une vraie vicieuse!
Ben hanımefendi sayılmam. Hayata orduda bir velet olarak başladım, değişmeye de çalışmadım.
J'ai été élevée par l'armée et je n'ai jamais essayé de changer.
Bu ne sıcak... Bir de şu velet.
Cette chaleur... et en plus ce môme!
Çek git velet.
Déguerpis, petite.
Nerede şu velet?
Où est cet avorton?
Sümüklü velet.
Ce gosse ne me plaît pas.
Bu velet Cao efendinin kazını çaldı
- Qu'y a-t-il? Il a mangé l'oie de maître Cao.
- Hemen sinirlenme velet.
Ne sois pas insolent, l'orphelin.
- Al şu eşyalarını pis velet.
Trois livres! Vous pouvez le reprendre.
"Shh. Bu daha güzel bir velet."
"Shut, ce berceau est mieux".
Düşündüm ki genç bir velet bizim dükkana gelip aynısını yapsa...
Je me dis : "Et si un jeune arrogant vient dans notre magasin?"
Seni yaramaz, arsız velet.
Tu es un vilain, vilain, vicieux petit garnement!
Ne dedin sen, küçük velet?
T'as dit quoi, merdeux?
Seni kötü velet!
Canaille! Dois-tu dire tout ce que tu vois?
"UÇAN SHUMANNLAR" 8-9 ŞUBAT Bugünkü pederin kim velet?
Qui c'est ton vieux?
Alçak sesle konuşalım. En ufak tıkırtıda uyanıyor velet.
Les bruits et la lumière le dérangent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]