Verir Çeviri Fransızca
16,408 parallel translation
Grant hep böyledir. İnsanlara zarar verir ve kendine yalan söyler.
C'est ce que Grant fait toujours... blesser les gens et se mentir à lui-même à ce sujet.
Fitz senin için dünyaları verir diye düşünmüştüm hep.
J'ai toujours cru que Fitz retournerait le monde entier pour toi.
Yakında sana detayları verir. Görürsün. - Çevrilmemiş altyazı -
Il te donne les détails, ese.
Bize bir dakika verir misin?
Tu peux nous donner une minute?
Pulitzer ödülü aldığı sürece ülkenin yanmasına izin verir.
Elle laisserait le pays brûler pour obtenir son prix Pulitzer.
Amacı hançeri güvende tutmaksa o zaman belki hançeri elinde tutan insanın geçmesine izin verir?
S'il protège la dague, peut-être qu'il laissera passer la personne qui la tient?
Bir dakikalığına dikkatinizi bana verir misiniz?
Excusez-moi, si je pouvais avoir l'attention générale juste pour un moment...
Bir şey bulursan bana söyleyeceğine söz verir misin?
Ecoute, pourrais-tu juste me promettre que tu me le diras si quelque chose se produit?
Doktorlar hemen polise haber verir.
Les docteurs le diraient à la police. - Ils diront que tu as aidé un terroriste.
Uzun geceler için sana güç kuvvet verir.
Cela vous donnera de l'endurance pour de longues, longues nuits, hein?
Nefes almama izin verir misin?
Est-ce que je peux respirer?
Geldiğimi haber verir misiniz lütfen?
Dites lui que je suis là.
- İzin verirseniz hakkınızda suç duyurusunda bulunmadığımız takdirde bize e-postaları bir hafta içinde verir misiniz?
- Si je peux... Si nous acceptons de ne pas poursuivre les charges, allez-vous nous donner ces emails d'ici cette semaine?
Donna, Louis kız kardeşiyle ilgili sorunlarla uğraşmadığı zamanlarda bile mantıklı davranmıyor,... şu anda ona bunu anlatırsam ne tepki verir sence?
Donna, Louis n'est déjà pas rationnel dans ses meilleurs jours qui n'ont aucun rapport avec sa soeur, Comment le prendrai t-il si je venais à faire ce que tu me demandes?
O gün her cadı şehre bir hediye verir, karşılığında da bir hediye bekler.
Le jour où chaque sorcier donne un cadeau à la ville dans l'espoir que la ville lui en donne un en retour.
Buzdolabından bir bira verir misin?
Tu peux m'apporter une bière?
- Bitirmeme izin verir misiniz?
Tu vas me laisser finir?
Sana ne özgürlük verir biliyor musun?
Tu sais ce que ça donne la liberté? De l'argent.
En azından bu geri kazanma şansı verir.
Ça te laisse une chance de la récupérer.
Wegener, Goebbels'e hesap verir, sana değil.
Wegener rend des comptes à Goebbels, pas toi.
Sence çukurun bana yaptıklarını bilmemden sonra hala, bunların Sara'ya olmasına izin verir miyim? !
Tu penses qu'après avoir appris ce que ce Puits m'a fait, je laisserai la même chose arriver à Sara!
- Bu olduğunda bana haber verir misin?
- Tu me tiendras au courant?
- Bu benim davama zarar verir mi?
Ça aggrave mon cas?
Ona adilce davranılacağına dair bana söz verir misiniz?
Pouvez-vous me donner votre parole qu'il sera traité équitablement?
Bak. Eğer Caroline'ın büyüsünü çekersem Valerie öğrenir ve çok daha kötü bir şeyle karşılık verir.
Si je siphonne le sort de Carline, Valerie le découvrira et elle se vengera avec un truc pire.
Nik çok az insana değer verir bu yüzden seni araştırdım.
Nik se soucie de si peu de gens, donc je vous regardé.
Strix adamlarını almaya ne zaman karar verir?
Combien de temps avant que les Strix décider de venir chercher leur mec?
O yer kötü olsa Fransız halkı imparatorlarının boklu donuyla etrafta dolaşıp, insanları hançerlemeye çalışmasına izin verir miydi hiç?
Les Français l'auraient pas laissé en caleçon souillé, un poignard en main, si l'endroit était nul.
Ayrıntı verir misiniz?
Vous pouvez être plus précis?
327 Ve sonuç verir... Bir seks suçlusuna kapı komşusuydular.
Il s'est avéré... qu'ils vivaient à côté d'un agresseur sexuel.
Hak edersen o karar verir.
Ça se décide... si tu le mérites.
Ne tür ebeveynler çocuklarına Ichabod gibi garip bir isim verir?
Quel genre de parents donne à leur enfant un prenom bizarre comme Ichabod? Il est probablement traumatisé à vie.
Umarım izge ölçümü kullanışlı bir sonuç verir.
Prions que le spectomètre de masse nous donne quelque chose d'utile.
Paraya herkes önem verir.
Personne n'en a rien à faire de l'argent.
Peki birisiyle görüşseydin yine de 18 kişiyi öldürmeye karar verir miydin?
Pensez-vous que si vous en aviez parlé plus tôt, vous auriez décidé d'exécuter 18 personnes?
Hastane gitmemize nasıl izin verir ya?
Pourquoi l'hôpital nous laisse partir?
Yani biri sana bir kutu verir ve içinde süper çılgın bir şey olduğunu söyler ama bakmana izin yoktur ya tabi ki ona bakarsın.
Si quelqu'un te tendait une boite et te disait qu'il y a un truc de fou dedans, mais tu n'es pas autorisée à regarder, bien sûr que tu vas voir dedans!
Bize biraz izin verir misin?
Excusez-nous un moment, d'accord?
Gitmeden önce ağrı kesici verir misin?
Hey, je peux obtenir des médicaments contre la douleur pour la route?
Onunla tanışmana izin verirsem kim olduğunu söylemeyeceğine söz verir misin?
Si je te la laisse voir, est-ce que tu promets de ne pas lui dire qui tu est réellement?
O vebalı gibi bir şey. Ne kadar çok etrafta olursa, o kadar fazla zarar verir.
Elle fera de plus en plus de dégâts.
Bak sana diyorum dostum, zamanında çılgın şeyler gördüm ama ne tür bir adam ortadan kaybolup bu şekilde yaşamaya karar verir ki?
Je te le dis, mec, j'en ai vu des trucs dingues dans ma vie, mais quel genre de gars arrive et décide de vivre comme ça?
- Ki bu da bize kesin hızlarını verir, tahmini değil. - 15.38 knot 20 değil.
Et combien de temps ça leur a pris pour faire ce chemin. Chacun nous donne une vitesse accrue, pas une supposition.
Toby, eğer mitolojiyi bilmiyorsa kesin yakayı ele verir!
Si elle ne connait pas ces subtilités, elle va se faire prendre à coup sûr!
Bu da her birinize 2.325 dakika verir.
C'est 2.325 minutes pour chacun d'entre vous.
İnsan karakteri hakkında gerçek bir sezgi verir.
On voit l'âme humaine.
Bize biraz izin verir misin.
Donnez-nous une minute.
Chris buna nasıl bir tepki verir bilmiyorum.
Je ne sais pas comment Chris va réagir à ça.
Henry'e izin verir.
Elle a laissé Henry entrer.
Bana izin verir misiniz?
Voudriez-vous m'excuser?
Bana da travma yatağı verir misiniz?
J'ai un lit en trauma un pour ça?