Verbal Çeviri Fransızca
362 parallel translation
- Raporları mı?
- Un procès-verbal? - Oui.
- Şimdi sıra sekreterlerde.
Maintenant, le second point est la lecture du procès-verbal.
Perşembe günkü toplantının tutanağını istiyorum. 6. fıkra, bölüm 5b. Ayrıca cuma günküler de, 2. fıkranın tümü.
Apportez-moi le procès-verbal des réunions de jeudi et vendredi.
İncelemenin olay yeri raporuna işaret edelim.
Rédigez le procès-verbal.
- Bu bir centilmenlik anlaşmasıydı.
- C'était verbal.
- Basit bir ifade için.
- Simple procès-verbal.
İfade vermeye. İşleri kitabına göre yapıyoruz, tamam mı?
- On va dresser un procès-verbal, pour la bonne règle, comprenez?
İfade için sadece.
- Non, simple procès-verbal! - Hou, hou!
"Aralığın 23'ünde tutuklama kayda geçmiş."
PROCES VERBAL DU MEURTRE DU 23 DEC.
23'ünde tutuklama kayda geçmiş.
Le procés verbal date du 23.
1932'de Wiecek tutuklanması ile ilgili defter var mı?
Avez-vous le procés verbal de l'arrestation de Wiecek en 1932?
Wiecek'in tutuklanması ile ilgili defter sizde mi?
Vous avez le procés verbal de l'arrestation de Wiecek?
Bu davanın tutanaklarını okumuş biri ve McNeal'in bulduklarının bazılarına aşina olan biri olarak af elde edecek yeterli kanıta sahip olduğumuzdan hiç emin değilim.
Bien que j'aie lu le procés verbal de cette affaire... et je suis d'accord avec certaines choses que M. McNeal a trouvé...
Şimdi, elimde Wiecek'in 22 Aralık'ta tutuklandığını kanıtlayan bir kayıt var.
J'ai un procés verbal de police... qui prouve que Wiecek a été arrêté le 22 déc.
Cesedin bulunması polis raporunda da yazılı.
La police a fait le procès-verbal.
Bu sözleri siler misiniz Bayan Murray?
Rayez ça du procès-verbal, je vous prie.
"... son yönetim kurulu toplantınızın tutanakları.
d'avoir le procès-verbal, de la dernière séance de votre conseil.
Kayıtlardan silinsin.
- Rayez-le du procès-verbal.
Cobberly. Brisko. Şunları içeri atın.
Fouillez-les et dressez-leur un procès-verbal.
Histerik bulguyu sözlü komut ile gidermemiz gösteriyor ki hastalığı organik kökenli değil.
Un ordre verbal a éliminé le symptôme hystérique. Cela démontre que son affection n'est pas d'origine organique.
Bu konuda mutabık mıyız? Bunları tek tek kaydedelim lütfen.
Si nous sommes d'accord là-dessus, inscrivons-le au procès-verbal.
Sonrası için komutları emirleri kâle almamak olacaktır.
Ensuite, il leur est interdit d'obéir à un ordre verbal.
Tutuklama kağıdını görmek istiyorum.
Montrez-moi le procès-verbal.
Tutanak tutun.
Rédigez un procès-verbal.
Tutanak tutmalısınız.
Vous devez faire un procès-verbal.
Yanlış tutuklandığı için, hak talep etmeyeceğine dair belgeyi uzat ona.
Donne-lui le procès-verbal de relaxe.
IQ'su 59. Sözel 69, totalde 70.
Son QI de performance est de 59, son QI verbal est de 69 et son QI global est de 70.
Polis kayıtlarına göre, kırdığı bir pencere camı için doksan yedi ruble on sekiz kapik ödemiş.
J'ai vu le procès-verbal, rien que pour la glace brisée il a payé 97 roubles 18 kopecks.
Senin parmak izin bile olacak.
Procès-verbal, remis, reçu, les empreintes digitales.
İfadenizi doğrulayın.
Ayant relu personnellement le procès-verbal, persiste dans ses déclarations et signe.
Arabayla ilgili soruyu iptal edin.
Rayez cette question du procès-verbal.
Dosyalarda her şey mevcut...
Tout figure dans le procès-verbal.
Yoldaş Çetvertak'ın kınama almasını, zabıt tutulmasını mı istiyorsunuz?
On condamne la camarade Demikopek, on rédige un procès-verbal?
Ama Sayın Bakan, tutanak çoktan tutuldu, bu imkansız.
Monsieur le ministre, le procès-verbal est déjà fait...
Jarvis, bak, şu anda laf tokuşturacak halde değilim.
Je ne suis pas d'humeur à jouer au ping-pong verbal.
Sözlü emirleriniz olmadan derhal maymunu idam ettireceğim.
Je suis prêt à exécuter ce singe sur un ordre verbal de votre part.
Tutuklama evrakları, lütfen.
Lisez le procès-verbal.
Bunu da yazayım mı?
J'en dresse un procès-verbal?
İmza olmadığını da belirteyim mi?
Procès-verbal sans signature?
- Kaydedeyim mi?
Je dresse un procès-verbal?
Ne hoş, ne güzel bir tutanak olacak!
Un beau procès-verbal! Un procès-verbal exact!
Bugüne kadar benzeri görülmemiş bir tutanak hazırlayacağım!
Je vais écrire un procès-verbal comme on n'en voit pas souvent!
Ne harika, ne kusursuz bir tutanak olacak!
Un beau procès-verbal! Et exact!
Kaspar Hauser'in beyninde ve ciğerinde biçim bozukluğu bulundu!
Je dresserai un procès-verbal sur les difformités découvertes chez Hauser.
Ping-Pong konuşmasını yeterince dinledim.
J'en ai assez de votre ping-pong verbal!
Hasar kontrolü. İçişleri Bakanlığı ön hasar raporu istiyor, hem de acele tarafından.
Le ministère de l'Intérieur veut un procès-verbal d'avarie et vite.
Normalde protokolün okunması ile başlanıyordu.
D'ordinaire, nous lisons d'abord le procès-verbal.
Adalet Bakanlığı Organize Suçlar Dairesi'nde... başsavcı olduğum kayıtlara geçsin.
Que le procès-verbal indique que je suis James Wells, assistant du procureur pour la Division du Crime Organisé au Ministère de la Justice des États-Unis.
Askeri yasanın 31.
Le tribunal a décidé de rejeter la requête visant à rayer le témoignage de Madame Lansdowne du procès-verbal.
KAYIP İNSAN BÜLTENİ
PROCÈS-VERBAL DE DISPARITION
Tamam.
Relisez-moi le procès-verbal.